Zalimliğiyle nam salmış Roma imparatoru döneminin tıp uzmanı mıydı?

Roma İmparatoru Caligula'nın heykeli (AFP)
Roma İmparatoru Caligula'nın heykeli (AFP)
TT

Zalimliğiyle nam salmış Roma imparatoru döneminin tıp uzmanı mıydı?

Roma İmparatoru Caligula'nın heykeli (AFP)
Roma İmparatoru Caligula'nın heykeli (AFP)

Yeni bir araştırma, zalimliğiyle nam salmış Roma İmparatoru Caligula'nın şifalı bitkiler hakkında epey bilgili olabileceğini öne sürüyor.

Caligula lakaplı İmparator Gaius, MS 37'den MS 41'deki suikastına kadar Roma İmparatorluğu'nun üçüncü hükümdarıydı.

Tiranın kısa saltanatından günümüze kalan kayıtlar, megalomani, sadizm ve cinsel sapkınlık içeren abartılı bir yaşam tarzını benimsediğine işaret ediyor.

Proceedings of the European Academy of Sciences and Arts adlı hakemli dergide yayımlanan yeni bir çalışma, diktatörün antik çağların farmakolojisine aşina olabileceğini öne sürüyor.

Yale Antik Farmakoloji Programı'ndan çalışmanın yazarılarından Trevor Luke, "Belki de haklı olarak deli denip göz ardı ediliyor ancak biz onun büyük ihtimalle helleborus ve genel olarak farmakoloji hakkında bir şeyler bildiğini gösteriyoruz" diyor.

Araştırmacılar ilk olarak tarihçi Suetonius'un On İki Sezar'da Caligula hakkında aktardığı kısa bir anekdotu değerlendirdi.

Romalı hükümdarların biyografilerini içeren 2. yüzyıl koleksiyonu, "Caligula'nın bir tiran olmasına rağmen tıp hakkında daha önce anlaşılandan daha bilgili olduğuna" dair kanıtlar sunuyor.

Metinde ismi verilmeyen Romalı bir senatörün, adı belirtilmeyen bir rahatsızlıktan muzdarip olduğu ve çiçekli bitki helleborusla tedavi edilirse sağlığının düzeleceğini umduğu için izin alarak bir Yunan kaplıca kenti olan Antikira'ya gittiği anlatılıyor.

Ancak senatör Caligula'dan iznini uzatmasını istediğinde, imparator "helleborusun bunca zamandır fayda sağlamadığı birinin kanını akıtmanın gerekli olduğunu" söyleyerek onu idam ettiriyor.

Yale araştırmacılarının çalışması, Antikira'nın Roma İmparatorluğu'ndaki yeri ve Caligula'nın bitkisel ilaçlara aşinalığı hakkında bağlam sağlayarak pasaja yeni bir ışık tutuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Andrew Koh şöyle açıklıyor: 

Çalışmamız Antikira'nın, Roma dünyasının bir tür Mayo Clinic'i işlevi gördüğünü; varlıklı ve nüfuzlu Romalıların başka yerlerde yaygın olarak bulunmayan tıbbi tedaviler için gittiği bir yer olduğunu gösteriyor.

Dr. Luke "Burası helleborus tedavileri ve başka pek az şeyle biliniyordu. Bu, antik tıp turizminin bir örneği. Roma'nın ağır topları, tıpkı zengin ve güçlü kişilerin Mayo Clinic'teki en son tıbbi teknik ve tedavilerden yararlanmak için Minnesota'nın Rochester kentini ziyaret etmesi gibi, tedavi için buraya seyahat ediyordu" diyor.

Yunanistan'ın orta kesiminde bulunan Phocis bölgesindeki Korint Körfezi'nde yer alan Antikira, epilepsi ve akıl hastalıklarına yönelik eşsiz helleborus tedavileriyle ünlüydü.

Metinler bitkinin iki çeşidine işaret ediyor: baştaki rahatsızlıkları tedavi etmek için beyaz helleborus ve bağırsakları temizlemek için siyah helleborus.

Liman kenti melankoli, delilik, epilepsi ve gut hastalığını tedavi etmek için kullanılan özel helleborus iksirlerinin etkili olduğuna dair inançla ün kazanmıştı.

"Helleborus" terimi çeşitli bitkileri ifade etmek için kullanıldığından, bitkinin tarihsel kullanımlarını incelemek zorlu bir iş.

Araştırmacılar tarihi kayıtların Caligula'nın epilepsi ve uykusuzluktan muzdarip olduğunu göstermesi ve Antikira iksirlerinin bunları tedavi ettiğine inanılması nedeniyle kaplıca kentinin, Caligula için kişisel bir çekiciliği olduğundan şüpheleniyor.

Dr. Luke şöyle diyor: 

Suetonius'un yanılmış olması ve Caligula'nın, adamın idamını emretmeyip sadece okuduğu ya da kendi deneyimlerinden bildiği alternatif bir tedaviyi reçete etmiş olması mümkün.

Independent Türkçe



Mavi köpekbalıklarının bukalemun gibi renk değiştirdiği keşfedildi

Fotoğraf: Wikimedia Commons
Fotoğraf: Wikimedia Commons
TT

Mavi köpekbalıklarının bukalemun gibi renk değiştirdiği keşfedildi

Fotoğraf: Wikimedia Commons
Fotoğraf: Wikimedia Commons

Yeni bir araştırmaya göre mavi köpekbalığının derisindeki benzersiz yapılar, bukalemun gibi renk değiştirebileceğine işaret ediyor.

Bu hafta Anvers'te düzenlenen Society for Experimental Biology konferansında sunulan çalışma, mavi köpekbalığının (Prionace glauca) derisindeki renkleri üreten küçük nano yapıları ortaya çıkardı. Köpekbalığının renginin sırrı, deriyi zırh gibi kaplayan pulların, dermal dentiküller diye bilinen pulpa boşluklarında saklı.

Çalışmada yer alan araştırmacılardan Viktoriia Kamska, "Mavi, hayvanlar alemindeki en nadir renklerden biri ve hayvanlar bunu üretmek için evrim boyunca çeşit çeşit benzersiz strateji geliştirdi. Bu da bu süreçleri bilhassa büyüleyici kılıyor" diyor.

Pulpa boşlukları içindeki guanin molekülü kristalleri, mavi reflektör görevi görüyor. Buna ek olarak melanin pigmenti içeren hücre bileşenleri diğer dalga boylarını emerek köpekbalığının karakteristik rengini üretiyor.

Dr. Kamska, "Bu bileşenler, aynalarla dolu torbaları ve siyah emicilerle dolu torbaları anımsatan şekilde ayrı hücrelerde toplanıyor ancak yakın ilişki içinde durarak birlikte çalışabiliyorlar" diye açıklıyor.

Melanin, belirli kalınlık ve aralıklara sahip guanin kristalleriyle işbirliği yaparak köpekbalığının derisindeki renk doygunluğunu artırıyor.

Bir diğer araştırmacı Mason Dean "Bu malzemeler bir araya getirilince, renk üretme ve değiştirmeyi sağlayan güçlü bir yetenek de ortaya çıkıyor" diyor.

Büyüleyici olan şey, kristalleri içeren hücrelerdeki küçük değişiklikleri gözlemleyerek bunların tüm organizmanın rengini nasıl etkilediğini görüp modelleyebilmemiz.

xsdfrgt
Mavi köpekbalığının dermal dentikülleri (Viktoriia Kamska)

Araştırma, renk üreten küçük yapıların biçimini, işlevini ve mimarisini tanımlayan gelişmiş görüntüleme teknikleri sayesinde mümkün oldu.

Dr. Dean "Rengi organizma düzeyinde, metre ve santimetre ölçeğinde incelemeye başladık ancak yapısal renk nanometre düzeyinde elde edildiğinden, bir dizi farklı yaklaşım kullanmamız gerekti" diyor.

Araştırmacılar daha sonra küçük deri yapılarındaki hangi yapısal parametrelerin, gözlemlenen görünümü üretmekten sorumlu olduğunu doğrulamak için bilgisayar simülasyonları kullandı.

Bu renk değişimi mekanizmasının, guanin kristal aralığını etkileyecek çevresel faktörler tarafından da yönlendirilebileceğini gösterdiler.

Dr. Dean, "Bu şekilde nem veya su basıncı değişiklikleri gibi basit bir şeyden kaynaklanan çok ince ölçekteki değişiklikler, vücut rengini değiştirebilir ve bu da hayvanın nasıl kamufle olacağını şekillendirir" ifadelerini kullanıyor.

Örneğin köpekbalığı daha derine yüzdüğünde, deriye daha fazla basınç uygulanması sonucu guanin kristallleri birbirine doğru itiliyor ve köpekbalığının rengi koyulaşarak çevresine daha iyi uyum sağlıyor.

Bu küçük yapıların davranış mekanizması köpekbalığının deri rengini de değiştiriyor olabilir. Dr. Dean şöyle diyor: 

Böylesine çok işlevli bir yapısal tasarım (yüksek hızlı hidrodinamik ve kamufle edici optik özellikleri birleştiren bir deniz canlısı yüzeyi) bildiğimiz kadarıyla daha önce görülmedi.

Independent Türkçe