Oxford'tan bal arılarını kurtaracak "süper gıda"

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Oxford'tan bal arılarını kurtaracak "süper gıda"

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Arılar için gıda takviyesi geliştiren bilim insanları, bunun küresel gıda güvenliği üzerinde geniş kapsamlı bir etkiye sahip olacağını söylüyor.

Uzmanlar, yoğun tarım ve iklim krizinin böcekleri çiçek ve polenden mahrum bırakması nedeniyle, bu maya türünün bal arılarının daha uzun yaşamasını sağlayabileceğini belirtiyor.

Bu büyük atılımın, önemli tozlayıcılar olan yabani arı popülasyonlarındaki düşüşü yavaşlatması umuluyor. Yabani arılar, badem, elma ve kiraz gibi başlıca küresel ürünlerin en az yüzde 70'inin üretimine katkıda bulunuyor.

Ancak besin eksiklikleri, iklim değişikliği, akar istilaları, viral hastalıklar ve pestisitlerin yol açtığı ciddi düşüşler, gıda güvenliği ve biyolojik çeşitlilik için önemli bir tehdit oluşturuyor.

Oxford'tan bilim insanları, arıcıların kullandığı yapay polen ikamelerinde bulunmayan steroller adı verilen hayati besinleri üretmek için Yarrowia lipolytica adlı bir maya türünün genetiğini değiştirdi.

Protein unu, şekerler ve yağlardan yapılan ticari gıda takviyeleri, doğru sterol bileşiklerinden yoksun.

Üç aylık bir denemenin ardından bilim insanları, sterol bakımından zengin mayayla beslenen kolonilerin, kontrollü diyetlerle beslenen kolonilere kıyasla 15 kata kadar daha fazla larvayı sağlıklı pupa aşamasına getirdiğini ve yavruları önemli ölçüde daha uzun süre büyüttüğünü buldu.

Nature adlı akademik dergide, "Bu yöntemin polen ikamelerine sterol takviyeleri eklemek için kullanılması, bal arısı kolonilerinin çiçek poleni olmadığında bile yavru üretmesini sağlayacak" diye yazdılar.

Bu maya türüyle oluşturulan optimize edilmiş diyetler, arı türleri arasındaki doğal çiçek kaynaklarına ulaşmak için yaşanan rekabeti de azaltabilir ve yabani arı popülasyonlarındaki düşüşü durdurabilir.

Araştırmacılar, bu maya diyetinin bal arılarına hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu tüm besinleri 6 sterolde sağladığı sonucuna vardı.

EFRTY6
Yoğun tarım ve iklim değişikliğinin çiçekleri yok etmesi sebebiyle arı popülasyonları azalıyor (AP)

Başyazar Elynor Moore şunları söyledi:

Arılar için sterol açısından zenginleştirilmiş beslenmeyle geleneksel arı yemleri arasındaki fark, insanlar için dengeli ve besin açısından zengin öğünlerle temel yağ asitleri gibi temel besinleri içermeyen öğünler arasındaki farka benziyor. Artık hassas fermantasyon kullanarak arılara moleküler düzeyde besin açısından zengin, özel yem sağlayabiliyoruz.

Sterollerin yeniden üretilmesi zor, dolayısıyla 15 yıl boyunca sterolleri geliştiren uzmanlar, denemelerin başarısının muazzam bir atılım olduğunu belirtti.

Koloni sağlığı ve tozlaşma etkinliği üzerindeki uzun vadeli etkileri değerlendirmek için daha fazla büyük ölçekli saha denemesine ihtiyaç duyulduğunu ancak takviyenin potansiyel olarak iki yıl içinde çiftçilere sunulabileceğini belirtiyorlar.

Independent Türkçe



Mikropların anne karnından itibaren beyin gelişimini etkilediği keşfedildi

Beynin stres ve sosyal davranışları kontrol eden bir bölümünün gelişiminde mikroplar önemli bir rol oynuyor (Unsplash)
Beynin stres ve sosyal davranışları kontrol eden bir bölümünün gelişiminde mikroplar önemli bir rol oynuyor (Unsplash)
TT

Mikropların anne karnından itibaren beyin gelişimini etkilediği keşfedildi

Beynin stres ve sosyal davranışları kontrol eden bir bölümünün gelişiminde mikroplar önemli bir rol oynuyor (Unsplash)
Beynin stres ve sosyal davranışları kontrol eden bir bölümünün gelişiminde mikroplar önemli bir rol oynuyor (Unsplash)

Bilim insanları mikropların, anne karnında bile beyin gelişimi üzerinde kritik bir rol oynadığını keşfetti.

Bebekler dünyaya geldikleri andan itibaren pek çok mikroba maruz kalıyor. Bu dönemde aynı zamanda beyin de önemli gelişim aşamalarından geçiyor.

Michigan Eyalet Üniversitesi'nden araştırmacılar daha önce herhangi bir mikrop olmadan yetiştirilen yeni doğan farelerin, hipotalamik paraventriküler çekirdek (PVN) adlı bölgesinde daha fazla beyin hücresinin öldüğünü bulmuştu. Bu beyin bölgesi, stres, kan basıncı ve hatta sosyal davranışların düzenlenmesinde merkezi bir rol oynuyor.

Araştırma ekibi yeni çalışmalarında mikropların, bu bölgedeki nöron sayısını uzun vadede nasıl etkilediğini ve beyin gelişimdeki etkisinin hangi aşamada başladığını anlamaya çalıştı. 

Ekip mikroplara maruz kalmış veya kalmamış annelerin yeni doğan yavrularını farklı ortamlara yerleştirerek beyin gelişimlerini takip etti. Bazı yavrular, mikrop taşıyan annelerin yanına, bazıları da mikropsuz olanların yanına kondu. 

Bilim insanları farelerin beynini doğumdan üç gün sonra incelediğinde çarpıcı sonuçlarla karşılaştı. Mikrop içermeyen annelerin doğurduğu tüm farelerin PVN'sinde daha az nöron vardı. Bu durum, doğumdan sonra mikroplara maruz kalsalar bile değişmedi.

Ayrıca mikroplara maruz kalmayan yetişkin farelerin de bu bölgedeki nöronları daha azdı.

Bulgular, mikropların beyin gelişimindeki rolünün doğumdan önce başladığına ve uzun vadeli etkileri olduğuna işaret ediyor.

Hakemli dergi Hormones and Behavior'da yayımlanan makalenin başyazarı Alexandra Castillo-Ruiz "Çalışmamız mikropların, vücut fonksiyonları ve sosyal davranışlar için hayati öneme sahip bir beyin bölgesinin şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını gösteriyor" diyerek ekliyor: 

Ayrıca mikropların etkilerinin, anne mikroplarından gelen sinyallerle rahimde başladığını da ortaya koyuyor.

Bulguların insanlar için de geçerli olduğunu kesin bir şekilde söylemek henüz mümkün değil. Fakat araştırmacılar insanlarla önemli biyolojik ve davranışsal benzerlikler taşıdıkları için çalışmada farelere odaklandıklarını belirtiyor.

Bilim insanları mikropların, yaşamın ilk dönemindeki rolüne daha fazla önem verilmesi gerektiğini de söylüyor. 

Castillo-Ruiz, "Mikroplar, beynimizin şekillenmesinde en başından itibaren rol oynuyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Michigan Eyalet Üniversitesi, Tech Explorist, Hormones and Behavior