Şeytan Marka Giyer 2'nin kadrosuna Bridgerton yıldızı da katıldı

Emily Blunt ve Anne Hathaway, Şeytan Marka Giyer'de (20th Century Fox)
Emily Blunt ve Anne Hathaway, Şeytan Marka Giyer'de (20th Century Fox)
TT

Şeytan Marka Giyer 2'nin kadrosuna Bridgerton yıldızı da katıldı

Emily Blunt ve Anne Hathaway, Şeytan Marka Giyer'de (20th Century Fox)
Emily Blunt ve Anne Hathaway, Şeytan Marka Giyer'de (20th Century Fox)

Şeytan Marka Giyer'in (The Devil Wears Prada) merakla beklenen devam filminin prodüksiyonu hızla ilerlerken, kadroya birkaç yeni oyuncunun katıldığı bildirildi.

Deadline'a konuşan kaynaklar, Bridgerton'da Kate Sharma rolüyle tanınan Simone Ashley'nin kadroya katıldığını söyledi. Variety'de yer alan habere göre Lucy Liu, Justin Theroux, B.J. Novak ve The Sex Lives of College Girls'ün yıldızı Pauline Chalamet de henüz paylaşılmayan rollerde oynayacak.

Onlara Broadway yıldızları Helen J. Shen ve Conrad Ricamora'yla komedyen Caleb Hearon da katılacak.

Geçen yıl Meryl Streep, Emily Blunt ve Anne Hathaway'in ikonik filmdeki karakterlerini yeniden canlandıracağı açıklanmıştı.

Kenneth Branagh da Streep'in canlandırdığı moda dergisi editörü Miranda Priestly'nin eşini oynamak üzere yakın zamanda kadroya katıldı.

fgthy
Simone Ashley (Reuters)

David Frankel'in yönetmenliğini üstlendiği devam filminde, Miranda Priestly'nin dergi endüstrisinin düşüşe geçtiği bir dönemde verdiği mücadeleyi izleyeceğimiz bildiriliyor. Filmde, zorlu editör, Blunt'ın canlandırdığı eski asistanı Emily Charlton'la uzlaşmak zorunda kalıyor. Charlton artık Priestly'nin ihtiyaç duyduğu reklam bütçesini sağlayabilecek lüks bir holdingde yönetici olarak görev yapıyor.

2006'da gösterime giren komedi drama, Lauren Weisberger'in 2003 tarihli aynı adlı romanına dayanıyordu. Anne Hathaway'in canlandırdığı Andy Sachs, New York'taki büyük bir moda dergisinde yardımcı asistan olarak işe alınan ancak talepkar editörü tarafından kötü muameleye maruz kalan hevesli bir gazeteciydi.

Film uluslararası gişede 326 milyon doların üzerinde hasılat elde etmiş ve Streep, Ekran Oyuncuları Derneği (Screen Actors Guild) tarafından en iyi kadın oyuncu ödülüne aday gösterilmişti.

Weisberger 2013'te romanın devamı niteliğindeki İntikam Marka Giyer: Şeytan Geri Döndü'yü (Revenge Wears Prada: The Devil Returns) yayımlarken film, 2024'te West End'de prömiyeri yapılan bir müzikale dönüştürüldü.

fgthy
Geçen yıl Meryl Streep, Emily Blunt ve Anne Hathaway'in ikonik filmdeki karakterlerini yeniden canlandırağı açıklanmıştı (20th Century Fox)

Priestly karakterinin, Weisberger'in eski Vogue editörü Anna Wintour'a kişisel asistanlık yaptığı dönemde kısmen ondan esinlenilerek yaratıldığı düşünülüyor. Wintour, 37 yıl boyunca yayına liderlik ettikten sonra haziran sonunda görevinden ayrıldığını açıklamıştı.

Blunt ve Hathaway, Variety'nin Actors on Actors serisi için 2023'te yeniden bir araya gelmiş ve Streep'le birlikte çalıştıkları zamanı değerlendirmişti.

Blunt filmi çekerken gülmekten kendini alamadığını çünkü karakterinin Hathaway'inkine kıyasla "çoğu zaman çok korkunç" olduğunu söylemişti.

"O filmde gerçekten çok keyifli zaman geçirdik" demişti.

Herhangi birimizin filmin bu hale geleceğini bilip bilmediğini bilmiyorum. Her hafta bana filmden bir replik söyleniyor. Hayatımı değiştiren film olarak kalacak.

The Devil Wears Prada 2'nin 2026 yazında vizyona girmesi bekleniyor.

Independent Türkçe



Netflix'in suç dramasına övgü yağıyor: İkinci sezon şart

Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)
Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)
TT

Netflix'in suç dramasına övgü yağıyor: İkinci sezon şart

Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)
Netflix'in David Fincher imzalı sevilen dizisi Mindhunter'la tanınan Holt McCallany, The Waterfront'ta Harlan Buckley rolünde (Netflix)

Gençlik dizisi Dawson's Creek ve korku serisi Çığlık'ın (Scream) yaratıcısı Kevin Williamson imzalı yeni suç draması The Waterfront, haziranda Netflix'te yayımlanmasının ardından kısa sürede geniş bir izleyici kitlesine ulaştı.

8 bölümlük dizi, dünya çapında 11,6 milyon kez izlendi ve 70 ülkede Netflix'in en popüler 10 yapımı arasına girmeyi başardı. 

Kuzey Carolina sahilinde geçen hikaye, Buckley ailesinin zayıflamaya başlayan balıkçılık imparatorluğunu odağına alıyor. Görünüşte geleneksel bir aile olsalar da perde arkasında ihanet, karanlık sırlar ve organize suçlarla kuşatılmış karanlık bir dünya gizleniyor.

The Waterfront, sıradan bir ailenin suç dünyasına karışmasını anlatan drama dizisi Ozark'a benzetiliyor.

Dizinin kadrosunda 1990'ların yıldız isimlerinden Holt McCallany, Çıtır Kızlar'la (Coyote Ugly) tanınan Maria Bello ve popüler dizi Supergirl'den Melissa Benoist gibi dikkat çekici oyuncular yer alıyor. 

The Waterfront, aile bağlarının karanlık yüzünü ve bir mirası korumak için nelerin göze alınabileceğini çarpıcı biçimde işliyor.

Sosyal medyadaki izleyici yorumları da dizinin ne kadar etkileyici olduğunu gözler önüne seriyor. X'te bir kullanıcı, "The Waterfront tam olarak Ozark havası veriyor. Dalmaya hazırım!" paylaşımında bulunurken, bir diğeri, "Melissa Benoist için geldim, hikaye için kaldım. Gerçekten çok iyi bir dizi" yorumunu yaptı.

Bir Reddit kullanıcısı, The Waterfront için "İzlemeye değer" derken, bir başkası ise "Ozark'ı hatırlattı... İnsanı o kadar germiyor ama yine de sağlamdı" ifadesini kullandı.

Bir diğer izleyiciyse, diziyi şöyle özetledi: 

Gergin, kaotik, tempolu ve izlemesi çok eğlenceli!

İnternette heyecan dalga dalga yayılırken, pek çok kişi ikinci sezonun çekilmesi için Netflix'e çağrıda bulunuyor. "Lütfen ikinci sezonu istiyoruz" diyen bir hayrana başka biri şöyle katılıyor: 

Eğer benim gibi Ozark'ı sevdiyseniz, sıradaki Netflix maratonunuz The Waterfront olmalı. Çılgın sürprizlerle dolu. Gerçekten muhteşem.

Dizinin yaratıcılarından Kevin Williamson, New York Post'a verdiği röportajda The Waterfront'u yazarken kendi geçmişinden ilham aldığını söylemişti. Bir kıyı kasabasında büyüyen Williamson, balıkçı babası Wade ve bir otelde çalışan annesi Faye'le denizcilikle iç içe bir yaşam sürmüş.

"Ben balıkçı bir aileden geliyorum. Sadece babam değil, tanıdığım herkes balıkçıydı" diyen yönetmen, aynı zamanda kariyeri boyunca sıklıkla işlediği ihanet ve ahlaki gri alanlar gibi temaları bu yapımda da merkezine alıyor.

Independent Türkçe, Express, LadBible, New York Post