Dünyanın dört bir yanından onlarca araştırmacı, NAD+ adlı küçük bir molekülün yaşlanmayı yavaşlatma ve Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklara karşı korumada oynadığı rol hakkındaki ortak incelemelerini paylaştı.
Araştırmacılar hakemli dergi Nature Aging'de yayımlanan incelemede, genellikle "gençlik molekülü" diye adlandırılan NAD+'nın, hücrelerimizin "yakıt düzenleyicisi" olduğunu, onların düzgün çalışmasını sağladığını, hasarlı DNA'yı onardığını ve vücudun enerji üretmesine katkı sağladığını anlatıyor.
Yaşlandıkça NAD+ seviyeleri doğal olarak düşerken bu düşüş; hafıza kaybı, kas güçsüzlüğü ve yaşa bağlı birçok hastalıkla ilişkilendiriliyor.
İncelemenin başyazarlarından Jianying Zhang, "NAD+ metabolizmasına ince ayar yapmak, sağlıkta yaşa bağlı gerilemenin yanı sıra erken yaşlanmaya bağlı hastalıklar gibi rahatsızlıkları geciktirme açısından da umut vaat ediyor" diyor.
Ancak potansiyelini gerçekten ortaya çıkarmak için doğru dozları, uzun vadede güvenli olup olmadığını ve NAD+ takviye stratejileri karşısında bireyler arasında değişen farklı tepkileri daha iyi anlamamız gerekiyor.
İncelemede, bilim insanlarının hastalara nikotinamid ribozid (NR) veya nikotinamid mononükleotid (NMN) gibi özel vitamin benzeri bileşikler vererek NAD+ seviyelerini artırmanın yollarını denediği, yıllarca süren klinik deneyler değerlendirildi.
Ayrıca NR ve NMN gibi NAD+ öncü moleküllerinin sağlıklı yaşlanmayı desteklemedeki etkisini test etmek üzere halihazırda çeşitli çalışmalar yürütülüyor.
Bilim insanları bazı ilk sonuçların umut verici olduğunu ve denemelerde hafıza, hareket ve metabolizma hızında iyileşmeler görüldüğünü söylüyor.
Ayrıca NAD+'yla bağlantılı takviyelerin ticari pazarının küresel çapta hızla büyümesi, NAD+'nın etkinliği ve hayvan deneylerinde görülen umut verici sonuçların çoğunun insanlar için de geçerli olup olmayacağına dair tartışmalara yol açıyor.
İncelemenin bir diğer yazarı Evandro Fei Fang-Stavem, "NAD+ yaşam için temel öneme sahip ancak en çok hangi takviyelerin işe yaradığı ve nasıl kullanılması gerektiğine dair kafa karışıklığı ve karmaşa alanda hâlâ var" dedi.
Birçok hastalığı ve yaşlanma sürecini etkileyen NAD ve NADP, klinik müdahalelerde öne çıkan hedefler haline geliyor.
Bilim insanları bu bulguların farklı hastalıklarda geçerli olup olmadığını doğrulamak için daha kapsamlı ve uzun süreli klinik çalışmalar yapılması çağrısında bulunuyor.
Dr. Fei Fang-Stavem, "Makalemiz kanıtları toparlayarak hem devam eden araştırmalara hem de gelecekteki klinik kullanıma rehberlik edecek bilimsel bir yol haritası sunuyor" diyor.
Araştırmacılar bu molekülü yaşlanma ve yaşa bağlı hastalıklara karşı güvenli ve etkili tedavilere dönüştürmek için daha fazla işbirliği ve titiz testler yapmanın kritik önem taşıdığını söylüyor.
Araştırmacılar, "Optimal doz, uygulama yolları ve sıklığının yanı sıra uzun vadeli güvenliği ve bireylerin verdiği tepkideki değişkenliği belirlemek için daha fazla büyük ölçekli çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguluyoruz" diye yazıyor.
Independent Türkçe