Kenya'da kadın DJ'ler yükselişte

2021'de kurulan okulun adındaki Santuri, Svahili dilinde "plak" anlamına geliyor (AFP)
2021'de kurulan okulun adındaki Santuri, Svahili dilinde "plak" anlamına geliyor (AFP)
TT

Kenya'da kadın DJ'ler yükselişte

2021'de kurulan okulun adındaki Santuri, Svahili dilinde "plak" anlamına geliyor (AFP)
2021'de kurulan okulun adındaki Santuri, Svahili dilinde "plak" anlamına geliyor (AFP)

Kenya'nın başkenti Nairobi'deki Santuri Elektronik Müzik Akademisi (SEMA) ülkenin yeni DJ'lerini yetiştiriyor. 

Kwem Kimtai de bunlardan biri. Dört haftalık yoğun kursta hem yazılım hem de ekipman üzerine uzmanlaşmayı hedefleyen 32 yaşındaki kadın, erkeklerin domine ettiği bu sahnede önemli bir yer edinmek istiyor:

Her şeyi yapabilirim. Miks yapabilirim, ritimleri birbirine uydurabilirim, müzikteki enerji seviyesini değerlendirebilirim. Eskiden bir müzik aşığından ibarettim. Artık değişik tarzları birbiriyle sentezleyip farklı dünyalar arasında yolculuk etmek istiyorum.

Yüzlerce kişiyi yetiştiren SEMA'da, Tawa.RaR sahne adını kullanan Kimtai gibi pek çok kadın var. 

SEMA'nın kurucuları, 2020'de onlarca sanatçıyla görüşüp Afrika'nın doğusundaki kadın DJ'lere yönelik ilginin arttığını fark edince bu hamleyi yapmış. Kadınlara ve azınlık mensuplarına burs sağlıyorlar. 

Ancak yine de eğitim ve donanım masraflarını karşılamakta daha fazla zorlanan kadınların bu sektörde yer edinmesi zor. Ayrıca yaptıkları iş aynı olsa da erkeklerden daha az para kazanıyorlar. 

İşin ticari kısmını öğrencilere anlatan DJ Shock, "Ben bu işe başladığımda böyle bir şeyle karşılaşmayı çok isterdim çünkü tüm öğretmenlerim erkekti" diyor. 

DJ Shock, 20 yıl önce müzik kariyerine başladığında meslektaşlarının kadınlarla bilgi paylaşmak istemediğini anlatıyor. 

28 yaşındaki ses mühendisliği mezunu Daisy Nduta, "Bu alanları herkes için güvenli hale getirecek insanlar biziz" diyor. 

Female:pressure adlı müzisyen ağının verilerine göre 2012'de elektronik müzik festivallerinde çalan kadınların oranı yüzde 9'ken, 2023'te yüzde 30 oldu. 

Independent Türkçe, France24, AFP



Yaygın öksürük ilacı, Parkinson hastalarına umut oldu

Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)
Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)
TT

Yaygın öksürük ilacı, Parkinson hastalarına umut oldu

Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)
Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)

Yeni bir çalışma, Avrupa'da yaygın bir şekilde satılan bir öksürük şurubunun Parkinson hastalarında demansın ilerlemesini yavaşlatabileceğini öne sürüyor.

Parkinson teşhisi alanların yaklaşık yarısında 10 yıl içinde demans görülürken, giderek kötüleşen hafıza kaybı, kafa karışıklığı, halüsinasyonlar ve ruh hali değişiklikleri hastaları, aileleri ve sağlık sistemini etkiliyor. 

Kanada'daki Western Üniversitesi'nden nörolog Stephen Pasternak, "Parkinson hastalığı ve demansın mevcut tedavileri, semptomları hedef alsa da altta yatan hastalığı durdurmuyor" diyor.

Bir yıl süren yeni bir klinik çalışma, Avrupa'da onlarca yıldır güvenle kullanılan öksürük ilacı Ambroksol'ün bu semptomların gelişimini yavaşlatma potansiyeli taşıdığını öne sürüyor.

Hakemli dergi JAMA Neurology'de yayımlanan küçük ölçekli çalışmada, Parkinson'la ilişkili demansı olan 55 katılımcı izlenerek hafızaları, psikiyatrik semptomları ve beyin hasarıyla bağlantılı kan belirteci GFAP değerlendirildi.

Bir grup katılımcı her gün Ambroksol alırken diğer gruba plasebo verildi.

Araştırmacılar ilacın güvenli olduğunu, iyi tolere edildiğini ve beyinde tedavi edici seviyelere ulaştığını saptadı.

Bilim insanları yaptıkları açıklamada, plasebo grubunun psikiyatrik semptomları kötüleşirken, Ambroksol alanlarda sabit kaldığını söylüyor.

Araştırmacılar çalışmada şöyle yazıyor:

Plasebo alan bireyler nöropsikiyatrik semptomlarda klinik açıdan anlamlı bir kötüleşme gösterirken, ambroksol alanlar stabil kaldı.

Bilim insanları demansla bağlantılı kritik bir genin yüksek riskli varyantlarını taşıyanların, Ambroksol kullanınca bilişsel performanslarında iyileşme gösterdiğini söylüyor.

Plasebo grubunda GFAP seviyeleri artarken Ambroksol'le sabit kalması, öksürük ilacının beyni Parkinson'da daha hızlı bozulmaya karşı koruma potansiyeli taşıyabileceğine işaret ediyor.

"Ambroksol güvenli bulundu, iyi tolere edildi ve hedefe ulaştığını gösterdi" diye yazan bilim insanları, ilacın biliş üzerindeki klinik etkisinin çalışmada "doğrulanmadığını" da ekliyor.

Önceki çalışmalar Ambroksol'ün, Parkinson hastalarında düşük seviyede olan glukoserebrosidaz (GCase) adlı kritik bir enzimi desteklediğini göstermişti.

Araştırmacılar daha önce Ambroksol'ün, çocuklarda GCase eksikliğinden kaynaklanan nadir genetik bozukluk Gaucher hastalığının tedavisine katkı sağlayabileceğini bulmuştu.

Bu enzimin düzgün çalışmaması durumunda, beyin hücrelerinde atık birikir ve bu da hasara yol açabilir.

Dr. Pasternak "Bu bulgular Ambroksol'ün özellikle genetik risk altındaki kişilerde beyin fonksiyonlarını koruyabileceğini gösteriyor. Bu durum umut verici yeni bir tedavi yolu sunuyor ve halihazırda çok az tedavi var" diyor.

Ambroksol gibi bir ilacın fayda sağlaması, gerçek bir umut yaratabilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir.

Avrupa'da solunum rahatsızlıklarının tedavisi için onaylanan öksürük ilacı, yüksek dozlarda ve hamilelik sırasında kullanım da dahil olmak üzere uzun süredir güven sağlıyor ancak ABD veya Kanada'da herhangi bir kullanım için onaylanmadı.

Bilim insanları bu çalışmadan elde edilen farmakolojik verilerin, Ambroksol'ün demans semptomlarını yavaşlatmadaki etkisini değerlendirmek üzere daha geniş ölçekli klinik deneylerin yapılmasını sağlayabileceğini umuyor.

Independent Türkçe