5 soruda 2025'in en şiddetli güneş patlaması

Güneş patlamaları, Güneş Sistemi'ndeki en güçlü patlamalardır (NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi)
Güneş patlamaları, Güneş Sistemi'ndeki en güçlü patlamalardır (NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi)
TT

5 soruda 2025'in en şiddetli güneş patlaması

Güneş patlamaları, Güneş Sistemi'ndeki en güçlü patlamalardır (NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi)
Güneş patlamaları, Güneş Sistemi'ndeki en güçlü patlamalardır (NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi)

Üç güçlü güneş patlamasından salınan maddeler halihazırda Dünya'ya doğru geliyor. Ancak endişelenmenize gerek yok.

Uzmanlar ayrıca güçlü bir jeomanyetik fırtına uyarısında bulunuyor. Bu tür olaylar iletişim sistemlerinde aksamalara yol açabileceği için tamamen zararsız sayılmaz.

Öte yandan güneş patlamaları, kuzey ışıklarına yol açarak gökyüzünü yeşil, kırmızı, mor renklere boyayacak. 

Bu patlamaların oluşturabileceği teknik etkilerden, kuzey ışıklarının nerelerden izlenebileceğine kadar 2025'in en güçlü güneş patlamasına dair tüm detayları derledik.

Güneş patlaması nedir?

Güneş patlaması, isminden de anlaşılabileceği gibi Güneş'teki ani enerji patlamaları anlamına geliyor.

Genellikle, yıldızın manyetik alan çizgilerinin yoğunlaşmasıyla oluşan daha soğuk bölgelerini ifade eden güneş lekelerinde ortaya çıkıyorlar. Buralarda depolanan enerjinin aniden serbest kalmasıyla ortaya çıkan güneş patlamaları birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürebilir.

5 kategoriye ayrılan bu olayların en düşük seviyesi olan A, genellikle Dünya'da pek bir etki yaratmaz. Onu takip eden B, C ve M sınıflarının etkisi giderek artarken en üst sırada X kategorisi bulunuyor. Her bir kategori arasında şiddet 10 kat artıyor.

Günlerdir son derece aktif olan AR4274 güneş lekesi, 9 Kasım Pazar günü X1.7, 10 Kasım Pazartesi de X1.2 patlamalarına yol açtı. 

Dün yaşanan ve diğerlerinden 5 kat daha büyük olan X5.1 ise 2025'in bugüne kadarki en güçlü ve Ekim 2024'ten bu yana en yoğun güneş patlaması. 

ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA), X5.1'in dün (11 Kasım) TSİ 13.00'de zirveye ulaştığını bildirdi. 

Jeomanyetik fırtına nasıl oluşuyor?

Bu patlamaların her birine taçküre kütle atımı (TKE) eşlik ediyor. TKE, çok büyük miktarlarda güneş maddesinin, plazma halindeki büyük baloncuklar halinde atılmasını ifade ediyor.

Dünya bu atımların rotasına denk geldiğinde şiddeti G1'den G5'e kadar değişen jeomanyetik fırtınalar gerçekleşebiliyor.

Bu olay Güneş'ten salınan yüklü parçacıkların Dünya'nın atmosferiyle etkileşime girmesi sonucu meydana geldiğinden, gezegenin manyetik alanını etkileyerek birtakım sorunlara yol açabiliyor.  

NOAA, Dünya'ya doğru yol alan TKE'lerin G4 seviyesinde şiddetli bir fırtınaya yol açacağını öngörüyor.

cvsd
20 yıldır görülen en şiddetli jeomanyetik fırtınanın yaşandığı Mayıs 2024'te, kuzey ışıkları Almanya semalarını aydınlatmıştı (AP)

Aslında buradaki kritik nokta, bu üçlüdeki her bir TKE'nin, kendisinden önce salınandan daha hızlı hareket etmesi. 

Bunlar kendisinden önce gerçekleşen, daha yavaş bir TKE'yi yakaladığında "yamyam TKE" denen bir olay sonucu birleşerek etkilerini artırabiliyor. Mayıs 2024'te yaşanan G5 seviyesindeki fırtınaya da böyle bir olay yol açmıştı.

Bilim insanlarının mevcut modellerine göre X1.7, X1.2 ve X5.1 tam Dünya'ya ulaştıkları zaman birleşecek. 

Yetkililer TKE'nin bugün gezegene ulaşmasını bekliyor.

İletişim sistemleri nasıl etkilenecek?

Jeomanyetik fırtınalar iletişim sistemlerinde problemlere neden olabiliyor. Ayrıca uydular gibi, Dünya'ya yakın uzaydaki nesneleri de etkileyebiliyorlar.

Bu son patlama da Afrika ve Avrupa genelinde güçlü (R3 seviyesinde) radyo kesintilerine ve Dünya'nın aydınlık tarafındaki yüksek frekanslı radyo iletişimlerinde aksamaya yol açtı.

G4 seviyesindeki bir fırtınanın elektrik şebekelerinde ve GPS sistemlerinde de arızalara yol açması muhtemel.

Kuzey ışıkları nereden izlenebilecek?

Güneş patlamaları ve jeomanyetik fırtınanın daha keyifli bir yanı da var. Yıldızdan salınan maddelerin Dünya'nın atmosferiyle etkileşime girmesi sonucu aurora diye de bilinen kuzey ışıkları oluşuyor.

Kuzey ışıkları salı gecesi ABD'nin çeşitli yerlerinde görüldü bile. Ülkenin Alaska, Washington, Iowa gibi kuzey eyaletleri önümüzdeki bir-iki gece boyunca auroraları en rahat izleyecek bölgeler arasında.

df
Kuzey ışıkları, ABD'nin Nevada eyaleti gibi bölgelerinde dün gece görüldü (NWS Reno/X)

Ancak fırtınanın şiddeti nedeniyle kırmızı ve yeşil tonlardaki ışıkların güney eyalatlerde de görülmesi bekleniyor.

Uzmanlar Türkiye'nin ışık kirliliğinin az olduğu, Karadeniz ve Trakya bölgelerinde de kuzey ışıklarını izlemenin mümkün olabileceğini söylüyor.

Güneş patlamaları neden sıklaştı?

Son dönemlerde güneş patlamaları ve kuzey ışıkları haberlerine daha sık rastladığınızı fark etmiş olabilirsiniz.

Bu durum, Güneş'in 11 yıllık döngüsünün zirve noktasına, yani solar maksimuma ulaşmasından kaynaklanıyor. Normalden daha uzak yerlerde kuzey ışıkları görülmesinin nedeni de bu.

Solar maksimumda güneş lekelerinin sayısı arttığı için patlama yaşanma ihtimali de yükseliyor.

NASA'ya göre, solar maksimuma Ekim 2024'te resmen ulaşıldı. Ancak uzmanlar yüksek aktivite döneminin hâlâ devam ettiğini belirtiyor. 

Yararlanılan Kaynaklar: Space.com, Live Science, Science Alert, Evrim Ağacı, CNN, ABC, NOAA, ESA, Sözcü



Bilim insanları koşarken sakatlanma riskini düşürmenin en etkili yolunu açıkladı

Araştırmacılar, daha kısa uyku süresi, daha düşük uyku kalitesi ve daha fazla uyku sorunu yaşayanların yaralanma olasılığının neredeyse iki kat yüksek olduğunu buldu (Unsplash)
Araştırmacılar, daha kısa uyku süresi, daha düşük uyku kalitesi ve daha fazla uyku sorunu yaşayanların yaralanma olasılığının neredeyse iki kat yüksek olduğunu buldu (Unsplash)
TT

Bilim insanları koşarken sakatlanma riskini düşürmenin en etkili yolunu açıkladı

Araştırmacılar, daha kısa uyku süresi, daha düşük uyku kalitesi ve daha fazla uyku sorunu yaşayanların yaralanma olasılığının neredeyse iki kat yüksek olduğunu buldu (Unsplash)
Araştırmacılar, daha kısa uyku süresi, daha düşük uyku kalitesi ve daha fazla uyku sorunu yaşayanların yaralanma olasılığının neredeyse iki kat yüksek olduğunu buldu (Unsplash)

Dünya genelinde milyonlarca kişi güne sabah koşusuyla başlıyor. Ancak spor ayakkabılarınızı bağlamadan önce biraz uyumayı ihmal etmek, sakatlanma riskini kayda değer derecede artırabilir.

Bu sonuca, uyku eksikliğinin, koşucuların yaralanma riskinde fırlamaya yol açtığını keşfeden araştırmacılar tarafından ulaşıldı. 

Hollanda'daki Eindhoven Teknoloji Üniversitesi ve Güney Avustralya Üniversitesi'nden araştırmacılar, 425 Hollandalı amatör koşucuyla anket yaptı ve daha kısa uyku süresi, daha düşük uyku kalitesi ve daha fazla uyku sorunu yaşayanların sakatlanma olasılığının neredeyse iki kat yüksek olduğunu saptadı.

Ancak yeterli uyku alan ve koşular arasında vücutlarının toparlanmasına izin veren koşucuların yaralanma ihtimali daha düşüktü. Bu da iyi dinlenmenin, iyi antrenman yapmak kadar önemli olduğuna işaret ediyor.

Eindhoven Teknoloji Üniversitesi'nden Profesör Jan de Jonge, uykunun "sakatlanmayı önlemede kritik ancak genellikle göz ardı edilen bir bileşeni" olduğunu söylüyor. 

Koşucular özellikle mesafeye, beslenmeye ve toparlanma stratejilerine odaklanırken, uyku genellikle listenin en alt sıralarında kalıyor.

Hakemli dergi Applied Sciences'ta yayımlanan çalışma, yeterli uyku almayanların sakatlık bildirme olasılığının, istikrarlı ve kaliteli uyku çekenlere göre 1,78 kat daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

Ayrıca yeterince uyumayan koşucuların 12 aylık bir süre boyunca sakatlanma olasılığı yüzde 68'di.

Profesör de Jonge, "Uyku, bedenin ve zihnin toparlanmasına ve antrenmanın fiziksel ve zihinsel gerekliliklerine adapte olmasına imkan tanıyan hayati bir biyolojik süreç" diyor.

Uyku kesintiye uğradığında veya yeterince alınmadığında vücudun dokuları onarma, hormonları düzenleme ve odağı koruma yeteneği azalır ve tüm bunlar sakatlık riskini artırabilir.

Araştırmada uykuya dalmada zorluk, gece sık sık uyanma veya kalkınca dinlenmiş hissetmeme gibi sorunlar yaşayan koşucuların sakatlanmaya karşı bilhassa savunmasız olduğu tespit edildi.

Bunun aksine, uyku süresi düzenli ve uyku kalitesi iyi olanlar daha az sakatlık bildirdi.

Araştırmacılar bulguların sadece amatör koşucular için değil, aynı zamanda yarışlara katılan sporcular, antrenörler ve sağlık profesyonelleri için de önemli olduğunu belirtiyor.

Sağlıklı bir yetişkinin genellikle yaklaşık 7 ila 9 saat uykuya ihtiyacı var. Ancak Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi'ne göre, yaş, sağlık durumu ve kişisel koşullar ne kadar uykuya ihtiyacımız olduğunu etkiler ve bazıları doğal olarak diğerlerinden daha fazla uyur. Ancak araştırmacılar, sporcuların toparlanmak için şekerleme yapmak gibi daha fazla dinlenmeye ihtiyaç duyduğunu söylüyor.

Profesör de Jonge "Genellikle daha fazla antrenmanın daha iyi performans anlamına geldiğini varsayarız ancak durum her zaman böyle değil" diye ekliyor.

Koşucular (özellikle antrenmanı iş, aile ve sosyal sorumluluklarla dengeleyenler) düzgün bir şekilde toparlanmak için ortalama yetişkinlerden daha fazla uykuya ihtiyaç duyabilir. Uyku, sonradan akla gelen bir şey değil, bir performans önceliği olarak görülmeli.

Independent Türkçe


Bilim insanları arılara mors alfabesi öğretti

Bombus arılarının mors alfabesinin basit bir biçimini öğrenmesi bilim insanlarını şaşırttı (Wikimedia Commons)
Bombus arılarının mors alfabesinin basit bir biçimini öğrenmesi bilim insanlarını şaşırttı (Wikimedia Commons)
TT

Bilim insanları arılara mors alfabesi öğretti

Bombus arılarının mors alfabesinin basit bir biçimini öğrenmesi bilim insanlarını şaşırttı (Wikimedia Commons)
Bombus arılarının mors alfabesinin basit bir biçimini öğrenmesi bilim insanlarını şaşırttı (Wikimedia Commons)

Bilim insanları bir arı türüne mors alfabesi öğreterek ilk kez bir böceğin, farklı sürelerdeki görsel ipuçlarına dayanarak yiyecek arayabildiğini gösterdi.

Bombus arılarının bir tür tarımcılık faaliyeti yürütmek, birlikte çalışmak ve birbirlerine bulmacaları nasıl çözeceklerini öğretmek gibi yetenekleri var. 

Bir susam tanesi büyüklüğünde beyne sahip arıların böyle becerilere sahip olması etkileyici bir özellik. 

Londra Kraliçe Mary Üniversitesi'nden bilim insanları, bombus arılarının değişen süreler arasındaki farkı da anlayıp anlamadığını araştırdı. Bu ayrımı yapabilmek doğadaki hayvanlara yemek aramaktan, avcılardan kurtulmaya kadar çeşitli avantajlar sağlayabilir. 

Araştırmacılar arıları kapalı bir alana koydu ve karşılarına biri uzun, diğeri kısa süreli iki ışık yakan ekranlar yerleştirdi. Bu kısa ve uzun ışık parlamaları, mors alfabesinin temel birimleri. 

Işıklardan birinin altında arıların sevdiği şekerli bir çözelti, diğerinde de de hiç hoşlanmadıkları kinin vardı. Ekip, çeşitli arı gruplarına farklı sinyaller göstererek sonuçların daha güvenilir olmasını hedefledi.

Arılar hangi parlamanın şekerle ve kininle bağlantılı olduğunu anladıktan sonra çalışmanın ikinci aşamasına geçildi. 

Ödülleri tamamen kaldıran bilim insanları, arıların bunları koklamadan, sadece uzun ve kısa süreli ışıklara bakarak takip edip edemediğini öğrenmeye çalıştı.

Bulguları hakemli dergi Biology Letters'ta bugün (12 Kasım) yayımlanan çalışmaya göre bombus arıları, çoğu sefer ödülü işaret eden ışığı seçmeyi başardı. Araştırmacılar şans eseri olamayacak kadar isabetli bu seçimlerin, arıların kısa ve uzun ışık parlamalarını ayırt edebildiği anlamına geldiğini söylüyor.

Makalenin yazarlarından Alex Davidson, "Arılar doğal ortamlarında yanıp sönen uyaranlarla karşılaşmadıkları için bunu başarabilmeleri olağanüstü bir şey" diyor.

Bilim insanları ilk kez bir böcekte böyle bir ayrım yapma becerisinin kaydedildiğini belirtiyor.

Ancak bunu neden ve nasıl yaptıklarını öğrenmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.

Davidson "Görsel uyaranların süresini takip edebilmeleri, bunun, hareketleri takip etmek veya iletişim kurmak gibi farklı amaçlar için gelişen zaman işleme becerisinin bir uzantısı olduğunu gösterebilir" diyerek ekliyor:

Alternatif olarak, zaman süresini kodlama ve işleme konusundaki bu şaşırtıcı yetenek, sinir sisteminin temel bir bileşeni olabilir. Daha fazla araştırma bu soruya cevap verebilir.

Independent Türkçe, Science Alert, IFLScience, Phys.org, Biology Letters


Lüks otel fiyatları rekor seviyelere geldi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Lüks otel fiyatları rekor seviyelere geldi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

ABD'de lüks otel odası fiyatları rekor seviye olan 394 dolara ulaştı ancak bu durum, 5 yıldızlı konaklamalara sınırsız para döken varlıklı gezginleri caydırmıyor.

Konaklama sektörü analiz şirketi CoStar'a göre, lüks otel rezervasyonları eylül itibarıyla yılbaşından bu yana yüzde 2,5 arttı.

CoStar, pandemiden bu yana borsa ve gayrimenkul değerlerindeki hızlı artışın, yüksek gelirlilere daha fazla para kazandırdığını ve bunun bir kısmını seyahat deneyimlerine harcadıklarını açıkladı.

Bu kişilerin cömert harcama alışkanlıkları, lüks otel pazarını canlı tutuyor ve daha gösterişli, ultra lüks otellerin bile daha yüksek fiyatlar talep etmesini sağlıyor.

CoStar'a göre, 2019'la 2025 arasında bu sektördeki ortalama günlük fiyatlar New York'ta 1042 dolardan 1561 dolara, Paris'te 1245 dolardan 2 bin 600 dolara, Londra'da 1113 dolardan 1593 dolara ve Roma'da 715 dolardan 1547 dolara yükseldi.

Bu tür fiyatlar çoğu ziyaretçiyi eleyerek doluluk oranlarını düşük tutuyor ancak ultra lüks oteller bu sonucu kendi avantajlarına kullanarak, ferahlık ve mahremiyet hissini ayrıcalık olarak pazarlıyor.

Ayrıca, çalışanlarına titiz konukların ihtiyaçlarını karşılamaları için zaman tanıyor.

CoStar şöyle açıklıyor:

Üst düzey oteller ayrıcalıklı bir atmosfer sunuyor, bu nedenle dolu bir otel restoranı, kalabalık bir havuz kenarı veya müsaitliği sınırlı bir spa tesisi bu algıya aykırı. Ayrıca müsaitlik olması, otellerin varıştan önce kendilerine neredeyse hiç haber vermeyebilecek üst düzey müşterilerine hizmet sunmasını sağlıyor. Dolayısıyla bu fiyat noktasındaki düşük doluluk oranları sorun değil, bir özellik. Ve misafirleri için asıl fark yaratan şey fiyat değil, erişim.

Independent Türkçe