Jamie Dornan, Grinin Elli Tonu serisini bozan "kırılmaları" anlattı

Üçlemenin tüm filmleri eleştirmenlerden felaket yorumlar almıştı

(Reuters)
(Reuters)
TT

Jamie Dornan, Grinin Elli Tonu serisini bozan "kırılmaları" anlattı

(Reuters)
(Reuters)

Jamie Dornan, The Independent'a verdiği röportajda yönetmen Sam Taylor-Johnson'ın Grinin Elli Tonu (Fifty Shades of Grey) serisinden ayrılmasının film serisini nasıl etkilediğini anlattı.

Dornan, 2015'le 2018 arasında serinin üç filminde de tuhaf fantezileri olan büyük iş adamı Christian Grey rolünde oynadı. Filmlerin hepsi eleştirmenlerden felaket yorumlar aldı fakat aynı zamanda Dornan'ı küresel bir film yıldızına dönüştürdü.

İlk filmi yönetmesi için Taylor-Johnson'la anlaşılmıştı ve o, Dornan ve rol arkadaşı Dakota Johnson üçleme için ortak bir vizyona sahipti ancak bu, romanların yazarı E. L. James'in vizyonuyla çatışmıştı.

Taylor-Johnson bir keresinde "her sahne için kavga edildiğini" söylemiş ve James'le ilişkisini "yapışkan katranın içinde yokuş yukarı yürümeye" benzetmişti.

İlk filmden sonra Taylor-Johnson'ın yerini yönetmen James Foley, senarist Kelly Marcel'in yeriniyse E. L. James'in kocası Niall Leonard aldı. Sonraki iki film olan Karanlığın Elli Tonu (Fifty Shades Darker) ve Özgürlüğün Elli Tonu'nda (Fifty Shades Freed) da birlikte çalıştılar.

The Independent'a konuşan Dornan, "Sam olmadan çok farklıydı" dedi.

Bu tür şeylere girdiğinizde biriyle tüm o inancı ve güveni inşa ediyorsunuz ve sonra o kişi elinizden alınıyor. Bir kırılma yaşanıyor ve bu onarıldığında hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.

Alaycı bir gülümsemeyle konuşmasına devam eden Dornan şunları ekledi:

İşte böyle söyleyeceğim. Çekimler pek çok nedenden ötürü zordu. Ama Sam'in bu konuda gösterdiği duyarlılık ve anlayış bence epey hayatiydi.

Sonraki iki film Foley'nin yönetmenliğinde peş peşe çekildi.

Dornan, "İlki bir ton para kazandı ama eleştirmenler beğenmedi, bu da kendi içinde hedefleri değiştirdi" dedi.

Benzersiz derecede tuhaf bir deneyimdi ve başlangıçta Sam'in yönetmenliğinde amaçlandığı gibi olmasını gerçekten çok isterdim.

Taylor-Johnson'ın diğer filmleri arasında John Lennon'ın çocukluğunu konu alan 2009 yapımı Nowhere Boy yer alıyor. Gelecek yıl, başrolünde Marisa Abela'nın oynadığı Amy Winehouse biyografisi Back to Black gösterime girecek.

Röportajın başka bir yerinde Dornan, sapığıyla ilgili ilk kez kamuoyu önünde konuştu.

Dornan'ı artık BBC One'da yılbaşı günü yayımlanacak olan The Tourist'in ikinci sezonunda izleyebilirsiniz. 

Independent Türkçe



Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
TT

Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)

Kevin E. G. Perry Kültür ve Yaşam Haberleri Yazarı 

Stellan Skarsgård, yönetmen Ingmar Bergman hakkında bir iddiada bulunarak "Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum" dedi.

74 yaşındaki Dune yıldızı, çığır açan yönetmenle İsveç tiyatrosu ve televizyonunda defalarca birlikte çalışmıştı.

2007'de 89 yaşında hayatını kaybeden Bergman, 1957 yapımı Yedinci Mühür (Det sjunde inseglet) ve 1966 yapımı Persona gibi klasikler sayesinde tüm zamanların en etkili sinemacılarından biri kabul ediliyor. Yönetmenin 1972 yapımı Çığlıklar ve Fısıltılar'ı (Viskningar och rop), Akademi Ödülleri'nde En İyi Film dalında aday gösterilmişti.

Çek Cumhuriyeti'nde düzenlenen Karlovy Vary Film Festivali'nde konuşan Skarsgård, Bergman'ın çalışmalarının büyüklüğüyle Nazi inançlarını birbirinden ayırmanın mümkün olduğunu savundu.

Variety'nin haberine göre Skarsgård, "Bergman'la aramdaki karmaşık ilişki, onun pek de iyi bir adam olmamasıyla ilgili" dedi.

İyi bir yönetmendi ama yine de bir insanı pislik olduğu için kınayabilirsiniz. Caravaggio da muhtemelen pisliğin tekiydi ama harika resimler yaptı.

Skarsgård, Bergman'ın 1983 yapımı İsveç TV filmi Hustruskolan'da (Eşler Okulu) ve August Strindberg'in Rüya Oyunu (Ett drömspel) adlı eserinin 1986 yapımı sahne prodüksiyonunda rol aldı.

Skarsgård, "Bergman manipülatif biriydi" diye devam etti. 

Savaş döneminde Nazi'ydi ve Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum.

Biz onu mazur görmeye devam ettik ama onun başkalarına karşı çok tuhaf bir bakış açısı olduğunu hissediyorum. Bazı insanların değersiz olduğunu [düşünüyordu]. Başkalarını manipüle ederken bu hissediliyordu. İyi biri değildi.

Bergman geçmişte Nazilerle aynı inançları paylaştığını yaşamının ilerleyen dönemlerinde kabul etmiş ancak Holokost'un gerçeklerini öğrendikten sonra bunları onaylamadığını söylemişti.

Yönetmen, 1936'da Almanya'ya yaptığı bir öğrenci değişim gezisinde Hitler'i konuşurken görmüş. İsveç'in II. Dünya Savaşı'nda iddia ettiği kadar tarafsız olup olmadığını inceleyen bir kitap yazan yazar Maria-Pia Boethius'a konuşan Bergman şöyle demişti:

Hitler inanılmaz derecede karizmatikti. Kalabalığı heyecanlandırdı.

Bergman "Benim gördüğüm Nazizm eğlenceli ve genç duruyordu" diye eklemişti.

En büyük tehdit, nefret edilen Bolşeviklerdi.

Yönetmen, Nazi inançlarından ancak toplama kamplarının görüntülerini gördükten sonra vazgeçtiğini söylemişti. "Toplama kamplarının kapıları açıldığında ilk başta gözlerime inanmak istemedim" demişti. 

Gerçek ortaya çıktığında korkunç bir şok yaşadım. Acımasız ve vahşi bir şekilde aniden masumiyetimden koparıldım.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment