93 puanlı II. Dünya Savaşı filmi, 2020'lerin en iyisi

Jonathan Glazer'ın büyük beğeni toplayan filmi Derinin Altında'dan (Under The Skin) 10 yıl sonra çektiği İlgi Alanı, Martin Amis'in aynı adlı romanından uyarlandı (A24)
Jonathan Glazer'ın büyük beğeni toplayan filmi Derinin Altında'dan (Under The Skin) 10 yıl sonra çektiği İlgi Alanı, Martin Amis'in aynı adlı romanından uyarlandı (A24)
TT

93 puanlı II. Dünya Savaşı filmi, 2020'lerin en iyisi

Jonathan Glazer'ın büyük beğeni toplayan filmi Derinin Altında'dan (Under The Skin) 10 yıl sonra çektiği İlgi Alanı, Martin Amis'in aynı adlı romanından uyarlandı (A24)
Jonathan Glazer'ın büyük beğeni toplayan filmi Derinin Altında'dan (Under The Skin) 10 yıl sonra çektiği İlgi Alanı, Martin Amis'in aynı adlı romanından uyarlandı (A24)

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 93'lük beğeni puanı alan II. Dünya Savaşı filmi, 2020'lerin en iyi filmi seçildi.

Tarihin en büyük askeri çatışması olan II. Dünya Savaşı, daha başlar başlamaz Hollywood'un ilgisini çekmişti. Bu döneme dair filmlerin bir kısmı propaganda amaçlıyken, diğerleri daha çok insani dramlara odaklandı.

Kazablanka (Casablanca) ve Hayatımızın En Güzel Yılları (The Best Years of Our Lives) gibi yapımlar, yayımlandıkları dönemde büyük övgü topladı. Ancak savaş sonrası yıllarda da sinemacıların ve izleyicilerin bu döneme ilgisi azalmadı. Steven Spielberg'ün klasikleşmiş iki başyapıtı Schindler'in Listesi (Schindler's List) ve Er Ryan'ı Kurtarmak (Saving Private Ryan) bunun en net kanıtları arasında yer alıyor.

II. Dünya Savaşı'nın tarihsel büyüklüğü, sinema dünyasının bu konuya olan ilgisinin kolay kolay sona ermeyeceğini gösteriyor. Son yıllarda Blitz, Atlantik Savaşı (Greyhound), Mincemeat Operasyonu (Operation Mincemeat) ve elbette 2023'ün Oscarlı gişe rekortmeni Oppenheimer gibi filmler bu mirası sürdürdü.

Christopher Nolan'ın yönettiği Oppenheimer, Oscar Ödülleri'nde En İyi Film dahil birçok ödül kazanmış olabilir. Ancak yeni bir ankete göre, 2020'lerin en iyi filmi Jonathan Glazer imzalı İlgi Alanı (The Zone of Interest). 1943'te geçen ve Auschwitz toplama kampının komutanı Rudolf Höss'ün rüya gibi yaşamını ele alan 2023 tarihli yapım, En İyi Uluslararası Film dalında Oscar kazanmıştı. Glazer'ın kendine özgü tarzıyla kötülüğün sıradanlığına kan donduran bir bakış sunan film, yıllar süren titiz bir araştırmanın ardından çekilmişti.

Köklü Amerikan gazetesi New York Times tarafından hazırlanan "2000'li yılların en iyi filmleri" listesi ağırlıklı olarak yüzyılın ilk 20 yılına odaklansa da İlgi Alanı, 2020'lerden listeye giren en yüksek sıradaki film oldu. Ödüllü film 12. sırada yer aldı. Oppenheimer ise listeye 65. sıradan girebildi.

Listenin zirvesinde ise Bong Joon Ho'nun 4 Oscarlı başyapıtı Parazit (Gisaengchung) yer aldı.

Independent Türkçe, ScreenRant, New York Times



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe