Paul Mescal, daha ünlü olursa "depresyona gireceğini" söyledi

27 yaşındaki Mescal, Normal People'daki Connell rolüyle şöhreti yakalamıştı

Paul Mescal (AFP)
Paul Mescal (AFP)
TT

Paul Mescal, daha ünlü olursa "depresyona gireceğini" söyledi

Paul Mescal (AFP)
Paul Mescal (AFP)

Paul Mescal, Ridley Scott'ın epik filminin vizyon tarihi yaklaşırken, Gladyatör 2'nin (Gladiator 2) kendisini küresel çapta ünlü yapması halinde "derin bir depresyona" gireceğini söyledi.

Romalı bir general olan Maximus Decimus Meridius'un imparator Marcus Aurelius'u öldürdükten sonra köleliğe düşmesini anlatan 2000 yapımı ilk film, küresel çapta bir hit olmuş ve başrol oyuncusu Russell Crowe'un ününü artırmıştı.

59 yaşındaki Crowe, 12 dalda aday gösterilen yapımla Oscar kazanmış ve film sonunda 5 ödülle evine dönmüştü.

Scott bu yıl kasımda vizyona girecek olan Gladyatör 2'yi yönetmek üzere geri dönüyor. Filmin başrolündeki Mescal, Connie Nielsen'ın oynadığı Lucilla'nın oğlu Lucius'ı canlandıracak.

Mescal filmde Pedro Pascal, Denzel Washington, Connie Nielsen, Derek Jacobi ve Joseph Quinn'le birlikte rol alacak.

14 Ocak'ta The Sunday Times'a konuşan Mescal, şöhret seviyesinin artmasının ne gibi bir "fark" yaratacağını bilmediğini söylerken, Scott'ın başyapıtına gösterilen tepkinin günlük hayatını değiştirmemesini umduğunu ekledi.

Olivier ödülü sahibi 27 yaşındaki oyuncu şunları dedi:

Belki de bu saflıktır? Sadece daha fazla insan sizi sokakta durduracak diye mi? Eğer öyleyse derin bir depresyona girerim, umarım bu doğru değildir. Bunun için gelecek yıl bir cevabım olacak ama [Gladyatör 2] hayatımı bu şekilde etkilerse, kötü bir noktada olacağım. Hayatıma devam etmek ve kimsenin görmek istemeyeceği duygusuz bir oyun oynamak zorunda kalırım.

Mescal, VIP bölümünde saklanarak yaşarsa "çok fena sıkılacağını" ve "dışarı çıkmak, bir barda biriyle tanışmak ya da bir partide sarhoş olmaktan" vazgeçmek istemediğini de sözlerine ekledi.

"Bu beni sıkıcı birine dönüştürür" diyen Normal People'ın yıldızı şöyle devam etti:

Kendinizi pamuklara sarmaya başlayıp korkudan dışarı çıkmamak tehlikeli olur.

Mescal ayrıca gazeteye, kendisini tanıyan insanlarla karşılaştığında işlerin genellikle yolunda gittiğini söyleyerek "eğer birisi pislik gibi davranmak isterse ve benimle çıktığını söylerse, bu bana kötü yansımaz, onlara yansır" dedi.

Maynooth doğumlu aktör röportajın başka bir yerinde toksik erkekliğin "dünyayı nasıl mahvettiğinden" bahsetti.

Mescal, "Erkek olmanın ne anlama geldiğini değiştirmek kolay bir şey değil, yapılması gereken pek çok acı verici konuşma var" dedi.

Aktör, Sally Rooney'nin aynı isimli romanından uyarlanan BBC'nin hit dizisi Normal People'da, Daisy Edgar Jones'un canlandırdığı Marianne'in karşısında üstlendiği karmaşık öğrenci Connell rolüyle ün kazanmıştı.

Geçen yıl, kızıyla tatildeyken zihin sağlığıyla mücadele eden bir babayı anlatan Güneş Sonrası'yla (Aftersun) Oscar ve Bafta'ya aday gösterilmişti ve İhtiras Tramvayı'nın (A Streetcar Named Desire) sahne uyarlamasıyla Olivier Ödülü kazanmıştı.

Mescal, son filmi romantik fantezi draması All Of Us Strangers'da İrlandalı aktör arkadaşı Andrew Scott'la birlikte rol alıyor.

Ajanslardan da yararlanılmıştır. 

Independent Türkçe



Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
TT

Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)

Kevin E. G. Perry Kültür ve Yaşam Haberleri Yazarı 

Stellan Skarsgård, yönetmen Ingmar Bergman hakkında bir iddiada bulunarak "Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum" dedi.

74 yaşındaki Dune yıldızı, çığır açan yönetmenle İsveç tiyatrosu ve televizyonunda defalarca birlikte çalışmıştı.

2007'de 89 yaşında hayatını kaybeden Bergman, 1957 yapımı Yedinci Mühür (Det sjunde inseglet) ve 1966 yapımı Persona gibi klasikler sayesinde tüm zamanların en etkili sinemacılarından biri kabul ediliyor. Yönetmenin 1972 yapımı Çığlıklar ve Fısıltılar'ı (Viskningar och rop), Akademi Ödülleri'nde En İyi Film dalında aday gösterilmişti.

Çek Cumhuriyeti'nde düzenlenen Karlovy Vary Film Festivali'nde konuşan Skarsgård, Bergman'ın çalışmalarının büyüklüğüyle Nazi inançlarını birbirinden ayırmanın mümkün olduğunu savundu.

Variety'nin haberine göre Skarsgård, "Bergman'la aramdaki karmaşık ilişki, onun pek de iyi bir adam olmamasıyla ilgili" dedi.

İyi bir yönetmendi ama yine de bir insanı pislik olduğu için kınayabilirsiniz. Caravaggio da muhtemelen pisliğin tekiydi ama harika resimler yaptı.

Skarsgård, Bergman'ın 1983 yapımı İsveç TV filmi Hustruskolan'da (Eşler Okulu) ve August Strindberg'in Rüya Oyunu (Ett drömspel) adlı eserinin 1986 yapımı sahne prodüksiyonunda rol aldı.

Skarsgård, "Bergman manipülatif biriydi" diye devam etti. 

Savaş döneminde Nazi'ydi ve Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum.

Biz onu mazur görmeye devam ettik ama onun başkalarına karşı çok tuhaf bir bakış açısı olduğunu hissediyorum. Bazı insanların değersiz olduğunu [düşünüyordu]. Başkalarını manipüle ederken bu hissediliyordu. İyi biri değildi.

Bergman geçmişte Nazilerle aynı inançları paylaştığını yaşamının ilerleyen dönemlerinde kabul etmiş ancak Holokost'un gerçeklerini öğrendikten sonra bunları onaylamadığını söylemişti.

Yönetmen, 1936'da Almanya'ya yaptığı bir öğrenci değişim gezisinde Hitler'i konuşurken görmüş. İsveç'in II. Dünya Savaşı'nda iddia ettiği kadar tarafsız olup olmadığını inceleyen bir kitap yazan yazar Maria-Pia Boethius'a konuşan Bergman şöyle demişti:

Hitler inanılmaz derecede karizmatikti. Kalabalığı heyecanlandırdı.

Bergman "Benim gördüğüm Nazizm eğlenceli ve genç duruyordu" diye eklemişti.

En büyük tehdit, nefret edilen Bolşeviklerdi.

Yönetmen, Nazi inançlarından ancak toplama kamplarının görüntülerini gördükten sonra vazgeçtiğini söylemişti. "Toplama kamplarının kapıları açıldığında ilk başta gözlerime inanmak istemedim" demişti. 

Gerçek ortaya çıktığında korkunç bir şok yaşadım. Acımasız ve vahşi bir şekilde aniden masumiyetimden koparıldım.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment