Her kalp krizi ve felçten önce bu işaretler görülüyor

Bir kadın, Fransa'nın Paris kentindeki evinde tansiyon aleti kullanıyor (AFP)
Bir kadın, Fransa'nın Paris kentindeki evinde tansiyon aleti kullanıyor (AFP)
TT

Her kalp krizi ve felçten önce bu işaretler görülüyor

Bir kadın, Fransa'nın Paris kentindeki evinde tansiyon aleti kullanıyor (AFP)
Bir kadın, Fransa'nın Paris kentindeki evinde tansiyon aleti kullanıyor (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre kalp krizi veya felç vakalarının neredeyse tamamından önce yüksek tansiyon, kolesterol veya kan şekeri seviyeleri gibi uyarı işaretleri görülüyor. Bulgular, bu tür durumların herhangi bir uyarı olmadan ortaya çıktığına dair inancı çürütüyor.

Güney Kore'deki Yonsei Üniversitesi'nden araştırmacılar, bu kalp sorunlarının öncesinde neredeyse her zaman tansiyon, kolesterol, şeker veya sigara içmenin ideal seviyenin üzerinde seyrettiğini söyleyerek bu değiştirilebilir risklerin erken teşhisi ve kontrolüne daha fazla dikkat edilmesi çağrısı yapıyor.

Bilim insanları hakemli dergi JACC'de yayımlanan çalışmada Güney Kore'de 9 milyondan fazla ve ABD'de yaklaşık 7 bin kişinin sağlık kayıtlarını inceledi ve bu kişilerin sağlık durumunu yaklaşık 20 yıl kadar takip etti.

Araştırmacılar kalp krizi, felç veya kalp yetmezliğinden önce 4 ana risk faktörünün görülüp görülmediğini araştırdı: yüksek tansiyon, kolesterol, kan şekeri ve sigara kullanımı.

Bu risk faktörlerinin idealin dışındaki düzeyleri, geçmişte tütün kullanımı, 120/80 mm Hg’nin üzerindeki tansiyon, toplam kolesterolün 200 mg/dL’nin üzerinde olması, 100 mg/dL’nin üzerindeki açlık kan şekeri ve diyabet tanısı gibi durumları kapsıyor.

Araştırmacılar ayrıca 140/90'ın üzerinde kan basıncı, 240 üstü kolesterol, 126'nın üzerinde kan şekeri seviyeleri ve mevcut sigara kullanımı gibi, büyük risk yaratan bu faktörlerin daha yüksek eşik değerlerini de inceledi.

Çalışma sırasında ciddi bir kalp sorunu yaşayanların yüzde 99'unda bu risk faktörlerinden en az birinin, yüzde 93'ündeyse iki veya daha fazlasının ideal dışı seviyede seyrettiği saptandı.

ABD'deki Northwestern Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Philip Greenland, "Çalışmanın, bu kardiyovasküler çıktıların öncesinde bir veya daha fazla risk faktörünün, neredeyse yüzde 100 oranında ideal dışı seviyede görüldüğünü çok ikna edici bir şekilde ortaya koyduğunu düşünüyoruz" diyor.

Şimdiki hedefimiz, kolayca tedavi edilemeyen ve nedenselliği belirsiz diğer faktörlerin peşine düşerek rotadan sapmak yerine, bu değiştirilebilir risk faktörlerini kontrol altına almanın yollarını bulmak için daha çok çalışmak.

Araştırmacılar, yüksek tansiyonun (veya hipertansiyonun) en yaygın etken olduğunu ve Güney Kore'deki hastaların yüzde 95'inden fazlasını, ABD'deki hastalarınsa yüzde 93'ünden fazlasını etkilediğini buldu.

Genellikle en düşük risk grubu olduğu varsayılan 60 yaşın altındaki kadınlar arasında bile, yüzde 95'ten fazlasında kalp yetmezliği veya felçten önce bu faktörlerden en az biri mevcuttu.

Çalışmada, hastaların en az yüzde 90'ının ilk kalp hastalığından önce bu yüksek risk faktörlerinden en az birini taşıdığı tespit edildi.

Independent Türkçe



Bilim insanları zehirli atıkların temiz enerjide çığır açabileceğini duyurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Bilim insanları zehirli atıkların temiz enerjide çığır açabileceğini duyurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Araştırmacılar, yenilenebilir enerji üretiminde maliyetli bir problem olarak görülen yapışkan ve zehirli bir yan ürünün, yeni bir temiz teknoloji dalgasının anahtarı olabileceğini söylüyor.

Biyolojik kömür ve enerji üretmek için bitki atıkları, odun veya diğer organik maddelerin yakılmasıyla ortaya çıkan koyu bir sıvı olan biyozift, genellikle ekipmanlara zarar vermek, boruları tıkamak ve çevreyi kirletmekle suçlanıyor.

Ancak hakemli dergi Biochar'da yayımlanan yeni bir inceleme, bu atığın emisyonları azaltmaya, kâr elde etmeye ve sürdürülebilirliği desteklemeye katkı sağlayabilecek çok değerli bir madde olan "biyokarbona" ​​dönüştürülebileceğini savunuyor.

Çin Tarım Bilimleri Akademisi'nden makalenin kıdemli yazarı Dr. Zonglu Yao, "İncelememiz, biyozifti biyokarbona dönüştürmenin yalnızca biyoenerji endüstrisinin teknik bir sorununu çözmekle kalmayıp aynı zamanda yüksek ekonomik değere sahip gelişmiş karbon malzemeleri üretimine de kapı araladığını vurguluyor" diyor.

Makalede, geleneksel biyolojik kömürün aksine biyokarbonun daha yüksek karbon ve daha düşük kül içerdiği ve onu gelişmiş kullanımlara uygun hale getiren yapısal özellikler taşıdığı belirtiliyor.

İlk çalışmalar, temiz yanan yakıt, daha yeşil kimyasal reaksiyonlarda katalizör ve hatta yenilenebilir enerji depolamasında hayati önem taşıyan yeni nesil batarya ve süper kapasitörlerde elektrot malzemesi olarak kullanılabileceğini öne sürüyor.

Ayrıca ağır metalleri ve organik kirleticileri hapsederek kirli su ve havanın temizlenmesine de fayda sağlayabilir.

İnceleme, biyozift içindeki oksijen açısından zengin bileşiklerin nasıl polimerleşme, yani bir araya gelerek daha büyük karbon yapıları oluşturma eğilimi gösterdiğini ayrıntılarıyla anlatıyor. Bilim insanları ısıyı, katkı maddelerini ve reaksiyon süresini ayarlayarak bu süreci, isteğe göre şekillendirilmiş özelliklere sahip biyokarbon üretimine yönlendirebilir.

Araştırmacılar dönüşümün sadece teknik açıdan uygulanabilir değil, aynı zamanda ekonomik olarak da umut verici olduğunu söylüyor.

Kömürün yerini biyokarbon yakıtların alması, yılda yüzlerce milyon ton karbondioksit salımını azaltmanın yanı sıra biyokütle tesislerine yeni gelir kaynakları da sağlayabilir.

Öte yandan araştırmacılar, biyoziftin karmaşıklığının hâlâ zorluklar yarattığı konusunda uyarıyor. Büyük ölçekli üretim yöntemleri henüz yerleşmedi ve kimyasal süreci kontrol etmek hâlâ zor.

Daha verimli yöntemler tasarlamak için laboratuvar çalışmalarının, bilgisayar simülasyonları ve makine öğrenimiyle birleştirilmesini öneriyorlar.

Makalenin baş yazarı Yuxuan Sun, "Biyozift polimerleşmesi sadece atık arıtımıyla ilgili değil" diye açıklıyor. 

Sürdürülebilir karbon malzemeleri yaratmak için yeni bir ufuk sunuyor.

Bu bulgular, dünya çapındaki ülkelerin hem enerji hem de sanayi kaynaklı emisyonları azaltmanın yollarını aradığı bir dönemde geldi. Uzmanlar kimyasallar, çimento ve çelik gibi ağır sektörlerin karbonsuzlaştırılmasında yenilenebilir sistemlerin tek başına yeterli olmayacağı uyarısı yapıyor.

Atıkları kullanılabilir ürünlere dönüştüren teknolojiler ("döngüsel ekonomi" çözümleri diye biliniyor) giderek çözümün parçası haline geliyor.

Araştırmacılar eğer büyük ölçekte kanıtlanırsa, biyokarbonun daha temiz bir ekonomiyi destekleyen malzemeler yaratırken, biyokütle enerjisindeki en büyük engellerden birini çözmeye de katkı sağlayabileceğini söylüyor.

Independent Türkçe


Z kuşağındaki "süper hayranlar" neden yükselişte?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Z kuşağındaki "süper hayranlar" neden yükselişte?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmada, müzikte yaşanan süper hayran patlamasının, hayran toplulukları ve konserlerin sağladığı topluluk, aidiyet ve heyecan duygusuna yönelik özlemden kaynaklandığı tespit edildi.

Birleşik Krallık'tan 3 bin yetişkinle bu yıl nisan ve mayıs arasında yapılan anket, canlı müzik hayranlarının yüzde 70'inin konserlere gittiklerinde kendilerini anlayan insanlar arasında, "evlerinde" hissettiğini ortaya koydu.

Z kuşağı, bir hayran topluluğuna katılma ihtimali en yüksek nesil; yüzde 41'i konserlere giderken kostüm giyiyor ve hatta yüzde 12'si favori sanatçılarıyla bağ kurmak için dövme yaptırıyor.

Araştırma ayrıca hayranların neredeyse yarısının (yüzde 48), en sevdikleri sanatçıların hayran topluluklarıyla "güçlü bir şekilde özdeşleştiğini", bu oranın Z kuşağında konsere gidenler arasında yüzde 65'e çıktığını gösteriyor.

Belki de en dikkat çekici bulgu, canlı eğlence şirketi AEG'nin yaptığı ankete katılanların yüzde 63'ünün canlı müzik etkinliklerinde tanımadıkları kişilerle anında bağ kurduğunu bildirmesi.

Ankete katılanların yarısı (yüzde 53), konserlerdeki diğer hayranlar tarafından, günlük hayatlarındaki yakın çevrelerinden daha fazla anlaşıldıklarını hissettiğini söyledi.

Canlı etkinliklerde hissedilen güçlü topluluk duygusu, heyecan, neşe ve coşku, hayranların ekonomik belirsizlik dönemlerinde bile konser biletlerine yüksek paralar harcamasına yol açıyor.

Hayat pahalılığı sürerken katılımcıların yüzde 46'sı, diğer ihtiyaçlar yerine canlı eğlenceye para harcamaya öncelik vereceğini belirtti.

Son dönemde popüler turne hayran grupları arasında Taylor Swift'in "Swiftie'leri" Beyoncé'nin "Beehive"ları ve son olarak ekimde üç geceliğine Londra'daki O2 Arena'yı dolduracak Lady Gaga'nın "Küçük Canavarları" yer alıyor.

Gerçek adı Stefani Germanotta olan Gaga, Mayhem Ball turnesi kapsamında 29 Eylül Pazartesi günü 20 bin kişilik stadyumda sahne aldığında, şarkıcının teatral tarzında giyinen hayranlar görüldü.

Kırmızı tonlar, büyük fiyonklar, dantel, deri, lateks, zincir zırh, payetler, siyah, bordo ve tül gibi dikkat çekici trendler, Gaga'nın bu neslin Madonna'sı olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

AEG'de küresel ortaklıklar başkanı Paul Samuels "Canlı müzik, insanları başka hiçbir şeyin yapamayacağı şekilde bir araya getiriyor ve tutkulu Z Kuşağı, süper hayran kavramına yepyeni bir anlam katıyor" diyor.

Canlı etkinliklerle dolu bir yaz boyunca hayranların belirli sanatçılara ve türlere duydukları ortak sevgiyi sahiplendiğini ve deneyimlerini daha unutulmaz kılmak ve kendilerini hayran topluluklarının parçası haline getirmek için aşırıya kaçtığını gördük.

Independent Türkçe


Resmen açıklandı: Simpsonlar 20 yıl sonra yeniden sinemada

Yönetmen koltuğunda David Silverman'ın oturduğu Simpsonlar: Sinema Filmi, Homer'ın pervasız davranışlarının yol açtığı sonuçlarla boğuşan Simpson ailesini konu alıyordu (20th Century Fox)
Yönetmen koltuğunda David Silverman'ın oturduğu Simpsonlar: Sinema Filmi, Homer'ın pervasız davranışlarının yol açtığı sonuçlarla boğuşan Simpson ailesini konu alıyordu (20th Century Fox)
TT

Resmen açıklandı: Simpsonlar 20 yıl sonra yeniden sinemada

Yönetmen koltuğunda David Silverman'ın oturduğu Simpsonlar: Sinema Filmi, Homer'ın pervasız davranışlarının yol açtığı sonuçlarla boğuşan Simpson ailesini konu alıyordu (20th Century Fox)
Yönetmen koltuğunda David Silverman'ın oturduğu Simpsonlar: Sinema Filmi, Homer'ın pervasız davranışlarının yol açtığı sonuçlarla boğuşan Simpson ailesini konu alıyordu (20th Century Fox)

Simpsonlar (The Simpsons), 20 yıl aradan sonra yeniden beyazperdede izleyiciyle buluşacak.

Disney, Matt Groening'in yaratıcısı olduğu uzun soluklu animasyonun yeni sinema filminin 23 Temmuz 2027'de vizyona gireceğini duyurdu. 

Henüz adı açıklanmayan yapım, 2007'de vizyona giren Simpsonlar: Sinema Filmi'nin (The Simpsons Movie) devamı niteliğinde olacak.

20th Century Studios, haberi Instagram'da, Homer Simpson'ın şekerlemeli çöreğe uzandığı görselle duyurdu. Gönderide, "Homer ikinci tura hazır" notu yer aldı.

Disney'in takviminde bu tarih, daha önce adı açıklanmayan bir Marvel filmine ayrılmıştı. Aynı gün animasyon türündeki müzikal Bad Fairies de gösterime girecek.

1989'da Fox'ta yayına başlayan Simpsonlar, artık 37. sezonuyla izleyici karşısında. Groening, diziyi James L. Brooks ve Sam Simon'la birlikte geliştirmişti.

Simpson ailesini seslendiren ekipte Dan Castellaneta (Homer), Julie Kavner (Marge), Nancy Cartwright (Bart) ve Yeardley Smith (Lisa) yer alıyor.

2007'de vizyona giren ilk film, dünya çapında 536 milyon dolar hasılat elde etmişti. O filmde, Homer'ın Springfield'ın suyunu kirletmesi üzerine Çevre Koruma Ajansı kasabayı dev bir kubbenin içine hapsetmişti.

Hollywood Reporter'dan Kirk Honeycutt, ilk film için şu değerlendirmeyi yapmıştı:

Dizi ekibi, serinin altın dönemlerini hatırlatan bir film yapmak için uzun süre ve yoğun şekilde çalışmış. Film iğneleyici, saygısız, sürekli eğlenceli ve biraz da arsız. Ama fazla değil... Beavis and Butt-Head ya da South Park filmi gibi değil. Hatta neredeyse sevimli.

Independent Türkçe, Variety, Deadline, Hollywood Reporter