Yeni Jurassic World filmine ilk yorumlar: Kükreyen bir zafer

40 yaşındaki Scarlett Johansson, Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta üç dinozordan genetik materyal elde etmek için görevlendirilen keşif ekibinin lideri Zora Bennett'ı canlandırıyor (Universal)
40 yaşındaki Scarlett Johansson, Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta üç dinozordan genetik materyal elde etmek için görevlendirilen keşif ekibinin lideri Zora Bennett'ı canlandırıyor (Universal)
TT

Yeni Jurassic World filmine ilk yorumlar: Kükreyen bir zafer

40 yaşındaki Scarlett Johansson, Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta üç dinozordan genetik materyal elde etmek için görevlendirilen keşif ekibinin lideri Zora Bennett'ı canlandırıyor (Universal)
40 yaşındaki Scarlett Johansson, Jurassic World: Yeniden Doğuş'ta üç dinozordan genetik materyal elde etmek için görevlendirilen keşif ekibinin lideri Zora Bennett'ı canlandırıyor (Universal)

İstila (Monsters) ve Godzilla'yla tanınan Gareth Edwards'ın yönettiği ve başrollerinde Scarlett Johansson'la Jonathan Bailey'nin yer aldığı Jurassic World: Yeniden Doğuş (Jurassic World Rebirth), vizyon öncesi gösterimlerde ilk izleyicileriyle buluştu. Eleştirmenler, dinozorların hâlâ Dünya'nın efendisi olduğunu söylerken filmi "kükreyen bir zafer" diye tanımlıyor.

Filmde Scarlett Johansson, gizli operasyonlarda görevli Zora Bennett karakterine hayat verirken, Netflix'in hit dizisi Bridgerton'dan tanıdığımız Jonathan Bailey de paleontolog Dr. Henry Loomis rolünde karşımıza çıkıyor. Kadroda ayrıca Rupert Friend, Manuel Garcia-Rulfo, Luna Blaise, Mahershala Ali ve David Iacono gibi isimler yer alıyor.

Yeni Jurassic World filmi, Jurassic Park evreninde tamamen yeni bir dönemi başlatıyor. Hikaye, ilk parkın en tehlikeli dinozorlarının terk edildiği izole bir adadaki araştırma merkezinde geçiyor. Johansson, Bailey ve Ali'nin canlandırdığı karakterler bu ölümcül adaya adım atıyor. ABD'de yarın vizyona girecek filmin 4 Temmuz Cuma günü Türkiye'deki sinemaseverlerle buluşması bekleniyor.

Eleştirmenler ne diyor?

İlk sosyal medya yorumları ve eleştirmen incelemeleri genel olarak olumlu. Özellikle Johansson, Bailey ve Ali'nin performansları ve dinozorların aksiyon sahneleri övgü topluyor.

ComicBook yazarlarından Charlie Ridgley, 4 yıldız verdiği incelemesinde, "Jurassic World: Yeniden Doğuş, hem dinozorlara hem sinema sanatına saygısıyla yükseliyor. Film, dünyanın sonu gibi büyük olaylarla ya da yapay aşk hikayeleriyle uğraşmak yerine, izleyicinin esas görmek istediği şeye odaklanıyor: Dinozorlarla dolu adrenalin yüklü sahneler" ifadelerini kullanıyor.

ScreenRant yazarı John Orquiola ise filmi, "Steven Spielberg'ün 1993 yapımı filminden bu yana en iyi Jurassic yapımı" diye nitelendiriyor ve dinozor sahneleri için "soluksuz izlenen sekanslar" diyor.

ThatHashtagShow'dan Hunter Bolding, "Scarlett Johansson hâlâ gerçek bir yıldız. Göz kamaştırıcı görünüyor” ifadelerini kullanıyor.

"Hem nostaljiye göz kırpıyor hem de seriyi ileri taşıyor"

The Reel Thoughts Podcast'ten Cohen Harrison Wyatt ise şu yorumu yapıyor: 

Beklenmedik şekilde son derece iyi. Net bir hikayesi, etkileyici görselleri ve aksiyon dolu sahneleri var. Hem nostaljiye göz kırpıyor hem de seriyi ileri taşıyor.

Variety eleştirmeni Peter Debruge ise, "Dinozor serisi kökenlerine dönüyor. Spielberg'ün 32 yıl önce sunduğu eğlenceyi güncellenmiş haliyle tekrar sunuyor ama serinin mitolojisine anlamlı bir katkı sunmuyor, geleceğe dair bir yön de çizmiyor" diyor.

Hollywood Reporter'dan David Rooney ise şu yorumu yapıyor: 

Yeni canavarlar tehdit saçıyor olabilir ama bu film çoğunlukla geri dönüp ısıtılmış hikaye öğeleri sunuyor. Edwards'ın Spielberg'e duyduğu hayranlık açık; özellikle açık deniz sahneleri Jaws'ı anımsatıyor. Jurassic World: Rebirth kimsenin favori Jurassic filmi olmayabilir ama sadık hayranları (ki ben de onlardan biriyim) eğlenecektir.

Beğenmeyenler de var

RogerEbert.com eleştirmeni Christy Lemire ise filmi beğenmeyen isimlerden. 4 üzerinden iki yıldız verdiği incelemesinde, "İnsanlar mutant dinozorlar tarafından yenme tehlikesi altındayken film eğlenceli olabiliyor. Ama oraya ulaşmak için hem gerçek hem mecazi anlamda ormanda çok fazla yol kat etmeniz gerekiyor" diyerek ekliyor: 

Ara sıra zekice görsel şakalar, aldatmalar, sürprizler var. Bunlar bize Jurassic filmlerinin yaz aylarının saf eğlencesi olduğunu hatırlatıyor. Ama o dev ayak izi artık eskisi kadar etkileyici değil.

Consequence yazarı Liz Shannon Miller ise şöyle yazıyor: 

Film, başlıktaki gibi serinin geleceğine dair güçlü bir sinyal vermiyor, daha çok bağımsız bir macera gibi hissettiriyor. Ama bu da bu evrende hâlâ heyecan verici ve sürükleyici hikayeler anlatılabileceğini gösteriyor. Dinozorlar yok olabilir ama insanların onların insan yemesini izleme isteği asla tükenmez.

Eleştirmen Barry Levitt, filme bayıldığını söyleyerek ekliyor: 

Film, dinozorların hem ne kadar görkemli hem de ne kadar korkunç olduğunu müthiş bir şekilde yansıtıyor. Oyuncu kadrosu harika ve Dolores efsane bir karakter.

Variety'den Jazz Tangcay ise "Seriye muazzam bir giriş. Yeni dinozorların hepsine bayıldım, bazıları gerçekten ürkütücü. Dolores'e aşık olmaya hazır olun. Harika bir yapım, ilk filme güzel bir saygı duruşu" ifadelerini kullanıyor.
Inependent Türkçe, ComicBook.com, Dijital Spy, Variety, RogerEbert.com, Hollywood Reporter, Consequence



İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
TT

İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)

Bilim insanları ilk kez bir Antik Mısırlının tüm genomunu diziledi. Yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yaşayan adamın kalıntıları, antik uygarlıktan gelen en eski genetik veriyi de sunuyor.

Uzmanlar, bölgenin sıcak iklimi DNA'nın kolayca bozunmasına yol açtığı için Antik Mısır'dan genetik kayıtlar bulmanın epey zorlu bir iş olduğunu söylüyor. Ayrıca bu toplumda yaygın olan mumyalama da yumuşak dokuları muhafaza etmesine karşın DNA'nın düzgün bir şekilde korunmasını engelliyor.

Bugüne kadar Antik Mısır'dan sadece üç kişinin genomunun bir kısmı dizilenmişti. Ayrıca bu kişiler uygarlığın daha geç dönemlerinde yaşamıştı. 

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmadaysa, bu örneklerden en az bin yıl daha önceye ait bir genom ilk kez tamamen dizilendi. 

Kahire'nin güneyindeki Nuwayrat köyünde 1900'lerin başında bulunan kalıntılar, kayaya oyulmuş bir mezarın içine yerleştirilmiş bir çömlek kabın içindeydi.

Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Dr. Adeline Morez Jacobs liderliğindeki araştırmacılar, 4 bin 500 ila 4 bin 800 yıl önce yaşamış kişinin kemiklerini inceledi. Ayrıca dişinden aldıkları örneklerle genomunu dizileyen ekip, Antik Mısırlı hakkında eşsiz bilgiler elde etti.

VFDGH
Adamın kalıntılarını içeren çömlek 1902'de keşfedilmişti (Garstang Arkeoloji Müzesi/Liverpool Üniversitesi)

İlk piramitler inşa edilirken yaşayan kişinin kalıntıları, 44-64 yaşında ölen bir erkek olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarlarından Joel Irish, MÖ 2855 ila 2570'de hayatını kaybeden adam hakkında "Öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarındaydı, ki bu o dönem için inanılmaz derecede ileri bir yaş" diyor.

Bilim insanları kişinin genetik materyalinin yüzde 80'inin beklendiği gibi Kuzey Afrika kökenine sahip olduğunu tespit etti. Ancak yüzde 20'si, Batı Asya ve Mezopotamya bölgesindeki insanlara dayanıyordu.

Araştırmacılar Antik Mısır ve Mezopotamya halkları arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır düşünüyordu. Arkeolojik bulgular bu etkileşime güçlü kanıtlar sunsa da bugüne kadar genetik bir veri elde edilememişti. 

Harvard Üniversitesi'nden Iosif Lazaridis, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Bu örnek bize, bu kadar erken bir tarihte Mısır'da çoğunlukla Kuzey Afrikalı soyundan gelen ancak Mezopotamya'dan da bir miktar soy katkısı olan insanlar olduğunu söylüyor" diyor: 

Bu coğrafi açıdan mükemmel derecede mantıklı.

Araştırmacılar bulunan kemiklerde artrit ve osteoporoz belirtilerinin yanı sıra yaşamının büyük bölümünde aşağı baktığını ve öne doğru eğildiğini gösteren işaretler tespit etti. Ayrıca kollarını uzun süre önünde tuttuğunu, ağır malzemeler taşıdığını ve sert yüzeylere oturduğunu gösteren bulgulara rastlandı. 

Ekip bu verilere dayanarak bu kişinin ağır işçilik yaptığı ve muhtemelen çömlekçi olduğu sonucuna vardı. Irish çömlekçi çarkının da Mısır'a bu dönemde geldiğini söyleyerek ekliyor:

Öte yandan bir çömlekçiye genellikle böyle üst sınıf bir cenaze töreni düzenlenmez. Belki de olağanüstü yetenekli ya da başarılı olduğu için sosyal statüsü yükselmişti.

Bilim insanları Antik Mısır ve Mezopotamya ilişkisine ışık tutan yeni çalışmanın sadece tek bir genom örneğine dayandığına ve daha fazla kanıt bulmayı beklediklerine değiniyor. Bu sayede iki bölgede yakın zamanda ortaya çıkan yazının kökenlerini ve farklı toplumlar arasındaki göçleri daha iyi anlamayı umuyorlar.

Makalenin ortak yazarı Dr. Linus Girdland-Flink "Bu, insan genetik varyasyonu bulmacasının sadece bir parçası: Bugüne kadar yaşamış her insan ve onların genomu bu bulmacanın benzersiz bir parçasını oluşturuyor" diyerek ekliyor:

Hiçbir zaman herkesin genomunu dizileyemeyeceğiz ancak insanlık tarihinde bugün kim olduğumuzu şekillendiren önemli olayları doğru bir şekilde yeniden yapılandırmak için dünyanın dört bir yanından yeterince çeşitli örnek toplamayı umuyoruz.

Independent Türkçe, CNN, New Scientist, Nature