Alman yapımı Netflix filmi kötü yorumlara rağmen listeleri altüst etti

Philip Koch yönetmenliğindeki Tuğla, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5,5 puan alabildi (Netflix)
Philip Koch yönetmenliğindeki Tuğla, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5,5 puan alabildi (Netflix)
TT

Alman yapımı Netflix filmi kötü yorumlara rağmen listeleri altüst etti

Philip Koch yönetmenliğindeki Tuğla, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5,5 puan alabildi (Netflix)
Philip Koch yönetmenliğindeki Tuğla, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 5,5 puan alabildi (Netflix)

Netflix'in Alman yapımı yeni gerilim filmi Tuğla (Brick), yayına girmesinin üstünden bir hafta bile geçmeden izlenme listelerini altüst etti.

10 Temmuz'da izleyiciyle buluşan film, yalnızca iki günde dünya genelinde platformun zirvesine oturdu. Yayına girdiği ilk gün 43 ülkede zirveye yerleşen Tuğla, 12 Temmuz'da bu sayıyı 44'e çıkardı. Gerilim, 36 ülkede hâlâ bir numarada yer alıyor.

Film, ilişkileri bozulmak üzere olan Tim ve Olivia'nın bir gece dairelerinde uyanmasıyla başlıyor. Ancak sorun bu kez yalnızca aralarındaki gerilim değil: Gece boyunca kimliği belirsiz biri tarafından tüm apartman, siyah tuğlalarla örülerek dış dünyadan izole edilmiş. Artık ne pencereden çıkmak ne de kapıyı açmak mümkün.

Netflix, 18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığını belirttiği filmin konusunu resmi açıklamada şöyle özetliyor:

Apartmanlarının etrafı bir gecede gizemli bir tuğla duvarla çevrilen Tim ve Olivia, oradan canlı çıkabilmek için temkinli komşularıyla birlik olmak zorunda kalır.

Eleştirmenlerden olumsuz yorumlar almasına rağmen film, kısa sürede uluslararası bir fenomene dönüştü. FlixPatrol'un verilerine göre Tuğla, Netflix'te 18,2 milyon izlenme sayısına ulaşarak dünya çapında en çok seyredilen film olmayı başardı.

Tuğla, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da sinema yazarlarından sadece yüzde 35'lik bir beğeni puanı elde edebildi. Gerilim filminin izleyici puanı ise yüzde 28'de kaldı.

Başrollerde Zack Snyder imzalı Ölüler Ordusu'ndan (Army of the Dead) tanıdığımız Matthias Schweighöfer ve Hırsızlar Ordusu (Army of Thieves) yıldızı Ruby O. Fee yer alıyor. Onlara Frederick Lau, Salber Lee Williams ve Axel Werner gibi isimler eşlik ediyor.

Bazı izleyiciler Tuğla için "başarılı bir gerilim" ifadesini kullanırken kimi sinemaseverler de filmin "izlemeye değer" olduğunu söyledi. Bazıları ise filmi "sıkıcı" ve "ağır tempolu" diye tanımladı.

Sosyal medyada bir kullanıcı, "Netflix'teki Tuğla akılalmazdı, kesinlikle tavsiye ederim" dedi. Bir diğeri ise filme 10 üzerinden 8 vererek, "Dram, gerilim ve merak unsurlarını başarıyla harmanlamış" yorumunda bulundu.

Tuğla, halen Netflix'te izlenebilir.

Independent Türkçe, Hello!, CBR.com, FlixPatrol



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe