Aquaman 2 yerden yere vuruluyor: "Aşırı kötü"

Uzun zamandır beklenen devam filmi DC Genişletilmiş Evreni'nin sonunu ve muhtemelen Momoa'nın filme adını veren süper kahraman olarak "son gayretini" simgeliyor

Aquaman ve Kayıp Krallık (Warner Bros.)
Aquaman ve Kayıp Krallık (Warner Bros.)
TT

Aquaman 2 yerden yere vuruluyor: "Aşırı kötü"

Aquaman ve Kayıp Krallık (Warner Bros.)
Aquaman ve Kayıp Krallık (Warner Bros.)

Aquaman 2'nin bugün resmen vizyona girmesinden bir gün önce ilk eleştirel tepkiler gelmeye başladı ve yorumlardan bazıları filmin "aşırı kötü" olduğu yönünde.

Merakla beklenen vizyona girişinden çok önce, Jason Momoa'nın devam filmi zaten batan bir gemi gibi görünüyordu. 2022'de Johnny Depp ve eski eşi Amber Heard arasındaki büyük ses getiren iftira davasında önemli bir tartışma noktasıydı. Heard, Depp'in hukuk ekibinin kendisinin taciz iddialarını "aldatmaca" diye tanımlamasından sonra Aquaman'in sevgilisi Mera'yı canlandırdığı rolünün önemli ölçüde "azaltıldığını" iddia etmişti.

Ardından ekimde Variety, oyuncuların setteki davranışları hakkında çarpıcı iddialar içeren bir araştırma yazısı yayımlamıştı.

The Independent'ın film eleştirmeni Clarisse Loughrey'e göre, bir zamanlar DC Genişletilmiş Evreni'ni (DCEU) ayağa kaldıran seri, (Aquaman [2018], DCEU'nun en yüksek hasılat yapan filmi oldu) yönetmen James Wan'ın Aquaman ve Kayıp Krallık'ıyla (Aquaman and the Lost Kingdom) artık "[DC] mirasının ne kadar kötü olduğunun çok güçlü bir kanıtı" haline geldi.

Filme bir yıldız verdiği eleştirisinde Loughrey, "Kayıp Krallık, DCEU'nun resmen sona erdiğini gösteriyor; stüdyonun yeni yöneticileri James Gunn ve Peter Safran her şeyi yıkıp 2025 tarihli Superman: Legacy'le yeniden başlamaya hazır" diye yazdı. 

Serinin ara sıra kazandığı başarılarla hatırlanacağını söylemek güzel olurdu (2020 yapımı Yırtıcı Kuşlar [Birds of Prey] kadar iyi bir çizgi roman filmi zor bulunur) ama Kayıp Krallık, başarısızlıklarını o kadar açık bir şekilde ortaya koyuyor ki mirasının ne kadar kötü olduğunun çok güçlü bir kanıtı gibi hissettirmesi çok zor.

BBC'den Nicholas Barber, Aquaman 2'nin "asla orijinal ya da dürüst bir şey denemediğini" savundu. Barber, "Aquaman ve Kayıp Krallık'ta eğlenceli, heyecan verici ya da devam filmlerinin gelmesini dilemenizi sağlayacak kadar etkileyici hiçbir şey yok" diye ekledi.

Öte yandan bağımsız film eleştirmeni David Opie, Aquaman 2'nin "aşırı kötü" olduğunu cesurca tweetledi. 

"Süper kahraman filmleri için zaten kötü olan bir yıla ne korkunç bir son" diye yakındı.

Variety'den Owen Gleiberman filmin "bocaladığını" söylerken, BleedingCool'dan Kaitlyn Booth, X'te yapımı "karman çorman bir film" diye niteledi. Booth, "Hikayede, özel efektlerde ve sonunda, hiçbirinin önemi yok ya da hiçbir şey ifade etmiyor çünkü hepimiz bunun aslında söz konusu son hakkında söyleyecek hiçbir şeyi olmayan bir bölüm sonu olduğunu biliyoruz" diye ekledi.

Olumsuz eleştirileri göz ardı edip  Aquaman 2'nin "harika" olduğunu söyleyen bir avuç eleştirmen vardı. Next Big Picture'dan Dan Bayer, X'te "Kimin ne dediği umurumda değil, #Aquaman2 ilki kadar iyi olmasa da harika" diye yazdı.

Insider muhabiri Kirsten Acuna, "Aslında iklim değişikliğinin tehlikeleri hakkında olan eğlenceli, saçma bir patlamış mısır filmi" yorumunu yaptı. 

Jason Momoa her zamanki gibi nefis ve filmi izlemeye değer kılıyor. Kasıtlı olsun ya da olmasın, devam filmi çok sayıda potansiyel mim içeriyor. OG kadar iyi değil ama DCEU için tuhaf bir uğurlama.

Aquaman 2 bugün vizyona girdi.

Independent Türkçe



Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor

En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor

En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe

Gazze'nin Eski Şehir bölgesinde bulunan Büyük Ömer Camii'nin kütüphane kalıntıları üzerinde Enes, bir kısmı yanmış yırtık bir romanın sayfalarını çeviriyor. “Bu, Gazze Şeridi’ndeki en büyük kütüphaneden geriye kalan tek şey. Kütüphanenin içerisinde binlerce kitap, belge, eser ve burada yaşamış kadim halkların medeniyetleri yer alıyordu” diyor.

Enes’in gözleri, molozların ve üst üste yığılmış taşların arasından, Gazze'nin en eski ve en büyük camisi üzerinde geziyor. Eski mimarisi, tarihi taşları ve yabancı ziyaretçilerin sık sık ilgisini çeken, sanatsal ve mimari anlamlarını anlamak için incelemeye geldikleri benzersiz süslemeleri için üzülüyor.

Kültürel kayıplar can kayıplarıyla paralellik gösteriyor

Enes, Filistin kültürünü ve mirasını seviyor ve Gazze'de yaşamış medeniyetlerin kadim tarihini takip etmeye meraklı. “Kültürel alanlar sadece tarihi alanlar değil, aynı zamanda antik ve eski dünyaya açılan bir pencereydi” diye ekliyor.

Enes, Gazze'nin en büyük kütüphanesinin yıkıntıları arasında bulduğu romanın yırtık sayfalarını katlıyor ve “Gazze'nin kültür penceresi bombardımanlar altında kapandı” diyor. Buradan ayrılıp Gazze'nin eski mimarinin hakim olduğu Eski Şehri’ndeki diğer tarihi alanlara doğru yola koyulup ayakta kalanları inceliyor.

Gazze savaşı sadece insanları öldürmedi, aynı zamanda bu yıkımın, kanın, patlamaların ortasında altta bir yerde, çok büyük kültürel ve sanatsal kayıplara da yol açtı. Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, “İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma paralel olarak, trajik yönleri olan kültürel bir soykırım da yaşanıyor” dedi.

Gazze'nin özel konumu

Gazze, coğrafi konumu itibarıyla şanslı. Kendisi Afrika kıtasının Asya'ya açılan kapısı ve iklimi güzel, denize kıyısı var, arazisi engebesiz ve toprağı verimli. Bu nedenle Mısır, Yunan, Roma, Bizans, Kenan ve Fenike uygarlıklarına ev sahipliği yaptı. Aynı şekilde Memlük, Abbasi ve Osmanlı İslam devletlerinin de önemli merkezlerinden biri oldu.

u78ıkıo
Gazze Şeridi'ndeki kültürel kentsel soykırım (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Topraklarında tarih boyunca birbirini izleyen medeniyetler, mimari ve tarihi eserler ile nadir eserlerden ve harikulade taşlardan oluşan bir arkeolojik miras bıraktılar. Bu da Gazze'ye kültürel ve tarihi bir değer kattı, onu kadimliği her geçen gün daha da derinleşen bir yapıya kavuşturdu. Ama kitap, mimari ve tarihi eserlerden oluşan tüm bu zengin kültür harabeye dönüştü.

En önemli kayıplar

7 Ekim 2023'te başlayan savaşın ilk gününden itibaren Filistin kültürü ve tarihi mirası, İsrail bombardımanlarından doğrudan etkileniyor. Gazze'nin Eski Şehir bölgesi, bu dönemde en çok tahrip edilen yerlerden biri olabilir.

UNESCO verilerine göre İsrail ordusu 146 tarihi eser, 114 tarihi cami ve kütüphanelerin aralarında bulunduğu 200 kültür alanını tahrip etti.

Savaşın en önemli sonuçlarından biri, MS 5. yüzyıldan kalma Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'nin yıkılmasıydı. Gazze tarihinin en eski hastanesi olan el-Ehli Baptist Hastanesi’nin, Gazze Şeridi'ndeki en eski cami olup MS 7. yüzyılda inşa edilen Büyük Ömer Camii’nin hedef alınmasıydı. İçinde bir tarihi eser koleksiyonu olan Paşa Sarayı Müzesi'nin yanı sıra Kenan ve Yunan dönemlerine ait binlerce eserin yer aldığı “Mataf el-Funduk” adlı müze de bombalandı. Bölgenin en eski Hristiyan manastırlarından biri olan ve 2024 yılında Dünya Miras Listesi'ne alınan St. Hilarion Manastırı yıkıldı. Bir asırdan fazla bir geçmişe ait binlerce tarihi ve ulusal belgenin bulunduğu Gazze Belediyesi merkez arşiv binasının yanı sıra yüzlerce tarihi, arkeolojik ve kültürel miras tahrip edildi.

Kültürel soykırım

Araştırmacılar, kültürel bağları ortadan kaldırmak, toplumun hafızasını silmek ve kültürel yapının temellerini sarsmak amacıyla, Gazze kültürüne yönelik tahribatın boyutunun, sivil altyapının kasıtlı ve sistematik bir şekilde tahrip edilmesini ifade eden bir terim olan “kültürel kentsel soykırım” noktasına vardığını belirtiyor.

Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı dava kapsamında, “kültürel soykırım" suçlamasında da bulunuldu. Mirasın tahribattan veya askeri kullanımlardan korunmasını sağlamayı amaçlayan “Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Mirasın Korunmasına Dair Lahey Sözleşmesi’ne atıf yapıldı.

“Soykırım” teriminin formüle edilmesine yardımcı olan Polonyalı avukat Raphael Lemkin'in tanımına göre, kültür tahribi soykırımın bir parçası olup savaş suçu teşkil etmektedir ve bu tür ihlaller cezalandırılmalıdır.

Filistin tarihinin sonu

Filistin tarihi ve mirası  profesörü İbrahim el-Mısri, “Kültürel ve tarihi yapıların tahribi, ulusal kimliğin doğrudan hedef alınması anlamına geliyor. Kültür, Filistin halkının kolektif ruhunu koruyan son duvardır. Bu duvar hedef alındığında toplum çöküşe daha fazla açık hale gelir” dedi.

“İsrail'in Gazze'de tarihi eserleri ve kültürel mirası hedef alması ve yıkması, belirli bir bölgede belirli bir insan grubunun varlığına dair tüm kanıtların silinmesini içermektedir. Bu kültürel soykırım anlamına gelmektedir ve kütüphanelerin, kültür merkezlerinin yıkılması Filistin kimliğini yok etme girişimidir” diye ekliyor.

5y6h
İsrail ordusu 146 tarihi eseri tahrip etti (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, Filistin kültürel yaşamının ve kültürel miras kurumlarının yanı sıra kültür, bilim ve eğitim alanlarındaki varlıklarının hedef alınmasının ve kasıtlı olarak tahrip edilmesinin, İsrail stratejisinin bilinçli bir parçası olduğunu ifade ediyor.

Şunu da ekliyor “Sürekli devam eden bombardıman Gazze'deki sanat ve edebiyat camiasında yaralar bıraktı. Yaşanan şey, anıtların fiziksel olarak yok edilmesinin veya bireylerin öldürülmesinin çok ötesine geçen çok katmanlı bir eylem. Bu uygulamalar, yerel toplumun mirasını, kimliğini ve varlığını zayıflatan daha geniş kapsamlı yıkıcı süreçlerin çerçevesinde yer alıyor. Bunun Filistinliler üzerinde sembolik ve psikolojik yansımaları da bulunuyor.”

Şöyle devam ediyor: “Gazze'deki kültürel alanların fiziki olarak tahrip edilmesi, Filistin tarihi anlatıları araştırmaları açısından tehlikeli sonuçlara yol açıyor. Gazzeliler, Gazze'nin kültürel gelişimini ve tarihini anlamamıza yardımcı olan asırlık el yazmalarını ve değerli kaynakları kaybettiler.”

UNESCO, Gazze'deki arkeolojik, tarihi ve kültürel alanları korumaya çalıştı ancak savaş nedeniyle başarısız oldu. Kuruluşun medya sorumlusu Julian Mercouri, “Bazı kütüphanelerin yeniden inşası için acil yardım sağladık. Ancak ihtiyaç duyulan destek bizim sağlayabileceğimizden çok daha fazla ve Gazze'deki zor koşullar kültürel mirasın korunmasını engelliyor” dedi.

İsrail'e gelince Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun kasıtlı olarak Filistin kültürel mirasını hedef aldığı iddialarını yalanladı. “Bu bölgelere yakın yerlere saldırılar yapılmışsa, Hamas ve diğer örgütler bu yerleri kendi faaliyetleri için kullanmış oldukları için yapılmıştır. Biz asla Gazzeli sivillerle savaşmıyoruz” dedi.