Depresyonun çaresi Japonlar gibi beslenmekte mi yatıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Depresyonun çaresi Japonlar gibi beslenmekte mi yatıyor?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Japonya Sağlık Güvenliği Enstitüsü'nden bilim insanlarının yaptığı yeni çalışma, sebze, fermente gıda, fasulye ve balıkla dolu popüler bir Japon diyetinin depresyon belirtilerine karşı koruyucu olabileceğini ortaya koydu.

12 bin 500 çalışan yetişkini inceleyen araştırmacılar, balık, sebze, pirinç ve soya fasulyesinden oluşan washoku diyetini uygulayanların işlenmiş gıdalar, şeker, et ve rafine tahıl tüketenlere kıyasla moral bozukluğu, kaygı ve stres yaşama olasılıklarının daha düşük olduğunu tespit etti.

Çalışmaya göre sodyumu azaltırken çiğ sebze ve meyve ekleyen diyetin modern versiyonunu uygulayanlar, riskin yüzde 20 oranında azaldığı daha da büyük bir fayda sağladı.

Bulgular yaş, cinsiyet ve iş stresi seviyeleri gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda da tutarlıydı. Bununla birlikte çok uzun saatler çalışanlar arasında faydaların daha sınırlı olduğu gözlemlendi.

Puanlar geleneksel Japon diyet öğeleri için geliştirildi: Beyaz pirinç, miso çorbası, soya ürünleri, pişmiş sebzeler, mantarlar, deniz yosunu, balık, tuzlu yiyecekler ve yeşil çay.

Öte yandan değiştirilmiş diyet tuzlu gıdalar söz konusu olduğunda puanları büyük ölçüde iyileştirdi. Ayrıca beyaz pirinç minimum düzeyde işlenmiş bir çeşitle değiştirildi ve karışıma meyve, çiğ sebze ve süt ürünleri eklendi.

Sebzeler, ruh halini düzenlemede hayati rol oynayan sinir ileticileri olan serotonin ve dopamin üretimine katkı sağlayan folat içeriyor. Öte yandan yeşil çay, miso ve renkli sebzeler, beyindeki oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olabilecek antioksidanlar içeriyor.

Washoku diyetiyle depresyonun önlenmesi arasında nedensel bir bağlantı kurmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmasına rağmen, bilim insanları çalışmanın sonucunun "çok cesaret verici" olduğunu söyledi.

Bulgularını Psychiatry and Clinical Neurosciences adlı akademik dergide yayımlayan araştırmacılar, "Bulgularımız, kültüre özgü diyetlerin ruh sağlığında önemli rol oynadığını gösteren kanıtların artmasına katkıda bulunuyor" dedi.

Bu çalışma, Japon diyetiyle duygudurum bozuklukları arasındaki olası bağlantı konusunda hem klinisyenleri hem de halk sağlığı uzmanlarını bilgilendiriyor. Eğer doğrulanırsa, bulgular depresyonun önlenmesi için beslenme düzeni yaklaşımının halk sağlığı stratejisi olarak kullanılmasına temel sağlayabilir.

2018'de yapılan bir araştırma meyve, sebze, baklagiller, kuruyemiş ve balıktan oluşan Akdeniz diyetinin depresyondan korunmaya yardımcı olabileceğini öne sürmüştü.

Klasik Akdeniz diyetini daha yakından takip eden kişilerin, et, işlenmiş gıdalar, doymuş yağ ve şekerden oluşan basmakalıp bir Batı diyetine sahip olanlara kıyasla depresyona yakalanma olasılığının yaklaşık yüzde 33 daha az olduğu bulunmuştu.

Independent Türkçe



Tatil cenneti adada suç oranı artıyor: Turistlerin kalitesi düştü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Tatil cenneti adada suç oranı artıyor: Turistlerin kalitesi düştü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Endonezya’ya bağlı Bali adasındaki yetkililere göre bölgeyi ziyaret eden turistlerin kalitesi düşmesiyle suç oranlarında artış yaşanıyor. 

Guardian’ın haberinde, pandemi sonrası Bali’ye giden turist profilinde belirgin bir değişim yaşandığı yazılıyor. Daha fazla sayıda dijital göçebe ve düşük bütçeli turistin adayı ziyaret ettiği belirtiliyor. Bu da bazı yetkililere göre adadaki altyapıyı zorluyor ve suç oranlarını artırıyor. 

Geçen yıl Bali’de 226 yabancı turistin suça karıştığı bildiriliyor. Bu rakamın 2023’e göre yüzde 16’lık bir artışa denk geldiğine işaret ediliyor. Sözkonusu suçlar arasında siber suçlar, uyuşturucu, şiddet olayları ve arsa dolandırıcılığı yer alıyor.

Avustralyalı bir turistin geçen ay Bali’de kaldığı villada vurularak öldürülmesi de gündem olmuştu. Endonezya polisi, Melbourne'den 32 yaşındaki Zivan Radmanovic’in, villaya giden iki Avustralyalı tarafından öldürüldüğünü, başka bir Avustralyalının da onlara yardım ettiğini bildirmişti. Olayla ilgili üç kişi hakkında cinayet soruşturması başlatılmıştı, suçlu bulunmaları halinde idam cezası alabilirler.

Bali’de yaşayan Golkar Partili siyasetçi Agung Bagus Pratiksa Linggih şu yorumları yapıyor: 

Bali’ye gelen turistlerin kalitesi düşüyor. Düşük bütçeli yabancı turistlerin adada uzun süre kalabilmesini sağlayan yasadışı pansiyonların sayısındaki hızlı artış, bunun temel nedenlerinden biri.

Balili hak savunucularından Piter Panjaitan da ada sakinlerinin artan suç oranlarından endişelendiğini söylüyor. Munggu köyü muhtarı I Ketut Darta, bu yıl köye 400 yeni villa inşa edildiğini, bunların çoğunun yabancılara ait olduğunu ifade ediyor. Muhtar, inşaatların köydeki tarım alanlarını yok ettiğini belirtiyor. 

Endonezya Üniversitesi'nden kriminoloji uzmanı Adrianus Meliala, durumun daha da kötüleşebileceği uyarısında bulunuyor:

Demografi değişiyor, daha fazla yabancı uzun vadeli olarak adaya yerleşiyor ve bazıları kendi ülkelerindeki suç ağlarını da beraberinde getiriyor.

Akademisyen, kolluk kuvvetlerinin Bali’deki olaylara müdahalede kaynak yetersizliği nedeniyle zorlandığına dikkat çekerek, adanın suç örgütleri için cazip bir merkeze dönüşebileceğini belirtiyor. 

Independent Türkçe, Guardian, AFP