Bilim insanları mutlu yaşamın formülünü açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları mutlu yaşamın formülünü açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırma, mutluluğun anahtarının tüketimi azaltıp daha sade bir yaşam sürmek olabileceğini öne sürdü.

Otago Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptığı araştırma, sürdürülebilir yaşam tarzı benimseyip tüketimciliğin cazibesine direnenlerin daha mutlu ve daha tatmin olmuş hissettiğini ortaya koydu.

Binden fazla Yeni Zelandalıyla yapılan anket, "gönüllü sadeliğe" bağlı kalmanın, kişisel etkileşim ve sosyal bağlantı için daha fazla fırsat sağlayarak refahı artırdığını ortaya koydu. Araştırmacılar, toplum bahçeleri ve ödünç verme platformları gibi girişimlerin daha az maddiyatçı bir yaşam sürenler tarafından kullanılma olasılığının daha yüksek olduğunu ve katılımcılara bir "tatmin" ve "anlam" duygusu verdiğini söyledi.

Çalışma ayrıca kadınların sade yaşamı benimseme olasılığının erkeklerden daha yüksek olduğunu gösterdi. Ancak araştırmanın arkasındaki bilim insanları bunun nedenini anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtti.

Katılımcıların yaş ortalaması 45 ve yıllık hane geliri ortalaması 50 bin dolardı. Ortak yazar Doçent Leah Watkins, tüketici kültürünün mutluluğu genellikle yüksek gelir seviyeleriyle pahalı ve lüks maddi eşyalar satın alma imkanıyla ilişkilendirmesine rağmen, araştırmalarının tam tersini gösterdiğini söyledi.

"Araştırmalar, hayata karşı maddiyatçı yaklaşımlara yönelik tutum ve deneyimlerin mutluluk veya refahta artışa yol açmadığını açıkça ortaya koyuyor" dedi.

Gezegen sağlığı için gerekli sürdürülebilir tüketime de katkı sağlamıyorlar.

Journal of Macromarketing adlı akademik dergide yayımlanan makale, daha sade bir yaşamın katılımcılar için daha fazla toplumsal katılım ve daha büyük bir "anlam" duygusuna nasıl yol açtığını vurguladı.

Ortak yazar Profesör Rob Aitken, "Refaha yol açan şey doğrudan maddi sadeliğe bağlılık değil, ilişkilerden, sosyal bağlantılardan, toplumsal katılımdan ve amaçlı ve anlamlı bir yaşam sürme duygusundan kaynaklanan psikolojik ve duygusal ihtiyaçların karşılanması" dedi.

Milyarder düğünlerinin ulusal olay gibi görüldüğü ve özel yatların yeni statü sembolleri haline geldiği bir dünyada gönüllü sadelik, aşırılığa karşı yeterliliği, tüketime karşı bağlantıyı ve maddiyatçılığa karşı anlamı önemseyen sessiz ve güçlü bir karşı anlatı sunuyor.

Harvard Yetişkin Gelişimi Çalışması temel alınarak geliştirilen bir araştırma, zaman içinde sürdürülen yakın ilişkilerin insan mutluluğunun temelini oluşturduğunu öne sürmüştü. Çalışma, sağlıklı yaşlanma trendlerini keşfetmek için 85 yılı aşkın süredir binden fazla kişinin hayatını izliyor.

Ekip direktörü Dr. Waldinger daha önce The Independent'a şunları söylemişti:

En mutlu olanlar, ihmal yüzünden bir anda yok olan mükemmel ilişkilere sahip olanlara nazaran arkadaşlarıyla iletişimde kalmaya, arkadaşlarını ve ailelerini görmeye özen gösterenlerdi.

Birine mesaj, e-posta göndermek veya aramak gibi küçük eylemlerin bile iletişimde kalmanın ve mutluluk için olmazsa olmaz bağları sürdürmenin iyi yolları olduğunu söyledi.

Tıpkı bedenimize iyi bakmak için fiziksel zindeliğin sürekli yapmamız gereken bir şey olması gibi, sosyal zindelik de ilişkilerimizi koruyan ve güçlü tutan bir şey.

Önceki çalışmalar, sosyal medyadan ve internetten uzak durmanın ruh sağlığını iyileştirmeye de yardımcı olabileceğini ortaya koymuştu.

Independent Türkçe



500 yıllık İnka saç teli tarihi varsayımları nasıl değiştirdi?

İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)
İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)
TT

500 yıllık İnka saç teli tarihi varsayımları nasıl değiştirdi?

İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)
İnka khipu'sunun ana kordonu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)

İnkalara ait bir astronomik gereçte bulunan saç teli, imparatorlukta kayıt tutmanın sadece seçkin kişiler değil, sıradan halk arasında da yaygın olduğunu gösteriyor.

Hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan bu bulgu, Ortaçağ uygarlığındaki sayısal okuryazarlık hakkında bilinenleri değiştiriyor.

İnkalar kayıtları, özellikle de sayısal bilgileri tutmak için khipu adı verilen ve düğümlü ipten yapılan gereçler kullanıyordu.

Bu gereçler, üzerine çok sayıda sarkan iplerin bağlandığı ana bir kordondan oluşuyor ve düğümler, konumları ve renkleri aracılığıyla bilgi kodlanıyordu.

Bazen bir khipu'nun üzerinde, yaratıcısını belirtmek için "imza" niteliğinde bırakılmış insan saçı bulunabiliyor.

cvfgbtyh
Peru'da yer alan Jucul'daki hipu üzerinde koyu kahverengi insan saçı bulundu (Sabine Hyland)

Araştırmacılar "Eskiden And Dağları'nda saç, geldiği kişiyi temsil eden ve ritüel açıdan güçlü kabul edilen bir şeydi" diye açıklıyor.

Bugüne kadar, İspanyol sömürgesi dönemine ait belgeler yalnızca erkek elitlerin khipu yaptığını ima ediyordu.

"Khipu okuryazarlığı"nın, kayıt tutmakla görevli bürokratlar dışında yaygın olmadığı düşünülüyordu.

Araştırmacılar, "Özellikle İspanyol sömürge tarihçelerine dayanarak, khipu'ların sadece bürokrasideki erkek elitler tarafından yapıldığı düşünülüyor" diye yazıyor.

19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında khipu'nun Andlı işçiler, köylüler ve kadın köylüler arasında bile üretildiği belgeleniyor.

Ancak 15. yüzyıldan kalma bir khipu'ya yaratıcısı tarafından işlenen insan saçı üzerinde yapılan son analiz, o dönemde bile düşük rütbeli İnkaların khipu yapıp kullandığını gösteriyor.

Sözkonusu khipu, çok az belgeyle birlikte bir Alman müzayedesinde bulundu ve daha sonra 1498'e tarihlendi.

Araştırmacılar, ana kordonun yaklaşık 104 santimetre uzunluğunda, katlanmış ve bükülmüş insan saçından yapıldığını ve yaklaşık 8 yıllık saç uzamasına denk geldiğini söylüyor.

Bilim insanları kimyasal analizdeki gelişmelerden yararlanarak saç örneğinden karbon, nitrojen ve kükürt gibi farklı elementlerin seviyelerini aynı anda ölçtü.

Bu gereci yapan kişinin bürokratların et ve mısır içeren beslenme biçimi yerine, sıradan halkın yumru kökler ve yeşilliklerden oluşan beslenme düzenini izlediğini tespit ettiler.

Oksijen ve hidrojen değerlerini ölçen daha ayrıntılı analizler, halkın alt kesiminden gelen bu kişinin muhtemelen günümüzde Peru'nun güneyi veya Şili'nin kuzeyinde yer alan bölgede yaşadığını ortaya çıkardı.

Bilim insanları şöyle yazıyor: 

Önceki varsayımların aksine, belli ki İnka İmparatorluğu'ndaki halk da İnka tarzı khipu'lar üretmiş.

Çalışmanın sonuçları, kadınların da bu kayıt sistemlerini yaptığını gösteren, yakın zamandaki diğer bulguları da doğruluyor ve khipu okuryazarlığının sadece erkek elitlerin alanı olduğu fikrine meydan okuyor.

Araştırmacılar, "İnka İmparatorluğu'nda khipu okuryazarlığı, şimdiye kadar düşünülenden daha kapsayıcı ve yaygın olabilir" sonucuna varıyor.

Independent Türkçe