Stranger Things yıldızı diziden sonra neden oyunculuğa ara verdiğini anlattı

30 yaşındaki Dacre Montgomery (sağda), Stranger Things'in ikinci ve üçüncü sezonlarında, Sadie Sink'in (solda) canlandırdığı Max Mayfield'ın üvey ağabeyi rolündeydi (Netflix)
30 yaşındaki Dacre Montgomery (sağda), Stranger Things'in ikinci ve üçüncü sezonlarında, Sadie Sink'in (solda) canlandırdığı Max Mayfield'ın üvey ağabeyi rolündeydi (Netflix)
TT

Stranger Things yıldızı diziden sonra neden oyunculuğa ara verdiğini anlattı

30 yaşındaki Dacre Montgomery (sağda), Stranger Things'in ikinci ve üçüncü sezonlarında, Sadie Sink'in (solda) canlandırdığı Max Mayfield'ın üvey ağabeyi rolündeydi (Netflix)
30 yaşındaki Dacre Montgomery (sağda), Stranger Things'in ikinci ve üçüncü sezonlarında, Sadie Sink'in (solda) canlandırdığı Max Mayfield'ın üvey ağabeyi rolündeydi (Netflix)

Stranger Things'deki çıkış rolünün ardından Dacre Montgomery, kariyerine nasıl yön verdiğini anlattı.

Amerikan dergisi People'a konuşan Montgomery, Netflix'in popüler bilimkurgu dizisinde Billy Hargrove'u canlandırmasının kendisini "ticari bir yöne ittiğini" ve karakterinin 2019'da üçüncü sezon finalinde ölmesinin ardından oyunculuğa bir süre ara verdiğini söyledi.

"Stranger Things gibi Netflix'in büyük yapımlarında oynadığınızda, anonimliğinizi bir gecede kaybediyorsunuz" diyen oyuncu, "Bu inanılmaz, bunaltıcı ve birçok şeyin bir arada olduğu bir deneyimdi. Kendimi gerçekten şanslı ve ayrıcalıklı hissettim" diye konuştu.

Montgomery, dizinin ona kariyer hedefleri hakkında önemli şeyler öğrettiğini de ekledi: 

Ben aslında ticari olmayan filmlerde büyük yönetmenlerle çalışmak, karakter gelişiminde kendimi zorlamak ve hikayelere tutkuyla bağlanmak istiyordum. Ama Stranger Things'den sonra kendimi ticari bir yöne itilmiş hissettim.

Bu nedenle "bir adım geri çekilerek" hangi projelere odaklanmak istediğini düşünmek için zaman ayırdığını söyleyen oyuncu, Baz Luhrmann'ın 2022 yapımı Oscar adayı filmi Elvis dışında ağırlıklı olarak bağımsız yapımlarda rol aldığını belirtti.

"Bir kariyerin gittiği yönü tersine çevirip başka bir yöne evirmek zaman alıyor" diyen Montgomery ekledi: 

Bunu bir anda yapamazsınız. Önünüze harika bir hikaye ve olağanüstü bir yönetmen çıkmasını kendiniz sağlayamazsınız.

Elvis'te Steve Binder'ı canlandıran Montgomery, şu sıralar Samuel van Grinsen'in korku filmi Went Up the Hill'le izleyici karşısına çıkıyor. Film ABD'de sınırlı sayıda salonda gösterime girdi. 

Avustralyalı oyuncunun diğer projeleri arasında Dan Kay imzalı psikolojik gerilim What We Hide ve Gus Van Sant'in 2 Eylül'de Venedik Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapacak filmi Dead Man's Wire yer alıyor.

Bunlara ek olarak Montgomery, Daniel Goldhaber'in korku filmi Faces of Death'te ve aynı zamanda yönetmenlik koltuğuna ilk kez oturacağı The Engagement Party'de de rol alacak.

Yeni filmi Went Up the Hill için "Tam yapmak istediğim türden bir iş. Söyleyecek gerçekten önemli bir şeyi olan projelerde yer almak istiyorum" diyen Montgomery, sözlerini şöyle sürdürdü:

Şimdi önüme çıkan birkaç güçlü filmle tam da olmak istediğim yerde hissediyorum.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Deadline, People



Fare deneyinden çarpıcı sonuç: Uzayda sağlıklı nesiller mümkün mü?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Fare deneyinden çarpıcı sonuç: Uzayda sağlıklı nesiller mümkün mü?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Bilim insanlarının "uzay faresi yavruları" yaratması, evreni keşfetme planlarımıza umut veriyor.

Uzay turizmi ve Mars gibi gezegenlerin keşfiyle birlikte pek çok kişi, gelecek yıllarda insanların Dünya'dan uzakta çok daha fazla vakit geçireceğini umuyor. Ancak bu görevler, kas erimesi ve kemik yoğunluğu kaybı gibi, uzay uçuşlarının vücut üzerindeki tehlikeli etkileri nedeniyle sınırlanabilir veya hatta tamamen iptal edilebilir.

Uzaya uzun süreli görevler yapmayı ümit edenleri uzun süredir endişelendiren bir başka korkuysa, uzay uçuşlarının sağlıklı çocuk sahibi olma yeteneğimizi sınırlayabileceği tehlikesi. Bu nedenle uzay uçuşlarının, yumurta ve sperm haline gelen germ hücrelerinde nasıl bir etki yaratabileceğini araştırmak önemli çünkü bu hücrelere gelecek herhangi bir zarar, gelecek nesiller için geri dönülmez sorunlara yol açabilir.

Daha önceki araştırmalar, bu hücrelerin uzay uçuşuna maruz kaldığında anormalliklerin ortaya çıkabileceğini saptamıştı. Ancak bilim insanları bunun nasıl olabileceğini hâlâ bilmiyor.

Yeni bir çalışma, bu soruna çözüm ararken yeni bir tür hayvan yarattı: uzay faresi yavruları.

Kyoto Üniversitesi'nden araştırmacılar, farelerden kök hücreler alarak bunları muhafaza etmek için dondurdu. Ardından Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) gönderilen hücreler burada 6 ay boyunca dondurucuda saklandı.

Ekip, hücreler Kyoto'ya geri döndüğünde onları inceleyerek herhangi bir anormallik olup olmadığını kontrol etti ancak böyle bir şey bulamadı. Ancak daha ayrıntılı testler yapmak için bu hücreleri bir fareye enjekte ettiler ve fareler çiftleştikten sonra yavrular doğdu.

Farelerin sağlıklı göründüğünü ve genlerin normal şekilde çalıştığını tespit ettiler. Araştırmacılar, dondurulmuş germ hücrelerinin uzayda en az 6 ay boyunca üreme yeteneğini koruduğunu öne sürüyor.

Çalışmanın başyazarı Mito Kanatsu-Shinohara yaptığı açıklamada şöyle diyor: 

Gelecekteki insanlı uzay uçuşlarındaki depolama sınırlarını daha iyi anlamak için germ hücrelerini UUİ'de ne kadar süreyle saklayabileceğimizi incelemek önemli.

Araştırma, gelecekteki uzay uçuşlarında benzer hücrelerin dondurulabileceğine işaret ediyor. Ancak farelerin ömürleri boyunca izlenmesi ve yavrularında görülebilecek değişikliklerin takip edilmesi gibi daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.

Çalışma, hakemli dergi Stem Cell Reports'ta yayımlanan "Germline transmission of cryopreserved mouse spermatogonial stem cells maintained on the International Space Station" (Uluslararası Uzay İstasyonunda kriyoprezervasyonla muhafaza edilen fare spermatogonial kök hücrelerin germ hattı iletimi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

Independent Türkçe