Yıldız aktristen itiraf: Al Pacino'ya resmen aşıktım

Fotoğraf: New Line Cinema
Fotoğraf: New Line Cinema
TT

Yıldız aktristen itiraf: Al Pacino'ya resmen aşıktım

Fotoğraf: New Line Cinema
Fotoğraf: New Line Cinema

Winona Ryder, 1990'larda birlikte çalıştıklarında Al Pacino'ya "resmen aşık olduğunu" açıkladı.

Baba'nın (The Godfather) 85 yaşındaki yıldızıyla Richard'ı Ararken (Looking For Richard - 1996) ve Simone (2002) filmlerinde çalışan Ryder, o dönemlerde ona "bilfiil" aşık olduğunu kısa süre önce itiraf etti.

Beterböcek'in (Beetlejuice) 53 yaşındaki oyuncusu Elle'e şunları söyledi:

Onunla çalışırken Al Pacino'ya resmen aşıktım. Film olacağını bilmediğim III. Richard için bir atölye çalışması yapıyorduk. Bilfiil ona aşıktım.

Ryder, kendisini New York'ta rasgele kahve dükkanı turuna çıkardıktan sonra Pacino'ya aşkını ilan ettiğini de aktardı.

"Kafayı kahveye takmıştı ve farklı kahveler denemek için beni New York'un her yerine, en tuhaf yerlere götürürdü" diye açıkladı:

22 yaşında falandım. Nihayetinde nerede kalıyorsam beni oraya bıraktı ve ben de 'Seni seviyorum, biliyorsun. Sana resmen aşığım' dedim. Ve o da 'Ah, tatlım, hayııır' dedi.

Ryder aşk itirafı karşılıksız kalsa da Pacino'yla hâlâ arkadaş olduğunu ve onu düzenli olarak gördüğünü söyledi.

Stranger Things oyuncusu, "Sonra, yaklaşık 10 yıl sonra, benden küçük olan kız arkadaşıyla tanıştım. Hâlâ bazen onunla poker oynuyorum. En iyisi bu" diye espri yaptı.

Röportajın başka bir kısmında Ryder, oyunculuk kariyerinin ilk aşamalarında Jurassic Park'ın yıldızı Laura Dern'ün kendisine rehberlik ettiğini söyledi:

O olmasaydı buralara gelebileceğimi sanmıyorum. Lucas için yaptığım ilk deneme çekiminde onunla tanıştım. Deneme çekiminin ne olduğunu bilmiyordum. Laura büyük kızı okumak için oradaydı ve bana ayrıntıları detaylı bir şekilde anlattı çünkü ne halt döndüğünü bilmiyordum. Bana dostça yaklaştı. Gerçekten 12 yaşındaydım ve kimse bunu bilmez ama beni 20'li yaşlarıma kadar kanatlarının altına aldı. Bu ilişki benim o dönemin üstesinden gelmemi sağladı.

Ryder diğer oyuncularla arkadaşlık kurmaya alışık biri. Eylül 2024'te Josh Horowitz'in Happy Sad Confused podcast'ine konuk olduğunda, Francis Ford Coppola'nın Bram Stoker'dan Dracula (Dracula) setinde evlenmelerinin üzerinden 30 yıldan uzun bir süre geçse de, Keanu Reeves'le cep telefonundan mesajlaştıklarında birbirlerine hâlâ karı-koca şeklinde seslendiklerini söylemişti.

1992 yapımı filmde Coppola, Ryder'ın uzun süredir gerçekliğini savunduğu ve yasal olarak bağlayıcı olduğunu iddia ettiği bir nikah sahnesinde ikiliyi yönetmişti.

Mesajda yazmasına rağmen her zaman kime seslendiğimizi söyleriz. Mesela onun doğum gününde 'Doğum günün kutlu olsun kocacığım' diyorum. Sonrasında o da 'Hey, karıcığım, seni seviyorum. KR 57' gibi şeyler yazar. Her doğum gününde yaşı kaç olduysa adının baş harflerinin yanına onu yazar. Bunu hep yapar.

Independent Türkçe



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

dfvgthy
Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe