Russell Crowe'un yeni II. Dünya Savaşı draması Nuremberg'deki performansı sinema eleştirmenlerini şaşkına çevirirken birçoğu hevesle, Nazi savaş suçlusu Hermann Göring'i "görkemli" ve "mükemmel" bir şekilde canlandırmasıyla 4. Oscar adaylığını kazanacağını tahmin ediyor.
James Vanderbilt'in (Gizli Dosya [Truth]) yönettiği ve cuma günü vizyona giren (Türkiye vizyon tarihi 30 Ocak 2026) Nuremberg, Nürnberg davaları başlarken ABD Ordusu psikiyatristi Douglas Kelley'nin (Rami Malek canlandırıyor) Nazi bir savaş suçlusu olmakla suçlanan Hermann Göring'le (Crowe) psikolojik bir hesaplaşmaya girmesini konu alıyor.
Filmin kendisi eleştirmenleri ikiye bölse de (halihazırda eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 73'lük bir puana sahip), en azından Crowe'un yıllardır görülen en iyi performanslarından birini sergilediği konusunda hemfikir görünüyorlar.
TheWrap'ten Matthew Creith, "Vanderbilt'in filmi, Göring'in hem günahkar hem de aziz olarak gösterilmesi üzerinden ilerliyor" diye yazıyor.
Ancak Göring'i, sinema kariyerinde epeydir görülmemiş bir doruğa ulaşarak canlandıran Crowe çizgisinden asla sapmıyor ve Nazi'yi görkemli bir figür olarak yorumlarken, ortaya muhteşem bir performans koyuyor.
Roger Ebert'ten Zachary Lee de "Crowe, Göring rolünde görkemli ve incelikli bir şekilde korkutucu bir performans sergiliyor" diye övüyor.
Tehlikeli derecede çekici, mütevazı ve nazik; egoist yapısı o kadar içine işlemiş ki, hüküm giyip yargılanma ihtimalini hayal bile edemiyor.

USA Today'den Brian Truitt, Malek'in Kelley rolünü "etkili" bir şekilde canlandırmasına övgüler yağdırdı ancak ona göre Crowe "daha da mükemmel ve ödül sezonunu altüst etmeye hazır".
Variety'den Owen Gleiberman da benzer şekilde, Malek'in "role konuşkan bir enerji kattığını, aynı zamanda tuhaf bir güvensizlik de getirdiğini; bu esnada Kelley'nin neredeyse işinin ne olduğunu unuttuğunu" belirtiyor. Öte yandan şöye ekliyor:
Buna karşılık Crowe, tasarlanmış biçimde Göring'le seyirciyle arasına mesafe koymasına rağmen mutlak bir hakimiyetle oynuyor.
Associated Press'ten Lindsey Bahr daha ileri giderek filmi "[Crowe'un] yıllar görülen en iyi işlerinden biri" diye nitelendirerek, "bu karizmatik, gösterişli egoisti canlandırmaya çok uygun" olduğunu ekliyor.
AV Club'dan Matthew Jackson ise "Crowe, böyle bir adamı ayakta tutmak için ne kadar cafcaflı bir tavır sergilemesi gerektiğini anlıyor" ifadelerini kullanıyor.
61 yaşındaki Crowe'un bir film rolüyle büyük ödül sezonunun heyecanını yaşamasının üzerinden 20 yıldan uzun zaman geçti. 2000'lerin başında kariyerinin zirvesindeyken, 2000'de Köstebek'le (The Insider) aldığı En İyi Erkek Oyuncu Oscar adaylığıyla başlayarak bu dalda birkaç kez aday gösterilmişti. Ertesi yıl Gladyatör'le (Gladiator) ilk Oscar'ını kazanan aktör, ardından 2002'de Akıl Oyunları'yla (A Beautiful Mind) üçüncü adaylığını aldı.
Robin Hood (2010), Sefiller (Les Misérables / 2012) ve Nuh: Büyük Tufan (Noah / 2014) gibi başka büyük filmlerde de rol alan Crowe, son yıllarda daha küçük ve daha az beğenilen projelere yöneldi.
Independent Türkçe

