İspanyol yapımı gerilim filmi, Netflix izleyicilerini ekrana kilitledi

Ödüllü aktör Javier Gutiérrez, İspanyol gerilim filmi Bataklık'taki (La isla mínima) rolüyle de tanınıyor (Netflix)
Ödüllü aktör Javier Gutiérrez, İspanyol gerilim filmi Bataklık'taki (La isla mínima) rolüyle de tanınıyor (Netflix)
TT

İspanyol yapımı gerilim filmi, Netflix izleyicilerini ekrana kilitledi

Ödüllü aktör Javier Gutiérrez, İspanyol gerilim filmi Bataklık'taki (La isla mínima) rolüyle de tanınıyor (Netflix)
Ödüllü aktör Javier Gutiérrez, İspanyol gerilim filmi Bataklık'taki (La isla mínima) rolüyle de tanınıyor (Netflix)

Başrolündeki "psikopat" karakteri ve beklenmedik "karanlık" finaliyle Konut (The Occupant), Netflix izleyicilerini etkisi altına aldı.

İlk olarak 2020'de gösterime giren ve platformda halen izlenebilen İspanyol filmi, eski bir reklam yöneticisinin karanlık saplantısını konu alıyor. Javier Muñoz adlı karakter, işsiz kaldıktan sonra terk etmek zorunda kaldığı evin yeni sakinlerine takıntılı hale geliyor.

Ancak hikaye, karakterin niyetlerinin gittikçe karanlıklaşmasıyla birlikte dehşet verici bir yöne evriliyor.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 65'lik mütevazı bir beğeni puanına sahip olmasına rağmen Konut, izleyicilerden büyük övgü almayı başardı.

High On Films, filmle ilgili eleştirisinde şu ifadelere yer veriyor: 

Konut'u etkileyici kılan asıl unsur, Javier Gutiérrez'in psikopat, dışlanmış bir reklamcıyı canlandırmadaki sarsıcı performansı. Ne pahasına olursa olsun istediğini elde etmeye kararlı bir karakter portresi çiziyor.

Pittsburgh Magazine ise filmi "büyüleyici" diye tanımlıyor.

"Bu finali hiç beklemiyordum"

Bir sinemaseverin yorumunda ise "Harika bir senaryo. Bu finali hiç beklemiyordum. Gerçekten gerilim dolu bir film. Javier Gutiérrez müthiş bir iş çıkarmış" ifadeleri yer aldı.

Bir başka yorumda ise şu satırlar dikkat çekti: 

Kapitalist bir toplumda açgözlülük ve psikopatlık üzerine muazzam bir karakter incelemesi. Yavaş ilerliyor ama kesinlikle izlemeye değer.

Konut'la ilgili olumsuz yorumlar da yok değil. Bazı izleyiciler filmi "gerilim değil, sıradan bir drama" diye eleştirirken, biri şu ifadeyi kullanıyor: 

En iyi İspanyol filmlerinden biri değil. Hikayeye zaman harcıyorsunuz ama sonunda tamamen inandırıcılıktan uzak bir kurguyla karşılaşıyorsunuz.

Konut'un başrolündeki Gutiérrez'e Mario Casas ve Bruna Cusí eşlik ediyor. Filmin yönetmenliğini ise Bird Box: Barcelona'yla tanınan Àlex ve David Pastor üstleniyor.

Independent Türkçe, Daily Mail, Mirror, High On Films



Ünlü aktör zor yılları anlattı: "Duşta ağladığımı hatırlıyorum"

2010'da True Blood'daki performansıyla Emmy kazanan İsveçli aktör Alexander Skarsgård, HBO dizisi Big Little Lies'da Nicole Kidman'ın eşi Perry Wright'ı canlandırmıştı (HBO)
2010'da True Blood'daki performansıyla Emmy kazanan İsveçli aktör Alexander Skarsgård, HBO dizisi Big Little Lies'da Nicole Kidman'ın eşi Perry Wright'ı canlandırmıştı (HBO)
TT

Ünlü aktör zor yılları anlattı: "Duşta ağladığımı hatırlıyorum"

2010'da True Blood'daki performansıyla Emmy kazanan İsveçli aktör Alexander Skarsgård, HBO dizisi Big Little Lies'da Nicole Kidman'ın eşi Perry Wright'ı canlandırmıştı (HBO)
2010'da True Blood'daki performansıyla Emmy kazanan İsveçli aktör Alexander Skarsgård, HBO dizisi Big Little Lies'da Nicole Kidman'ın eşi Perry Wright'ı canlandırmıştı (HBO)

Hollywood'da yıldızı parlamadan önce uzun süre zorlu bir kariyer mücadelesi veren Alexander Skarsgård, katıldığı Dinner's on Me podcast'inde geçmişe dair içten itiraflarda bulundu.

2008'de Generation Kill ve True Blood dizileriyle yıldızı parlamadan önce yaşadığı duygusal çöküntüleri anlatan oyuncu, kötü geçen deneme çekimlerinden sonra kendini sık sık duşta ağlarken bulduğunu söyledi.

"Berbat deneyimlerdi. Karakterle hiçbir bağ kuramıyorsun, rol sana hiç uymuyor ama o noktada hayır deme lüksün yok. Seçmelere gitmek zorundaydım" diyen Skarsgård, 2001 tarihli Zırtapoz'da (Zoolander) rol almış olsa da o yıllarda sektörde tutunmakta zorlandığını söyledi.

"Ajansım beni kovmanın eşiğindeydi. Eğer o seçmeye gitmeseydim, muhtemelen beni temsil etmeyi bırakacaklardı" diyen Skarsgård sözlerini şöyle sürdürdü: 

Ama rol bana hiç uymuyordu. Kendimi tamamen yetersiz hissediyordum.

Big Little Lies'daki performansıyla büyük övgü toplayan oyuncu, o dönemleri hatırladığında hâlâ küçük çaplı bir travma yaşadığını da itiraf etti:

Los Angeles'taki o kötü daireme döndüğümü hatırlıyorum. Duşta ağlıyordum. İçim kirlenmiş gibi hissediyordum, özgüvenim sıfırdı. 'Dünyanın en kötü oyuncusuyum' diyordum kendi kendime... Üstelik onurum da kalmamıştı. O tür roller için seçmelere giriyordum, hem kendimin hem de karşımdakilerin zamanını boşa harcıyordum. Berbat bir histi.

Emmy adayı usta aktör Stellan Skarsgård'ın oğlu olan Alexander, babasının gölgesinde oyunculuk yapmanın getirdiği baskının da süreci zorlaştırdığını söyledi. Ancak tüm bu zorluklara rağmen pes etmedi.

Skarsgård halihazırda, Kuzeyli (The Northman), Succession, Godzilla vs. Kong, Tarzan Efsanesi (The Legend of Tarzan) ve Sonsuzluk Havuzu (Infinity Pool) gibi birçok önemli projede rol aldı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Dinner's on Me, Entertainment Weekly