James Cameron'dan Avatar itirafı: Başarısız olursa bırakırım

Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
TT

James Cameron'dan Avatar itirafı: Başarısız olursa bırakırım

Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

Kanadalı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

Tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi Avatar ve onu üçüncü sıradan takip eden Avatar: Suyun Yolu'nun (Avatar: The Way of Water) her biri 2 milyar doların üzerinde kazanmıştı. Ancak Cameron, yeni filmin bu başarıyı tekrarlamaması ihtimaline karşı hazırlıklı olduğunu söylüyor.

Ünlü yönetmen, The Town with Matthew Belloni podcast'inde kendisine "Ateş ve Kül yeterince para kazanmazsa seriyi bırakmaya hazır mısınız?" diye sorulduğunda hiç düşünmeden şu yanıtı verdi:

Kesinlikle. 20 yıldır Avatar dünyasındayım. Aslında 30 yıl diyebiliriz çünkü ilk taslağı 1995'te yazdım. O dönem kısa bir ilgi dalgası oluştu ama herkes 'Delirdin mi?' dedi ve projeyi 10 yıl rafa kaldırdım. 2005'te yeniden ciddileştik. Eğer hikaye burada sona eriyorsa, bu da benim için kabul edilebilir.

Cameron'a, seride hâlâ tamamlanmamış konular olduğu hatırlatıldığında ise şakayla karışık şu yanıtı verdi:

Açık kalan bir konu var. Gerekirse bir kitap yazar, herkesin sorusunu orada cevaplarım.

Cameron'a Avatar evrenini başka bir yönetmene devredip devretmeyeceği de soruldu. 71 yaşındaki yönetmenin yanıtı çok netti:

Kesinlikle hayır.

Yine de tamamen kenara çekilmeyeceğini belirtiyor:

Benim yakın şekilde üretiminde yer almadığım bir Avatar filmi asla olmaz. Ama hayatımın tamamını buna adamak... İşte o noktada bir eşik var.

Avatar: Ateş ve Kül'ün gişe beklentisi yüksek görünse de Suyun Yolu'nun biraz gerisinde seyrediyor. Avatar 3'ün Kuzey Amerika'da 110 milyon dolar civarında bir açılış yapacağı tahmin ediliyor. Suyun Yolu ise ilk hafta sonunda 134,1 milyon dolar kazanmıştı. Filmin performansının nasıl şekilleneceği ise merak konusu.

Avatar: Ateş ve Kül, 19 Aralık'ta sinemalarda olacak.

Independent Türkçe, GamesRadar, The Town with Matthew Belloni, Deadline



Yıldız isimden kendisini meşhur eden Scorsese'ye eleştiri: Film değil dizi olmalıydı

Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)
Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)
TT

Yıldız isimden kendisini meşhur eden Scorsese'ye eleştiri: Film değil dizi olmalıydı

Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)
Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)

Oscar ödüllü oyuncu ve yönetmen Jodie Foster, Martin Scorsese'nin 2023 tarihli epik filmi Dolunay Katilleri'nin (Killers of the Flower Moon) üç buçuk saatlik bir sinema filmi yerine 8 saatlik bir dijital platform dizisi olarak daha iyi işleyeceğini söyledi.

Foster, hafta sonunda onur ödülüne layık görüldüğü Marakeş Film Festivali'nde katıldığı bir sahne söyleşisinde sinemanın geleceğine ve özellikle True Detective deneyiminin ardından dijital platformlarda anlatı üretimine nasıl baktığına dair değerlendirmelerde bulundu.

Foster, ABD'de kapsamlı hikayelerin artık sinema yerine daha çok dijital platformlarda hayat bulduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

Dijital platformlar artık, ana akım sinemanın sunduğu anlatım olanaklarının çok ötesine geçebiliyor. Amerika'da gerçek anlatılar artık internet tabanlı platformlarda hayat buluyor. Sinemalarda gördüğünüz şey büyük gişe hedefleyen süper kahraman filmleri ama gerçek hikaye anlatıcılığı dijital platformlarda.

Sektörün iki ayrı uçta ilerlediğini söyleyen Foster, bir yanda ana akım Hollywood filmlerinin, diğer yanda ise Avrupa'daki bağımsız sinema geleneğini anımsatan daha küçük yapımların bulunduğuna dikkat çekti. Ancak üçüncü bir alan olarak dijital platformlarda benzersiz bir özgürlük sunduğunu vurguladı:

8 saatlik hikayeler anlatabiliyorsunuz, hatta 5 sezon boyunca bir karakterin her yönünü keşfedebiliyorsunuz. Bunu geleneksel bir sinema filminde gerçekleştirmeniz mümkün değil. Bu özgürlüğe bayılıyorum.

63 yaşındaki Foster, Scorsese'nin David Grann'ın kitabından uyarlanan ve Osage Ulusu'nun gerçek hikayesini anlatan epik bir suç dramasını da bu bağlamda örnek gösterdi. 

Foster'a göre Scorsese, o dönemde Amerika Yerlileri'nin yaşadığı deneyimi derinlemesine anlatmayı hedefliyordu. Ancak film, sonunda Leonardo DiCaprio ve Robert De Niro'nun canlandırdığı iki karakter arasındaki ilişkiye odaklanan bir yapıya dönüştü:

Herkes Amerika Yerlileri'nin hikayesinin anlatılacağını düşünerek çok heyecanlanmıştı fakat izleyicinin karşısına, çoğu yerli kadının öldürüldüğü bir anlatı çıktı.

Foster, film ekibinin "Bu bir film, yeterli zaman yoktu" yanıtının da kendi içinde sorunlu olduğunu belirtti:

Aslında zaman da imkan da vardı. O hikayeyi 8 saatlik bir mini diziye dönüştürmek mümkün olabilirdi. Erkeklerdeki toksik maskülenliği ayrıntılı incelemek istiyorsanız bunu yapabilirdiniz. Ama ikinci bölüm tamamen yerli karakterlere odaklanabilirdi.

Foster, Martin Scorsese'nin kült filmi Taksi Şoförü'ndeki (Taxi Driver) ergen hayat kadını rolüyle, henüz 14 yaşındayken ilk Oscar adaylığını kazanmıştı.

Independent Türkçe, Deadline, ScreenRant


Fişi çekilen dizinin hayranları 7 yıldır umutla bekliyor: İptal edilmemeliydi

43 yaşındaki Brit Marling, Babylon ve Göz (I Origins) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
43 yaşındaki Brit Marling, Babylon ve Göz (I Origins) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
TT

Fişi çekilen dizinin hayranları 7 yıldır umutla bekliyor: İptal edilmemeliydi

43 yaşındaki Brit Marling, Babylon ve Göz (I Origins) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)
43 yaşındaki Brit Marling, Babylon ve Göz (I Origins) gibi yapımlarla da tanınıyor (Netflix)

Eleştirmenlerden tam not alan ve bilimkurguyla psikolojik gerilim türlerini başarıyla harmanlayan The OA, aradan geçen yıllara rağmen hâlâ sadık hayran kitlesini peşinden sürüklüyor. 

Brit Marling'in canlandırdığı Prairie Johnson'ın kaybolmasından 7 yıl sonra geri dönmesiyle başlayan gizemli hikaye, izleyiciler tarafından "büyüleyici", "benzersiz" ve "hipnotik" diye tanımlanıyor. Ancak tüm bu övgülere rağmen dizi, Netflix'in ikinci sezonun ardından verdiği ani iptal kararıyla yarım kaldı.

Dizi, kaybolmadan önce görme engelli olan Prairie'nin eve döndüğünde artık görebildiğinin ortaya çıkmasıyla başlıyor. 

Sırtındaki gizemli izler, travmatik bir deneyim geçirdiğini gösterirken, Prairie'nin yetkililere hiçbir şey anlatmaması ailesinin endişesini artırıyor. 

Zal Batmanglij ve Brit Marling'in yaratıcısı olduğu dizi, boyutlar arası geçiş, travma, bilinç ve inanç gibi temaları işleyerek kısa sürede kült bir fenomene dönüşmüştü.

Ani iptal büyük bir hayal kırıklığı yarattı

İzleyici ve eleştirmenlerin yoğun desteğine rağmen Netflix, 2019'da yayımlanan ikinci sezonun ardından dizinin fişini çekti. Üstelik kritik bir noktada yarım kalan sezon, hayranları merakta bırakarak sona ermişti. 

O dönem Netflix'in orijinal içerik sorumlusu Cindy Holland, dizinin "16 bölümlük büyüleyici bir yolculuk" sunduğunu söylemekle yetinmiş ve iptalin nedenine dair net bir açıklama yapılmamıştı.

IMDb ve sosyal medyada binlerce izleyici dizinin geri dönmesi için çağrıda bulunmaya devam ediyor. 

Bir hayran, "İptal edilmemeliydi! Müzikleri, atmosferi, gizemi, her şeyiyle olağanüstüydü. Özellikle Brit Marling'in performansı parlıyordu" diye yazdı. 

Bir diğeri, "Harika bir dizi. Kusursuz oyunculuk ve güçlü bir hikaye var. Neden iyi reyting alan bir diziyi iptal edersiniz ki?" diyerek tepki gösterdi.

Başka bir izleyici ise diziyi "duyulara ve ruha hitap eden eşsiz bir deneyim” diye tanımlayarak, anlatımının ve görselliğinin günlerce aklından çıkmadığını söyledi.

"Devamı gelecek ama biraz sabır gerek"

Dizinin yıldızlarından Jason Isaacs, temmuzda Fan Expo Denver'da konuşarak diziyi hâlâ çok özel bulduğunu belirtmiş ve hayranlara umut veren açıklamalar yapmıştı:

The OA, yer aldığım en özgün ve en insani projelerden biri. Ben hikayenin çok büyük bir parçası değilim ama dizide olağanüstü şeyler yapıldı.

Isaacs, uzun süreli sessizliğe rağmen üçüncü sezon ihtimalinin tamamen ortadan kalkmadığını ima etmiş ve "Biraz beklemeniz gerekecek ama hikayenin devam edeceğine inanıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Express, Collider


George Clooney, yerden yere vurulan 40 yıllık filmini anlattı

64 yaşındaki George Clooney, dünya prömiyerini bu yıl Venedik Film Festivali'nde yapan son filmi Jay Kelly'de, hem geçmişiyle hem de bugünüyle yüzleşerek kendini keşfettiği bir yolculuğa çıkan ünlü bir aktörü canlandırıyor (Reuters)
64 yaşındaki George Clooney, dünya prömiyerini bu yıl Venedik Film Festivali'nde yapan son filmi Jay Kelly'de, hem geçmişiyle hem de bugünüyle yüzleşerek kendini keşfettiği bir yolculuğa çıkan ünlü bir aktörü canlandırıyor (Reuters)
TT

George Clooney, yerden yere vurulan 40 yıllık filmini anlattı

64 yaşındaki George Clooney, dünya prömiyerini bu yıl Venedik Film Festivali'nde yapan son filmi Jay Kelly'de, hem geçmişiyle hem de bugünüyle yüzleşerek kendini keşfettiği bir yolculuğa çıkan ünlü bir aktörü canlandırıyor (Reuters)
64 yaşındaki George Clooney, dünya prömiyerini bu yıl Venedik Film Festivali'nde yapan son filmi Jay Kelly'de, hem geçmişiyle hem de bugünüyle yüzleşerek kendini keşfettiği bir yolculuğa çıkan ünlü bir aktörü canlandırıyor (Reuters)

Oscar ödüllü George Clooney, ilk sinema deneyimi olan düşük bütçeli korku filmi Grizzly II: Revenge hakkında yıllar sonra yeni detaylar paylaştı.

Yeni filmi Jay Kelly için ScreenRant'e konuşan Clooney, 22 yaşındayken aldığı bu ilk profesyonel işten duyduğu heyecanı şöyle anlattı:

22 yaşındaydım ve 'Bu iş harika olacak!' diye düşünmüştüm.

Ancak genç oyuncu, sinema dünyasına pek de hayal ettiği gibi adım atamadı. Clooney, çekimlerin kısa sürede kaosa dönüştüğünü belirterek o günleri şöyle özetledi:

İlk işimdi, o yüzden çalışabildiğime seviniyordum. Ama Budapeşte'de mahsur kaldık; yapımcıların parası bitti ve bizi orada bırakıp gittiler.

1983'te çekilen film hiçbir zaman tamamlanamadı ve yıllarca rafta bekledi. Ancak Clooney'nin dünya çapında yıldız olmasının ardından yapımcılar filmi toparlayıp 2021'de dijital platformlarda yayımladı. Eleştirmenlerse acımasızdı: Film, eleştirileri derleyen Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 8 beğeni puanı alarak Clooney'nin kariyerindeki en düşük puanlı iki yapımdan biri oldu. 

Oyuncu, yıllar sonra izlediği Grizzly II'nin nasıl zar zor gösterime sokulabilecek hale getirildiğini şöyle anlattı:

Her sahneye ayıların stok görüntülerini eklemişlerdi. Tam bir felaketti.

Clooney ve Laura Dern için 40 yıl sonra "Grizzly II buluşması"

Grizzly II'nin bir diğer dikkat çekici yanı ise genç Laura Dern'ün de filmde rol almış olmasıydı. İkili, bu yıl Noah Baumbach'ın yeni filmi Jay Kelly'de yeniden bir araya geldi. 

Eylülde New York Film Festivali'ndeki söyleşide eski anılarını anlatan Dern, genç yaşta sektöre adım attığında Clooney'nin kendisine karşı koruyucu davrandığını söylemişti:

40 yıl önce bir filmde birlikte çalışmıştık. George, o dönem en büyük koruyucularımdan biriydi.

Söyleşi sırasında filmin adını hatırlamayan moderatöre Clooney, gülerek "Grizzly II... Ve asla vizyona girmedi" demişti. Ardından ünlü aktör o günleri şöyle özetlemişti:

1984'te, Komünist dönemde Budapeşte'de, Macar bir ekip tarafından çekilmişti. Berbat bir filmdi, ayı bizi öldürüyordu. Sonra para bitti ve aylarca Budapeşte'de sıkışıp kaldık.

Clooney, Dern'le yakın zamanda yaptıkları bir sohbette bu duruma güldüklerini söyleyerek, "40 yıl önce yaptığımız bir iş için hâlâ eleştiri alıyoruz" dedi.

Independent Türkçe, ScreenRant, People