Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe



Savaş sonrası travmayla boğuşan askerlerin hikayesine övgü yağıyor

Bonni Cohen ve Jon Shenk imzasını taşıyan Dalgalarda ve Savaşta, IMDb'de 10 üzerinden 7,9 puana sahip (Netflix)
Bonni Cohen ve Jon Shenk imzasını taşıyan Dalgalarda ve Savaşta, IMDb'de 10 üzerinden 7,9 puana sahip (Netflix)
TT

Savaş sonrası travmayla boğuşan askerlerin hikayesine övgü yağıyor

Bonni Cohen ve Jon Shenk imzasını taşıyan Dalgalarda ve Savaşta, IMDb'de 10 üzerinden 7,9 puana sahip (Netflix)
Bonni Cohen ve Jon Shenk imzasını taşıyan Dalgalarda ve Savaşta, IMDb'de 10 üzerinden 7,9 puana sahip (Netflix)

2024 yapımı belgesel Dalgalarda ve Savaşta (In Waves and War), bu hafta Netflix kütüphanesine eklenmesinin ardından övgü yağmuruna tutuluyor.

Bazı izleyiciler yapımı "yıllardır izledikleri en harika belgesel" diye nitelendiriyor.

Netflix, 18 yaş altına uygun olmadığını belirttiği belgeselin konusunu şöyle özetliyor:

Bu belgeselde savaş sonrası travmayla boğuşan üç eski Donanma SEAL timi üyesi, iyileşmek ve umutlarını yeşertmek için beklenmedik bir tedaviye, psikedelik destekli terapiye başlar.

Belgesel, travma sonrası stres bozukluğunun (TSSB) ele alınış biçimi ve alışılmışın dışındaki tedavi yöntemini anlatması nedeniyle sosyal medyada övgü topluyor.

Bir izleyici, "Gazilerin askerlik sonrası yaşadıklarını görmek çok yürek burkucu fakat bu film, birçok insana yardımcı olan farklı bir tedavi yöntemini gösteriyor" diyerek ekledi:

Travmanın iyileşmesi için umut vaat ediyor. Netflix'teki belgeseli kesinlikle öneriyorum.

Başka bir izleyiciyse yapımı "inanılmaz bir belgesel" diye nitelendirdi.

Belgesel, eleştirmenlerden de olumlu yorumlar aldı. Variety, yapımı "dokunaklı" ve "yürekten bir hikaye" sözleriyle tanımladı.

İzleyiciler, övgülerini film değerlendirme platformu Letterboxd'da da sürdürdü.

Bir kullanıcı belgesele 5 yıldız vererek şöyle yazdı:

Harika. Olağanüstü iyi çekilmiş, çok duygulandım. Hikaye akışı çok ustacaydı ve animasyon bölümler çok şey kattı. Gerçekten çok iyi bir film, şiddetle tavsiye ederim.

Bir başka izleyici ise filmi "yürek burkan ama umut veren" diye tanımladı:

Beni tuhaf bir şekilde etkiledi. Belgesel festivalinde izledim. İnanılmaz bir film, kelimeler yetmiyor.

Independent Türkçe, Daily Mail, Mirror, Variety


Stranger Things finali: "İçimdeki Tom Cruise ortaya çıktı"

Henüz 12 yaşındayken popüler bilimkurgu Stranger Things'deki psişik Eleven rolüyle çıkışını yapan Millie Bobby Brown, spot ışıkları altında büyüdü (Netflix)
Henüz 12 yaşındayken popüler bilimkurgu Stranger Things'deki psişik Eleven rolüyle çıkışını yapan Millie Bobby Brown, spot ışıkları altında büyüdü (Netflix)
TT

Stranger Things finali: "İçimdeki Tom Cruise ortaya çıktı"

Henüz 12 yaşındayken popüler bilimkurgu Stranger Things'deki psişik Eleven rolüyle çıkışını yapan Millie Bobby Brown, spot ışıkları altında büyüdü (Netflix)
Henüz 12 yaşındayken popüler bilimkurgu Stranger Things'deki psişik Eleven rolüyle çıkışını yapan Millie Bobby Brown, spot ışıkları altında büyüdü (Netflix)

Stranger Things'in final sezonunda Millie Bobby Brown tam gaz aksiyona girişiyor.

Dizinin 5. ve son sezonu, 6 Kasım Perşembe akşamı Los Angeles'taki galayla prömiyer yaptı. Ardından ekip, cumartesi günü düzenlenen etkinlikte yeni sezona dair ipuçları paylaştı.

Dizinin yıldızlarından Millie Bobby Brown, Noah Schnapp, Finn Wolfhard, Caleb McLaughlin, Gaten Matarazzo ve Jamie Campbell Bower; yaratıcılar Ross ve Matt Duffer, yapımcı Shawn Levy'yle birlikte Hollywood'da düzenlenen söyleşiye katıldı. 

Etkinliğe katılanlar, merakla beklenen final sezonunun ilk bölümünü erkenden izleme fırsatı buldu.

Netflix etkinliğinde konuşan Brown, final sezonuna hazırlanırken "içindeki Tom Cruise'u ortaya çıkardığını" söyledi.

"Beni bunun için yıllardır hazırlıyorlar"

21 yaşındaki oyuncu, bunun hem fiziksel hem duygusal açıdan en zorlu sezon olduğunu belirterek şöyle devam etti:

Duffer kardeşlerin beni bunun için yıllardır hazırladığını hissediyorum. Bu sezon sadece Eleven'ın güçleri nedeniyle değil, kendime uyguladığım fiziksel disiplin de beni sürecin çok içine çekti. Bu benim için gerçekten heyecan vericiydi.

Brown, sezonun ilk kısmının sadece başlangıç olduğunu, izleyicileri bol aksiyon ve duygusal bir zirvenin beklediğini de söyledi.

"Gülümseyebildiğim her an hoşuma gidiyor"

Söyleşi sırasında Noah Schnapp ise canlandırdığı Will Byers'ın sürekli acı çekmesinden esprili bir şekilde yakındı:

"Dizide gülümseyebildiğim her an hoşuma gidiyor" dediğinde salonda kahkahalar yükseldi.

Duffer kardeşler ayrıca kadroya Terminatör (The Terminator) efsanesi Linda Hamilton'ın katıldığını hatırlattı. Onu, "1980'lerin gerçek efsanesi" ve ekibe fiziksel anlamda büyük güç katacak bir isim diye nitelendirdiler.

Ayrıca, ilk sezonun "çocuk enerjisini" yeniden yakalamak için küçük oyuncu Nell Fisher'ın da diziye dahil olduğunu açıkladılar.

Stranger Things'in final sezonu, üç parça halinde izleyiciyle Netflix'te buluşacak: İlk kısım 27 Kasım'da, ikinci 26 Aralık'ta, final bölümleriyse 1 Ocak 2026'da ekrana gelecek.

Independent Türkçe, Hollywood Reporer, Tribune


"Mucize ilaç", kolesterolü tek dozda yarı yarıya düşürüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

"Mucize ilaç", kolesterolü tek dozda yarı yarıya düşürüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, son teknoloji ürünü bir gen düzenleme tedavisinin, insanların zararlı yüksek kolesterol seviyelerini yalnızca tek bir uygulamadan sonra yarı yarıya düşürebileceğini söylüyor.

Yüksek kolesterolü düşürmek için ömür boyu geleneksel ilaçlar kullanan 15 kişiyle yapılan küçük çaplı deney, en yüksek dozda tek bir gen düzenleme tedavisi aldıktan sonra kalp hastalığının iki ana risk faktöründe önemli azalmalar olduğunu gösterdi.

Deneysel ilaç, bilim insanlarının DNA'da değişiklik yapmasını sağlayan CRISPR gen düzenleme aracını kullanıyor. Bu durumda ilaç, karaciğerde ANGPTL3 adlı geni hedef alarak LDL'yi, yani kalp hastalığıyla bağlantılı olan "kötü" kolesterol ve trigliseritleri düşürdü.

Cleveland Clinic kardiyoloğu ve tedavinin ilk insan çalışmasının baş araştırmacısı Dr. Steven Nissen, "LDL ve trigliseritleri yaklaşık yüzde 50 oranında düşürebilecek bir tedavi hiç görmemiştik" dedi.

Çalışmanın sonuçları cumartesi günü Amerikan Kalp Derneği'nin yıllık toplantısında sunuldu ve The New England Journal of Medicine'da yayımlandı.

Araştırmaya göre, katılımcıların kolesterol ve trigliserit seviyeleri tedavi uygulandıktan sonraki iki hafta içinde düşmeye başladı ve sonuçlar en az 60 gün boyunca görülmeye devam etti.

Bu deneme küçük olsa da çalışmanın arkasındaki bilim insanlarına göre gelecekteki başarılı denemeler birçok kişinin hayatını değiştirebilir.

Çalışmanın ortak yöneticisi, Cleveland Clinic'ten Dr. Luke Laffin, "Günde bir kez alınan bir hap veya aylık enjeksiyon yerine, bu tedavi yüksek kolesterolü olan hastalara güvenli ve kalıcı tek seferlik bir infüzyon sunabilir" dedi.

Yüksek LDL, yani "kötü" kolesterol, atardamar duvarlarında plak birikmesine yol açarak kalp krizi veya felç riskini artırabilir. Öte yandan bir diğer kan yağı olan yüksek trigliseritler de bu riskleri yükseltebilir.

Avustralya, Yeni Zelanda ve Birleşik Krallık'tan 15 katılımcı vardı ve hepsi 50'li ve 60'lı yaşlarındaydı. Katılımcıların 13'ü erkekti ve hepsinde kontrolsüz yüksek kolesterol, trigliserit veya her ikisi vardı.

Nissen, "Bu tek seferlik tedavilerin güvenliğini ve etkinliğini göstermeye çalışacağız çünkü bu seçeneklerin hastalar için önemli olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Üç katılımcıda tedaviye karşı mide bulantısı ve karaciğer enzimlerinde yükselme gibi geçici yan etkiler görüldü ancak bilim insanları bu reaksiyonların kısa sürede düzeldiğini söyledi.

Reuters'tan da yararlanılmıştır.

Independent Türkçe