82 yaşındaki sinema efsanesinin hayatı belgesele konu oldu

Amerikan yeni dalga akımının önemli temsilcilerinden Martin Scorsese, Sıkı Dostlar (GoodFellas), Arka Sokaklar (Mean Streets), Casino ve Zindan Adası (Shutter Island) gibi filmleriyle de tanınıyor (Apple)
Amerikan yeni dalga akımının önemli temsilcilerinden Martin Scorsese, Sıkı Dostlar (GoodFellas), Arka Sokaklar (Mean Streets), Casino ve Zindan Adası (Shutter Island) gibi filmleriyle de tanınıyor (Apple)
TT

82 yaşındaki sinema efsanesinin hayatı belgesele konu oldu

Amerikan yeni dalga akımının önemli temsilcilerinden Martin Scorsese, Sıkı Dostlar (GoodFellas), Arka Sokaklar (Mean Streets), Casino ve Zindan Adası (Shutter Island) gibi filmleriyle de tanınıyor (Apple)
Amerikan yeni dalga akımının önemli temsilcilerinden Martin Scorsese, Sıkı Dostlar (GoodFellas), Arka Sokaklar (Mean Streets), Casino ve Zindan Adası (Shutter Island) gibi filmleriyle de tanınıyor (Apple)

Apple TV+, usta yönetmen Martin Scorsese'nin hayatını ve kariyerini konu alan 5 bölümlük belgesel Mr. Scorsese'den ilk görüntüleri paylaştı. Yönetmenliğini Rebecca Miller'ın üstlendiği yapım, sinema tarihinin en önemli figürlerinden birinin yaratıcı dünyasına derinlemesine bir bakış sunuyor.

Yayımlanan kısa klipte, Scorsese ve aralarında Steven Spielberg'ün de bulunduğu yönetmen dostları, Oscar ödüllü sinemacının 1976 yapımı başyapıtı Taksi Şoförü'nün (Taxi Driver) kurgusunu korumak için ne kadar ileri gittiğini anlatıyor. Film neredeyse hiç gösterime giremeyecekken Scorsese'nin sözleri dikkat çekiyor:

Zaten filmi yok edecekler, biliyorsun. O zaman bırak ben yok edeyim. Ama yok etmeden önce çalacağım.

Basın bültenine göre dizi, Scorsese'nin renkli hayat tecrübelerinin sanatsal vizyonunu nasıl şekillendirdiğini inceliyor. New York Üniversitesi'ndeki ilk öğrenci filmlerinden günümüze uzanan kariyerinde, iyilik ve kötülüğün insan doğasının temelindeki yeri gibi temaların yönetmenin dünyasında neden bu kadar önemli olduğunu araştırıyor.

Mr. Scorsese, yönetmenin özel arşivlerine erişim imkanı sunuyor. Ayrıca Scorsese'yle yapılan kapsamlı söyleşilerin yanı sıra Steven Spielberg, Robert De Niro, Daniel Day-Lewis, Leonardo DiCaprio, Mick Jagger, Sharon Stone, Jodie Foster, Paul Schrader, Margot Robbie ve Cate Blanchett gibi isimlerle daha önce yayımlanmamış söyleşiler içeriyor.

"Bu proje, bir yönetmen için adeta bir hayaldi" diyen Miller, "Marty'nin kendisinden üretken çalışma arkadaşlarına, yakın dostlarına ve aile üyelerine kadar sektörün efsanelerine bu kadar yakın olabilmek büyük bir şanstı. Bu belgeseli yapmam için bana güvenmesi onur vericiydi. Bence bu çalışma, yalnızca Scorsese hayranlarına değil, başarısızlıkla yüzleşip yıldızlara uzanmak isteyen herkese hitap edecek" ifadelerini kullandı.

Miller sözlerini şöyle sürdürüyor: 

Mr. Scorsese'den paylaştığımız bu ön gösterim, Taksi Şoförü hakkında bugüne dek hiç anlatılmamış, efsaneleşmiş bir hikayenin gerçek versiyonunu da içeriyor. Marty'nin azmi ve sanatına bağlılığı sayesinde film, bütünlüğünü koruyarak sinema tarihinin en kült yapımlarından biri haline geldi.

Mr. Scorsese, 17 Ekim'de Apple TV+'ta gösterime girecek.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety



Brian Cox, Donald Trump'ı filmlerdeki kötü adamlara benzetti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Brian Cox, Donald Trump'ı filmlerdeki kötü adamlara benzetti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Brian Cox, ABD Başkanı Donald Trump'ın "hiçbir empati yeteneği bulunmadığı" için "çok iyi bir kötü adam örneği" olduğunu söyledi.

Başkanlığı boyunca Trump'ı açıkça eleştirmeyi sürdüren 79 yaşındaki İskoç aktör, geçen yıl Channel 4'un ABD seçimini canlı yayımladığı programa konuk olduğunda onu "canavar" diye nitelemişti.

Ödüllü HBO dizisi Succession'da medya patronu Logan Roy'u canlandırmasıyla tanınan Cox, yakın zamanda yayımlanan ve James Bond tarzı bir kötü adam karakterini canlandırdığı realite şov programı 007: Road to a Million'dan bahsederken, Trump'ın tüm kötü adam özelliklerine sahip olduğunu söyledi.

Cox, The Telegraph'a, "Donald Trump'ın çok iyi bir kötü adam örneği olduğunu düşünüyorum çünkü hiç empati yeteneği yok" diye konuştu.

Zeki ve onu küçümseyemezsiniz ama şahsen ben bu adamı sevmiyorum.

Londra'da ve New York'a bağlı Brooklyn'de yaşayan Cox, Trump'ı "bencil bir güç" diye niteledi ve ABD'yi oligarşiye doğru götürdüğünü savundu.

Böyle bir ülkede, bu kadar bencil biri sadece oligarşi yaratır ve Trump da bu yöne doğru gidiyor. Bu işe yaramaz. Amerika'da jeton geç düşse de her geçen gün daha fazla düşüyor. Giderek daha fazla kişi neler olup bittiğini anlıyor çünkü canı yanan halk olacak ve Trump'ın onları desteklemesi gerekiyor.

Cox, mayısta Trump'ın ABD yapımı olmayan filmlere yüzde 100 gümrük vergisi uygulama önerisini eleştirerek bunun "tam bir felaket" olacağını belirtmişti.

Cox, Times Radio'ya, Trump yönetiminin "filmlerin nasıl yapıldığına, filmlerin maliyetine, filmlerin maliyetinin nasıl arttığına ve Amerika'daki filmlerin maliyetinin önemli ölçüde arttığına dair bakış açısını gerçekten anlamadığını" söylemişti.

"Bu yüzden Hollywood'un göz ardı edildiğini söylemek pek doğru olmaz, işler ilerledi ve Amerika'da ülke çapında yaygınlaştı" diye eklemişti.

Bu bir tür saçmalık ve büyük bir cehalet göstergesi.

Kasım 2024'teki ABD başkanlık seçiminin sonuçlarının ardından Cox, Birleşik Krallık'ta "mümkün olduğunca çok zaman geçirmeye" çalışacağını söylemişti.

Sonucun insanlara inancını kaybetmesine neden olup olmadığı sorulduğunda The Guardian'a şunları söylemişti:

Hayır, insanlara inancımı kaybetmeme neden olmuyor. Sadece insanların aptal olduğunu anlamamı sağlıyor. Gelecek 4 yıl epey zorlu geçecek.

Independent Türkçe