HBO'nun rekortmen dönem dizisi yeni sezon onayını aldı

The Gilded Age, New York'un göz kamaştırıcı Yaldızlı Çağı'nda, yetim kaldıktan sonra halalarının yanına taşınan genç bir kadının hikayesini anlatıyor (HBO)
The Gilded Age, New York'un göz kamaştırıcı Yaldızlı Çağı'nda, yetim kaldıktan sonra halalarının yanına taşınan genç bir kadının hikayesini anlatıyor (HBO)
TT

HBO'nun rekortmen dönem dizisi yeni sezon onayını aldı

The Gilded Age, New York'un göz kamaştırıcı Yaldızlı Çağı'nda, yetim kaldıktan sonra halalarının yanına taşınan genç bir kadının hikayesini anlatıyor (HBO)
The Gilded Age, New York'un göz kamaştırıcı Yaldızlı Çağı'nda, yetim kaldıktan sonra halalarının yanına taşınan genç bir kadının hikayesini anlatıyor (HBO)

HBO'nun 1880'ler New York'una yaptığı dönem yolculuğu devam ediyor... Amerikan televizyon ağı, Downton Abbey'nin yaratıcısı Julian Fellowes imzalı dönem draması The Gilded Age'e 4. sezon onayını verdi. 

Variety'nin aktardığına göre duyuru, dizinin üçüncü sezonundaki 8 bölümden 6'sının yayımlanmasının ardından geldi. Sezon finali 10 Ağustos'ta izleyiciyle buluşacak.

HBO'nun Programlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Drama Dizileri Başkanı Francesca Orsi yaptığı açıklamada, dizinin bu sezon ulaştığı izlenme oranlarından gurur duyduklarını belirtti:

Julian Fellowes ve olağanüstü yetenekli oyuncu kadrosu sayesinde bizi 1880'lerin New York'una taşıyan The Gilded Age, her hafta kaçırılmaması gereken bir eğlence deneyimi sundu. Karakterlerin büyük hayalleriyle çıktıkları bu yolculukta yeni sezonda da onlarla birlikte olmaktan heyecan duyuyoruz.

Kanalın paylaştığı verilere göre, dizinin üçüncü sezonu 5 hafta üst üste izlenme oranlarını artırdı. İkinci sezona kıyasla izlenme oranı yüzde 20 artış gösterirken, son iki haftada dizi kendi rekorunu kırdı.

Universal Television Başkanı Erin Underhill de dizinin başarısına dikkat çekerek şunları söyledi:

Julian ve harika ekip sayesinde The Gilded Age her sezon izleyicilere tarihle dolu hikayeler, muhteşem performanslar ve göz alıcı prodüksiyon kalitesi sunuyor. Bu dünyada geçen her an, diziyi daha da sevmemizi sağlıyor. HBO'daki ortaklarımız ve dünyanın dört bir yanındaki izleyicilerle bu yolculuğa devam ettiğimiz için çok mutluyuz.

Dizinin yaratıcısı Julian Fellowes aynı zamanda baş yapımcılığını da sürdürüyor.

Bu sezonun dikkat çeken hikayelerinden biri, Cynthia Nixon'ın canlandırdığı Ada ve Christine Baranski'nin hayat verdiği Agnes kardeşler arasındaki değişen güç dengesi oldu. Ada'ya eşinden büyük bir miras kalması, iki kardeşin ilişkisini yeniden şekillendirdi.

Fellowes, sezon başlamadan önce verdiği bir röportajda, sınıf ve servet kaybının insanları nasıl etkilediğini anlatmayı sevdiğini vurgulamıştı:

İnsanların konum ya da para kaybının kendilerini etkilemediğini iddia etmesine her zaman hayret etmişimdir. Elbette bu mümkün değil. Agnes gibi, soyluluğun doğuştan geldiğine inanan biri için bu değişim kaçınılmaz. Her şeyin eskisi gibi devam edeceğini sansa da biz izleyiciler bunun böyle olmadığını biliyoruz.

Geniş oyuncu kadrosunda Baranski ve Nixon'a Carrie Coon, Morgan Spector, Louisa Jacobson ve Taissa Farmiga gibi isimler eşlik ediyor. 

The Gilded Age, HBO'yla Universal Television ortak yapımı olarak ekrana geliyor.

Dizi, Türkiye'de Max üzerinden izlenebiliyor.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter



Bütün büyük dinozorların T-rex gibi ısıramadığı ortaya çıktı

Bir Tyrannosaurus rex kafatası (AFP)
Bir Tyrannosaurus rex kafatası (AFP)
TT

Bütün büyük dinozorların T-rex gibi ısıramadığı ortaya çıktı

Bir Tyrannosaurus rex kafatası (AFP)
Bir Tyrannosaurus rex kafatası (AFP)

18 dinozor türünün ısırma güçleri üzerine yapılan yeni ve kapsamlı bir analiz, tarih öncesi yırtıcılardan bazılarının devasa boyutlarına rağmen, sanılandan çok daha zayıf bir ısırma kuvvetine sahip olduğunu ortaya koydu.

Aralarında Bristol Üniversitesi'nden isimlerin de yer aldığı araştırmacılar, kudretli Tyrannosaurus rex gibi bazı dinozorların, tıpkı timsahlar gibi hızlı ve güçlü ısırıklar için evrimleştiğini ortaya koydu. Buna karşılık, spinosaurus ve allosaurus gibi iki ayak üzerinde yürüyen birçok türün ısırma kuvveti çok daha zayıftı; bu dinozorlar bunun yerine eti kesip parçalamada uzmanlaşmıştı.

Hakemli dergi Current Biology'de yayımlanan araştırma, et yiyen dinozorların birbirine benzer devasa boyutlarına rağmen kafatası yapısı ve beslenme tarzı açısından farklı evrimsel yollar izlediğini saptadı.

Bristol Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Andrew Rowe, "Tyrannosaurus'larda güç ve ezici ısırıklara göre inşa edilmiş kafatasları gelişirken, diğer soylarda nispeten daha zayıf ancak daha özelleşmiş kafatasları olması, ddevasa boyutlara rağmen farklı beslenme stratejileri izlediklerini gösteriyor" diyor.

Başka bir deyişle dev yırtıcılar için tek bir 'en iyi' kafatası tasarımı yoktu; birkaç tasarım mükemmel bir şekilde işliyordu.

Bilim insanları çalışmada, iki ayak üzerinde yürümenin dinozorlarda kafatası mekaniğini ve beslenme tekniklerini nasıl etkilediğini araştırdı.

Daha önceki araştırmalar yırtıcı dinozorların benzer boyutlara ulaşmasına rağmen, dünyanın çok farklı bölgelerinde, çeşitli zaman ve koşullarda evrimleştiğini ve kafatası şekillerinin farklı olduğunu göstermişti.

Bu durum sözkonusu dinozorların kafataslarına dair şüpheler doğurdu; bunlar yüzeyin altında işlevsel açıdan birbirlerine benziyor muydu, yoksa yırtıcı yaşam tarzlarında belirgin farklılıklar mı vardı?

Dr. Rowe, "Etçil dinozorlar devlere dönüşürken, beslenme biyomekaniği ve olası davranışlar açısından çok farklı yollar izledi" ifadelerini kullanıyor.

Araştırmacılar vücut büyüklüğü ve kafatası biyomekaniği arasındaki ilişkiyi anlamak için üç boyutlu X ışını tarama teknolojisini kullanarak, boyutları küçük olanlardan devlere kadar değişen, iki ayak üzerinde yürüyen 18 etobur dinozor türünün kafatası mekaniğini analiz etti, beslenme performansını ve ısırma gücünü ölçtü.

Araştırmacılar türler arasında belirgin bir ayrışma bulunca şaşkına döndü. Örneğin kafatası üzerindeki basınç, boyutla birlikte artan bir eğilim göstermiyordu.

Hatta artan kas hacmi ve ısırma kuvveti nedeniyle, bazı küçük dinozorların kafataslarındaki basınç büyük türlerinkinden daha fazlaydı.

u78ı9
Et yiyen üç dinozorda ısırma kuvvetindeki değişim (Rowe ve Rayfield/Current Biology)

Dr. Rowe, "T-rex gibi Tyrannosauridler, daha yüksek kafatası basıncı pahasına yüksek ısırma kuvvetlerine uygun hale getirilmiş kafataslarına sahipti" diyor.

Ancak Giganotosaurus gibi diğer bazı devlerde, nispeten daha hafif bir ısırığa işaret eden basınç modelleri hesapladık. Bu durum evrimin, iki ayak üzerinde yürüyen büyük etoburların yaşamlarına nasıl birden fazla 'çözüm' üretebileceğini ortaya koyuyor.

Genel anlamda, iki ayak üzerinde yürüyen yırtıcı bir dinozor olmak, her zaman T-rex gibi kemik kıran bir dev olmak demek değildi. Spinosaurus ve allosaurus gibi bazı dinozorlar devleşirken T-rex'in aksine, avı kesmeye ve eti sıyırmaya daha uygun olan zayıf ısırıklarını korudu.

Dr. Rowe, "Büyük tyrannosaur kafataslarıysa, avı ezen yüksek ısırma kuvvetlerine sahip modern timsahlar gibiydi" diye açıklıyor. 

Allosaurus'un beslenme tarzını, modern Komodo ejderininkine benzetmeyi tercih ediyorum.

Araştırmacı "Bu biyomekanik çeşitlilik, dinozor ekosistemlerinin genellikle varsaydığımızdan daha geniş bir dev etobur ekolojisi yelpazesini desteklediğini gösteriyor" diye ekliyor.

Independent Türkçe