Yeni bir araştırmaya göre kalp krizi veya felç vakalarının neredeyse tamamından önce yüksek tansiyon, kolesterol veya kan şekeri seviyeleri gibi uyarı işaretleri görülüyor. Bulgular, bu tür durumların herhangi bir uyarı olmadan ortaya çıktığına dair inancı çürütüyor.
Güney Kore'deki Yonsei Üniversitesi'nden araştırmacılar, bu kalp sorunlarının öncesinde neredeyse her zaman tansiyon, kolesterol, şeker veya sigara içmenin ideal seviyenin üzerinde seyrettiğini söyleyerek bu değiştirilebilir risklerin erken teşhisi ve kontrolüne daha fazla dikkat edilmesi çağrısı yapıyor.
Bilim insanları hakemli dergi JACC'de yayımlanan çalışmada Güney Kore'de 9 milyondan fazla ve ABD'de yaklaşık 7 bin kişinin sağlık kayıtlarını inceledi ve bu kişilerin sağlık durumunu yaklaşık 20 yıl kadar takip etti.
Araştırmacılar kalp krizi, felç veya kalp yetmezliğinden önce 4 ana risk faktörünün görülüp görülmediğini araştırdı: yüksek tansiyon, kolesterol, kan şekeri ve sigara kullanımı.
Bu risk faktörlerinin idealin dışındaki düzeyleri, geçmişte tütün kullanımı, 120/80 mm Hg’nin üzerindeki tansiyon, toplam kolesterolün 200 mg/dL’nin üzerinde olması, 100 mg/dL’nin üzerindeki açlık kan şekeri ve diyabet tanısı gibi durumları kapsıyor.
Araştırmacılar ayrıca 140/90'ın üzerinde kan basıncı, 240 üstü kolesterol, 126'nın üzerinde kan şekeri seviyeleri ve mevcut sigara kullanımı gibi, büyük risk yaratan bu faktörlerin daha yüksek eşik değerlerini de inceledi.
Çalışma sırasında ciddi bir kalp sorunu yaşayanların yüzde 99'unda bu risk faktörlerinden en az birinin, yüzde 93'ündeyse iki veya daha fazlasının ideal dışı seviyede seyrettiği saptandı.
ABD'deki Northwestern Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Philip Greenland, "Çalışmanın, bu kardiyovasküler çıktıların öncesinde bir veya daha fazla risk faktörünün, neredeyse yüzde 100 oranında ideal dışı seviyede görüldüğünü çok ikna edici bir şekilde ortaya koyduğunu düşünüyoruz" diyor.
Şimdiki hedefimiz, kolayca tedavi edilemeyen ve nedenselliği belirsiz diğer faktörlerin peşine düşerek rotadan sapmak yerine, bu değiştirilebilir risk faktörlerini kontrol altına almanın yollarını bulmak için daha çok çalışmak.
Araştırmacılar, yüksek tansiyonun (veya hipertansiyonun) en yaygın etken olduğunu ve Güney Kore'deki hastaların yüzde 95'inden fazlasını, ABD'deki hastalarınsa yüzde 93'ünden fazlasını etkilediğini buldu.
Genellikle en düşük risk grubu olduğu varsayılan 60 yaşın altındaki kadınlar arasında bile, yüzde 95'ten fazlasında kalp yetmezliği veya felçten önce bu faktörlerden en az biri mevcuttu.
Çalışmada, hastaların en az yüzde 90'ının ilk kalp hastalığından önce bu yüksek risk faktörlerinden en az birini taşıdığı tespit edildi.
Independent Türkçe