Enstrüman çalmak, beynin yaşlanmasını önleyebilir mi?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Enstrüman çalmak, beynin yaşlanmasını önleyebilir mi?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni araştırma, müzik aleti çalmanın beyni yaşa bağlı gerilemeye karşı koruyabileceğini öne sürdü.

PLOS Biology adlı akademik dergide yayımlanan çalışmaya göre, uzun süreli müzik eğitimi almış yaşlı yetişkinler gürültülü ortamlarda konuşulanları daha iyi anlayabildi ve beyinlerindeki bağlantı örüntüleri gençlerinkine daha yakındı.

Kanada'daki Baycrest Araştırma ve Eğitim Akademisi'yle Çin Bilimler Akademisi'nden araştırmacılar, 25 yaşlı müzisyen, müzisyen olmayan 25 yaşlı ve müzisyen olmayan 24 gencin beyin aktivitesini fonksiyonel MRI taramalarıyle karşılaştırdı.

Katılımcılardan, arka plan gürültüsü varken heceleri tanımlamaları istendi. Bu, genelde yaşlandıkça zorlaşan bir kabiliyet.

Müzisyen olmayan yaşlılar nöral aktivite ve bağlantı düzeyinde yaşa bağlı olağan artışı gösterirken (beynin gerilemeyi telafi etmek için daha fazla çaba sarf ettiğinin bir göstergesi) yaşlı müzisyenlerdeki örüntü "gençlerinkine daha çok benziyordu".

Çalışmaya göre, belirli beyin ağlarındaki bağlantıların gücü de gürültülü ortamdaki konuşmayı anlamakta daha iyi performansla ilişkiliydi.

Bulgular, araştırmacıların "İlerlememe Artışı" adını verdiği hipotezi destekliyor. Bu, müzik eğitimi yoluyla oluşturulan bilişsel rezervin, beynin yalnızca kaybı telafi etmesi yerine, daha genç işlevsel özelliklerini korumasını sağladığı durum.

Araştırmanın ortak yazarı Dr. Yi Du şunları söyledi:

Tıpkı iyi akort edilmiş enstrümanın duyulması için daha yüksek sesle çalınmasına gerek olmaması gibi, yaşlı müzisyenlerin beyinleri de yıllarca süren eğitim sayesinde ince akort edilmiş halde kalıyor. Çalışmamız, bu müzik deneyiminin bilişsel rezerv oluşturduğunu ve gürültülü yerlerde konuşmayı anlamaya çalışırken beyinlerinin yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan aşırı çabadan kaçınabildiğini gösteriyor.

Yazarlar, çalışmanın neden sonuç ilişkisini kanıtlayamasa da müzik eğitimi, yüksek öğrenim ve çift dillilik gibi olumlu yaşam tarzı tercihlerinin beynin yaşlanma süreciyle daha iyi başa çıkmasını sağlayabileceğine dair artan kanıtlara katkıda bulunduğunu söyledi.

Araştırmanın bir diğer ortak yazarı Dr. Lei Zhang ise şunları ekledi:

Olumlu bir yaşam tarzı, yaşlı yetişkinlerin bilişsel yaşlanmayla daha iyi başa çıkmasını sağlıyor. Bir enstrüman öğrenmek gibi ödüllendirici bir hobi edinmek ve buna bağlı kalmak için hiçbir zaman geç değildir.

Bilim insanları şimdi egzersiz ve çok dillilik gibi diğer faaliyetlerin de benzer faydalar sağlayıp sağlamayacağını araştırmayı planlıyor.

Independent Türkçe



Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
TT

Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)

Bilim insanları şizofreni ve bipolar bozukluktan muzdarip kişilerin beyin zarında Hepatit C virüsü tespit etti. Bulgular bu kişilerdeki bazı semptomlara enfeksiyonun yol açabileceğine işaret ediyor.

Şizofreni, bipolar bozukluk ve majör depresyon gibi sorunların bazı psikiyatrik belirtileri uzun zamandır viral enfeksiyonlarla ilişkilendiriliyor. Ancak bugüne dek bu teoriyi doğrudan destekleyecek bir virüse beyinde rastlanmamıştı.

Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar bu durumun virüslerin doğrudan beyne girmeyip beyin zarını hedef almasından kaynaklanabileceğini söylüyor.

Bulguları hakemli dergi Translational Psychiatry'de 14 Temmuz Pazartesi günü yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, şizofreni, bipolar bozukluk veya majör depresyonu olan kişilerin ölümden sonra beyinlerinden alınan koroid pleksus örneklerini, sağlıklı bireylerin beyinlerinden alınanlarla karşılaştırdı.

Koroid pleksus, sıvı dolu boşlukların yani ventriküllerin zarını oluşturan ve özellikle beyni ve omuriliği koruyan beyin omurilik sıvısını üreten hücre topluluğunu ifade ediyor. Daha önceki çalışmalarda beyin içinde virüs keşfedilmediği için virüslerin bulaştığı bilinen bu bölgeye odaklandılar. 

Araştırmacılar 3 binden fazla hücreyi saptayabilen bir teknolojiyi kullanarak şizofreni veya bipolar bozukluktan muzdarip kişilerden alınan örneklerde daha fazla virüs tespit etti. Ancak sadece bu kişilerin beyin zarında Hepatit C vardı. 

Ayrıca kronik Hepatit C tanısı olan bazı kişilerde virüse rastlanmadı. Bu da enfeksiyonun her zaman beyin zarına ulaşmadığını gösteriyor

Bilim insanları daha sonra yaklaşık 285 milyon kişinin sağlık verilerinin tutulduğu bir veritabanına başvurdu. Şizofreni hastalarının yüzde 3,6'sında ve bipolar bozukluğu olanların yüzde 3,9'unda Hepatit C virüsünün belgelendiği saptandı. 

Majör depresyonu olanların neredeyse yüzde 1,8'inde virüs tanısı görülürken, kontrol grubunda bu oran sadece yüzde 0,5'ti. 

Ayrıca beyin zarında Hepatit C olan kişilerin, öğrenme ve hafızayla ilgili beyin bölümü hipokampusunda virüse rastlanmadı. Ancak yine de virüsün varlığı, hipokampustaki gen ifadesini değiştiriyordu. Bu durum zarda meydana gelen bir enfeksiyonun, beyin fonksiyonlarını ve davranışını etkileyebileceği ihtimaline işaret ediyor.

Araştırmacılar bulguların, şizofreni veya bipolar bozukluğu olan herkesin Hepatit C enfeksiyonu olduğunu göstermediği uyarısında bulunuyor. Ancak beyin zarındaki virüsün, semptomlarla ilişkili olabileceğini gösteriyor.

Bu rahatsızlıklardan muzdarip kişilere virüs testi yapılması ve buna yönelik tedavi uygulanması semptomların azaltılmasına katkı sağlayabilir. Enfeksiyon genellikle antiviral ilaçlarla tedavi ediliyor.

Çalışmaya liderlik eden Sarven Sabunciyan "Bulgularımız, bazı kişilerin enfeksiyon nedeniyle psikiyatrik semptomlar yaşıyor olabileceğini gösteriyor" diyerek ekliyor:

Hepatit C enfeksiyonu tedavi edilebildiğinden, bu hastalara antiviral ilaçlar verilerek psikiyatrik semptomlarının azalmasına yardımcı olunabilir.

Independent Türkçe, Johns Hopkins Üniversitesi, Neuroscience News, Translational Psychiatry