400 bin yıl önce fil kemiklerinden yapılan aletler ortaya çıktı

Casal Lumbroso'da bulunan fil kemikleri, 400 bin yıl önceki insanların becerilerine ışık tutuyor (Beniamino Mecozzi)
Casal Lumbroso'da bulunan fil kemikleri, 400 bin yıl önceki insanların becerilerine ışık tutuyor (Beniamino Mecozzi)
TT

400 bin yıl önce fil kemiklerinden yapılan aletler ortaya çıktı

Casal Lumbroso'da bulunan fil kemikleri, 400 bin yıl önceki insanların becerilerine ışık tutuyor (Beniamino Mecozzi)
Casal Lumbroso'da bulunan fil kemikleri, 400 bin yıl önceki insanların becerilerine ışık tutuyor (Beniamino Mecozzi)

Bilim insanları Roma yakınlarında yaklaşık 400 bin yıllık fil kemikleri keşfetti. Eski insanların küçük taş aletleri kullanarak bu devasa hayvanın kalıntılarından, daha büyük aletler yaptığı tahmin ediliyor.

Bugünkü Asya filinin atalarından Palaeoloxodon antiquus, Pleistosen dönemin ortalarından sonlarına kadar yaşamıştı. 13 bin kiloya ulaşabilen, yaklaşık 4 metre boyundaki bu hayvanlar, mamutlardan bile büyüktü.

Paleontologlar, İtalya'nın Roma kentinin yakınlarında yer alan Casal Lumbroso kazı alanında bu hayvanın fosillerini ve küçük taş aletler ortaya çıkardı. Bölgenin, Avrupa'daki en iyi korunmuş fil kesme alanlarından biri olduğunu söylüyorlar.

Tek bir Palaeoloxodon'a ait 300'den fazla iskelet kalıntısı ve 500'den fazla taş alet bulan araştırmacılar, bunları yaklaşık 404 bin yıl önceye tarihledi. 

Bu aletlerin çoğu, muhtemelen bölgede daha büyük taşların bulunmamasından dolayı 3 santimetreden daha kısaydı.

Ancak bu durum, bölgede yaşayan homininlerin hayvanın kalıntılarından yararlanmasının önüne geçmemiş görünüyor. 

Bulguları hakemli dergi PLOS One'de yayımlanan çalışmaya göre birçok kemikte, ölümden kısa bir süre sonra oluşan kırıklar vardı ve bunlar darbe izleriyle uyuşuyordu. 

Ayrıca kemiklerde kesme ve kazıma gibi izler olmaması, hayvanın yumuşak dokularını kesmek için taş aletler kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları bazı fil kemiklerinin işlemden geçirilerek daha büyük aletlere dönüştürüldüğünü de tespit etti.

Araştırmacılar yaptıkları açıklamada "Çalışmamız, Roma bölgesinde 400 bin yıl önce yaşayan insan gruplarının fil gibi olağanüstü bir kaynağı sadece yiyecek olarak değil, aynı zamanda kemiklerini aletlere dönüştürerek de nasıl kullandığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Bu olayları yeniden kurgulamak ve eski ve kaybolmuş senaryoları canlandırmak, insanların, hayvanların ve ekosistemlerin bugün bile bizi şaşırtan ve büyüleyen şekillerde etkileşime girdiği bir dünyayı ortaya çıkarmayı sağlıyor.

Ekip eski insanların ellerindeki bu küçük aletlerle devasa fili avlamasının pek muhtemel olmadığını ve hayvanın doğal yollarla öldüğünü düşünüyor. Öte yandan insanların farklı bir yöntemle hayvanı avlamış olması da muhtemel.

Bilim insanları bu aletlerden sorumlu insan türünü kesin olarak bilmese de Homo heidelbergensis veya Homo erectus olabileceğini tahmin ediyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, PLOS One



Bilim insanları, mikroplastiklerden kaçınmanın basit yolunu açıkladı

Gıda ve ambalajlardaki mikroplastik sayısı her geçen gün artıyor (Reuters)
Gıda ve ambalajlardaki mikroplastik sayısı her geçen gün artıyor (Reuters)
TT

Bilim insanları, mikroplastiklerden kaçınmanın basit yolunu açıkladı

Gıda ve ambalajlardaki mikroplastik sayısı her geçen gün artıyor (Reuters)
Gıda ve ambalajlardaki mikroplastik sayısı her geçen gün artıyor (Reuters)

Bilim insanları, gittikçe artan mikroplastik tehdidine karşı basit bir yönteme dikkat çekiyor. 

Son dönemde yapılan birçok araştırmada, mikroplastiklerin ısıyla temas sonucu gıdalara karıştığı ortaya kondu.

Birleşik Krallık'taki Birmingham Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, meyve suyu, çay ve kahve gibi çeşitli içeceklerde mikroplastik tespit edildi. Ancak en yüksek sayının sıcak içeceklerde olduğu gözlemlendi. Sıcak çayda litre başına ortalama 60 parçacık bulunurken, buzlu çayda 31 parçacık vardı. Sıcak kahvede litre başına 43 parçacık bulunurken, buzlu kahvede bu sayı 37'ye yakındı.

ABD'deki Nebraska Üniversitesi'nden Kazi Albab Hussain, "Isı mikroplastiklerin ambalajdan sızmasını kolaylaştırıyor" diyor. 

Hussain ve ekibi, bebek maması saklamak için kullanılan küçük plastik kavanozları ve kapları inceledi. Bunların mikrodalgada ısıtıldığında santimetrekare başına 2 milyardan fazla nanoplastik saldığı gözlemlendi.  Bu, kaplar oda sıcaklığında veya buzdolabında saklandığında ortaya çıkan miktara kıyasla çok daha fazla. 

Araştırmacı, ısının özellikle yiyecek ve içecekleri saklamak için kullanılan plastik açısından epey zararlı olduğunu belirtiyor. Herhangi bir plastik bardak veya kavanozda, ısıyla temas ettiğinde polimerin daha küçük parçalara ayrılmasına neden olan kusurlar bulunabileceğini söylüyor. 

Bilim insanları, mikroplastiklerin sağlık üzerindeki kesin etkilerini hâlâ tam olarak tespit edemedi. Ancak yüksek miktarda mikroplastiğe maruz kalan farelerde Alzheimer hastalığı ve demans belirtileri görüldüğü bir araştırmada ortaya konmuştu. Bu parçacıklar ayrıca küçük çocuklarda gelişim sorunları ve ilerleyen yaşlarda kısırlıkla ilişkilendirilen plastik kimyasalları da taşıyabilir.

Hussain, plastik içeren herhangi bir malzemenin mikrodalgaya konmaması gerektiğine işaret ediyor. Ayrıca doğrudan plastik bardaklara sıcak su konmaması gerektiğini de söylüyor. Plastikler sözkonusu olduğunda ısıyla temastan kaçınmanın önemli olduğunu vurguluyor.  

Independent Türkçe, Washington Post, Food and Wine


Resmen açıklandı: Bridgerton'da Benedict ve Sophie aşkı sahneye çıkıyor

Resmen açıklandı: Bridgerton'da Benedict ve Sophie aşkı sahneye çıkıyor
TT

Resmen açıklandı: Bridgerton'da Benedict ve Sophie aşkı sahneye çıkıyor

Resmen açıklandı: Bridgerton'da Benedict ve Sophie aşkı sahneye çıkıyor

Netflix, popüler dönem dizisi Bridgerton'ın 4. sezonu için yayın tarihlerini ve kısa tanıtım fragmanını paylaştı. Dizi, bu kez iki parça halinde ekrana gelecek.

İlk 4 bölüm 29 Ocak 2026'da izleyiciyle buluşacak, kalan 4'lü ise 26 Şubat 2026'da yayımlanacak.

Popüler dizinin merakla beklenen yeni sezonundan ilk kareler de paylaşıldı:

Platformun sezon açıklamasına göre Bridgerton, yeni sezonda ailenin "bohem" oğlu Benedict'e odaklanacak: 

Ağabeyi ve küçük kardeşi evlenip mutlu yuvalar kurmuş olsa da Benedict, yerleşik bir hayat sürmeye pek hevesli değildir. Ta ki annesinin düzenlediği maskeli baloda büyüleyici Gümüş Leydi'yle tanışana kadar.

Yeni sezonda Luke Thompson, Benedict Bridgerton'ı canlandırırken, Avustralyalı yıldız Yerin Ha, Sophie Baek rolüyle izleyici karşısına çıkacak. 

Kadroda ayrıca Jonathan Bailey, Victor Alli, Adjoa Andoh, Julie Andrews, Lorraine Ashbourne ve Nicola Coughlan gibi isimler yer alıyor.

4. sezon, yayın devinin Bridgerton uyarlamasında yolun tam yarısına denk geliyor. Julia Quinn'in 8 kardeşten oluşan Bridgerton ailesini konu alan roman serisinden uyarlanan dizi, her sezon bir kardeşin aşk hikayesini anlatıyor. Platform, dizinin 5. ve 6. sezonları için önceden onay vermişti.

Benedict'in hikayesinin ardından, Bridgerton kardeşlerinden Eloise, Francesca, Gregory ve Hyacinth'in aşk serüvenleri anlatılacak.

4. sezonda ayrıca Simone Ashley, Isabella Wei, Michelle Mao ve Katie Leung da kadroya dahil olacak.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


Ben Stiller en büyük pişmanlığını açıkladı

Ben Stiller'ın hem yönettiği hem de başrolünde yer aldığı Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı, tekdüze hayatından kaçmanın hayalini kuran çekingen fotoğraf direktörü Walter'ın hikayesini anlatıyor (20th Century Studios)
Ben Stiller'ın hem yönettiği hem de başrolünde yer aldığı Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı, tekdüze hayatından kaçmanın hayalini kuran çekingen fotoğraf direktörü Walter'ın hikayesini anlatıyor (20th Century Studios)
TT

Ben Stiller en büyük pişmanlığını açıkladı

Ben Stiller'ın hem yönettiği hem de başrolünde yer aldığı Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı, tekdüze hayatından kaçmanın hayalini kuran çekingen fotoğraf direktörü Walter'ın hikayesini anlatıyor (20th Century Studios)
Ben Stiller'ın hem yönettiği hem de başrolünde yer aldığı Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı, tekdüze hayatından kaçmanın hayalini kuran çekingen fotoğraf direktörü Walter'ın hikayesini anlatıyor (20th Century Studios)

Hollywood yıldızı Ben Stiller, herkes gibi pek çok hata yaptığını söylüyor. Ancak bir tanesi var ki, "hayatının en kötü kararı" olmuş.

Stiller, 2013 tarihli Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı'nda (The Secret Life of Walter Mitty) kızı Ella Olivia Stiller'ın sahnesini kesmenin "muhtemelen hayatında verdiği en kötü karar" olduğunu itiraf etti.

Ünlü oyuncu ve yönetmen, bu pişmanlığını yeni belgeseli Stiller & Meara: Nothing Is Lost'ta paylaşıyor. Apple TV+ için çekilen yapım, Stiller'ın komedyen anne babası Jerry Stiller ve Anne Meara'nın fırtınalı evliliğinin perde arkasına odaklanıyor. 

Yönetmen, belgeselde anne babasının inişli çıkışlı ilişkisinin hem kendisini hem de kız kardeşi Amy Stiller'ı nasıl etkilediğini anlatırken, geçmişin kendi ebeveynlik tarzını nasıl şekillendirdiğini de sorguluyor.

"Hayatımın en kötü kararıydı"

Stiller, tıpkı babası gibi "mükemmeliyetçilik takıntısının" çocuklarıyla ilişkisini nasıl etkilediğini düşünürken, kızı Ella'ya karşı yaptığı hataları kabul ediyor.

Belgeselde 59 yaşındaki Stiller, kızına doğru dönüp yüzünü buruşturarak, "Seni Walter Mitty'nin Gizli Yaşamı'ndan kestim. Bu muhtemelen hayatımda verdiğim en kötü karardı" diyor. 

23 yaşındaki Ella ise o anları gülümseyerek anımsıyor. "O sahnede gerçekten çok korkmuştum" diyerek ekliyor: 

Ama dürüst olmak gerekirse, sahne filme çok da uymuyordu.

Sözkonusu sahnede Ella, Stiller'ın canlandırdığı baş karakterin küçük kız kardeşi Odessa Mitty'nin çocukluğunu oynamıştı.

Stiller, kızının sahnesini kesme kararının yalnızca bir "yönetmen tercihi" olmadığını, kendi içsel mükemmeliyetçilik takıntısıyla da bağlantılı olduğunu söylüyor:

Bu benim için daha derin bir şey. İşime olan takıntım ve her şeyi kusursuz yapma isteğimle ilgili.

Stiller & Meara: Nothing Is Lost, ilk gösterimini 5 Ekim'de New York Film Festivali'nde yaptı.

Belgesel, 17 Ekim'den itibaren sınırlı sayıda sinemada gösterime girecek ve 24 Ekim'de Apple TV+'ta izlenebilecek.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, People