Bir sosyal medya deneyi olarak başlayan fikir; yazar, yönetmen ve oyuncu Jon Fletcher'ın ilk uzun metraj filmi The Dosage Makes the Poison'a dönüştü.
Bosch, The Rook ve The Messengers gibi yapımlarda rol alan Fletcher, 1 Ağustos'ta yaptığı bir sosyal medya paylaşımıyla alışılmadık bir projeye adım attı: Sıfırdan bir film çekmeye ve sürecin her aşamasını takipçileriyle paylaşmaya karar verdi.
Çekimler 7 günde tamamlandı
Instagram'da "Hiçbir şey olmadan, 50 gün içinde uzun metraj bir film çekip Sundance Film Festivali'ne gönderebilir miyim?" diye soran Fletcher, 7 günlük çekimleri tamamladıktan sonra süreci belgeleyen videolar paylaştı.
Çekimlerin ardından konuşan Fletcher, "Bunu nasıl yaptığımı ben de açıklayamıyorum. Sadece uyandım ve başladım. Ve sanırım 6 haftadır hiç uyumadım" dedi.
Fletcher, projenin yalnızca sinemanın değişen doğası üzerine bir tartışma başlatmasını değil, aynı zamanda diğer sanatçılara da "izin beklemeden üretme" cesareti aşılamasını umuyor.
Fletcher, ilk gün ne bir senaryoya ne de hikayeye dair bir fikre sahipti. Süreci takipçileriyle birlikte şekillendirdi. Sonuçta kendi depresyon deneyimlerini merkezine alan, hem yazıp yönettiği hem de başrolünü üstlendiği kişisel bir filme dönüştü.
"Kendine karşı verdiğin bir savaş"
Fletcher, filmin çıkış noktasını şu sözlerle anlattı:
Depresyonu benim hissettiğim şekilde anlatan bir şey görmemiştim. Bu, kendin için kendine karşı verdiğin bir savaş. Seni kimse duymuyor, kimse görmüyor. Ve bu, en tehlikeli konuşma çünkü kimse sana, senin kendini dinlediğin kadar kulak vermez.
Filmin görüntü yönetmenliğini Beth Riesgraf üstlendi. Fletcher ve Riesgraf yapımcı koltuğunda yer alırken, Jeremy Landon Hays, Louis Pannullo ve Hunter G. Davis yönetici yapımcı olarak projeye dahil oldu.
Independent Türkçe, Deadline, Uniindia