Ünlü oyuncu psikopat bir karakteri canlandırmak istiyor

Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
TT

Ünlü oyuncu psikopat bir karakteri canlandırmak istiyor

Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)

Daha önce bir hippiyi de canlandırdı bir cadıyı da... Hatta kör ve medyum bir mutanta bile hayat verdi... Dakota Johnson bu kez de kanlı bir karakterin peşinde.

35 yaşındaki ABD'li oyuncu, şu sıralar Celine Song'un romantik komedisi Tam Bana Göre'deki (Materialists) performansıyla kariyerinin en iyi eleştirilerini alıyor. 

Yakında Michael Angelo Covino'nun Cannes'da büyük ilgi gören komedisi Splitsville'de de seyirci karşısına çıkacak.

Aksiyona göz kırpıyor

Hafta sonu katıldığı bir etkinlikte konuşan Johnson, bir "psikopatı" oynamaya hevesli olduğunu söyledi. Ayrıca bir aksiyon filminde rol almayı da çok istediğini belirtti:

Her şeye açığım. Sadece bazı şeylerin bir araya gelmesi gerekiyor.

Johnson bu açıklamayı, Çekya'daki Karlovy Vary Film Festivali'ne katıldığı sırada yaptı. Festivalde kendisine prestijli Başkanlık Ödülü verildi.

Johnson'ın annesi Melanie Griffith ve babası Don Johnson da kariyerleri boyunca psikopat diye tanımlanabilecek karakterlere hayat verdi. Griffith, Brian De Palma imzalı Sahte Vücutlar (Body Double) ve Jonathan Demme'nin yönettiği Vahşi Bir Şey (Something Wild) gibi filmlerde akıl sağlığı sorgulanabilir karakterleri canlandırmıştı. 

Babası Don Johnson ise 1993 yapımı gerilim filmi Günahkarlar'da (Guilty as Sin) intikamcı bir tehdit unsuru, Ustura'da (Machete) ise acımasız bir adalet savaşçısı rolünde karşımıza çıkmıştı.

Johnson'ın büyükannesi Tippi Hedren da Alfred Hitchcock'un iki filminde başrol oynamıştı: Kuşlar (The Birds) ve Hırsız Kız (Marnie).

Dakota Johnson şimdiye dek farklı türlerdeki rollerde gösterdiği başarısıyla dikkat çekse de tam anlamıyla kötü bir karakteri henüz canlandırmadı. Johnson, psikopat bir karaktere en çok korku klasiği Suspiria'nın Luca Guadagnino uyarlamasında yaklaşmıştı. Filmde Berlin’deki gizemli Markos Dans Akademisi'ne katılan genç bir dansçıyı canlandıran Johnson, kendisini büyücülük, komplolar ve cinayetlerle örülü karanlık bir dünyanın içinde buluyor. 

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Hollywood Reporter, Variety



Charlize Theron'dan The Old Guard 2 itirafı

The Old Guard 2, izlenme listelerinde hızla yükselse de eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 24'lük beğeni oranına ulaşabildi (Netflix)
The Old Guard 2, izlenme listelerinde hızla yükselse de eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 24'lük beğeni oranına ulaşabildi (Netflix)
TT

Charlize Theron'dan The Old Guard 2 itirafı

The Old Guard 2, izlenme listelerinde hızla yükselse de eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 24'lük beğeni oranına ulaşabildi (Netflix)
The Old Guard 2, izlenme listelerinde hızla yükselse de eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 24'lük beğeni oranına ulaşabildi (Netflix)

Oscar ödüllü oyuncu Charlize Theron, The Old Guard 2'de favori aksiyon sahnesi sorulduğunda hiç düşünmeden yanıtladı: 

Kesinlikle helikopter sahnesi.

Los Angeles'ta düzenlenen bağış etkinliğinde konuşan yıldız oyuncu, bu sahnenin çekimlerinin son derece zorlu ama unutulmaz olduğunu anlattı:

Filmin sonlarına doğru çektik. İçimden 'Eğer bu sahneyi becerirsem, bir daha zorlu sahnelerde hiç oynamasam da olur' dedim. Tabii bu karar uzun sürmedi ama sahne gerçekten karmaşıktı, psikolojik olarak da zorluydu. İlk iki hafta pilotla oturup güven inşa ettik. Her şey yavaş başladı. Ama sonunda kendimi bir helikopterden sarkarken buldum, gerisi önemli değil.

49 yaşındaki Theron, sahneyi çekerken aklından geçenleri de şöyle anlattı: 

Havada asılı kalmış bir şekilde, 'Hayatım boyunca bir helikopterden sarktığımı anlatacağım' diye düşündüm.

Greg Rucka imzalı çizgi romandan uyarlanan devam filmi, ölümsüz kahramanlar Andy (Theron), Nile (KiKi Layne), Booker (Matthias Schoenaerts), Joe (Marwan Kenzari), Nicky (Luca Marinelli), Copley (Chiwetel Ejiofor) ve Jack (Henry Golding)'in insanlığı kurtarma mücadelesini anlatıyor. Ancak bu kez tehdit, kendi içlerinden çıkıyor: Discord (Uma Thurman) ve Quỳnh (Veronica Ngô).

Victoria Mahoney'nin yönettiği film, büyük bir sürprizle sona eriyor ve üçüncü filme kapı aralıyor. Yapımcı Marc Evans, 2023'te Variety'den Marc Malkin'e verdiği bir röportajda, "İkinci filmin finali adeta üçüncü filmi zorunlu kılıyor, bu da beni çok mutlu ediyor" demişti.

Güney Afrikalı aktris Theron ise şu aşamada net bir karar alınmadığını vurguluyor: 

Biraz ara vereceğiz. Dinleneceğiz. Sonra toplanıp ne yapacağımıza karar vereceğiz.

Yakında Christopher Nolan’ın The Odyssey filminde rol almaya hazırlanan Theron, bir gün yönetmen koltuğuna geçmek istediğini de belirtti: 

Aslında hep ilgimi çekti ama küçük çocuklarım var ve yönetmenlik tüm hayatını tüketiyor. Çocuklar büyüyüp evden ayrılana kadar beklemem gerekebilir.

"Kadın başrollü aksiyon filmleri hâlâ riskli görülüyor"

Theron, New York Times'a verdiği röportajda, Hollywood'da kadın başrollü aksiyon filmlerinin hâlâ erkek odaklı yapımlar kadar destek görmediğini de söyledi.

Mad Max: Fury Road yıldızı, birlikte kamera karşısına geçtiği Uma Thurman'la birlikte verdiği söyleşide şu ifadeleri kullandı:

Evet, daha zor. Bu artık bilinen bir gerçek. Erkek başrollü aksiyon filmleri çok daha kolay onay alıyor. Kadınlar bu tür işlere kalkıştığında ve gişede tam başarı gelmezse, bir daha şans bulamayabiliyorlar. Oysa aynı adamlar için bu risk defalarca göze alınıyor.

Independent Türkçe, Variety, Deadline, New York Times