The Penguin'in efsanevi diziye benzetilmesine yanıt geldi

"Televizyondaki en iyi dizilerden biri"

2022 yapımı The Batman'in yönetmeni Matt Reeves, Colin Farrell (sağda) ve Cristin Milioti'yi (solda) başrollerde buluşturan The Penguin'in yönetici yapımcıları arasında yer alıyor (HBO)
2022 yapımı The Batman'in yönetmeni Matt Reeves, Colin Farrell (sağda) ve Cristin Milioti'yi (solda) başrollerde buluşturan The Penguin'in yönetici yapımcıları arasında yer alıyor (HBO)
TT

The Penguin'in efsanevi diziye benzetilmesine yanıt geldi

2022 yapımı The Batman'in yönetmeni Matt Reeves, Colin Farrell (sağda) ve Cristin Milioti'yi (solda) başrollerde buluşturan The Penguin'in yönetici yapımcıları arasında yer alıyor (HBO)
2022 yapımı The Batman'in yönetmeni Matt Reeves, Colin Farrell (sağda) ve Cristin Milioti'yi (solda) başrollerde buluşturan The Penguin'in yönetici yapımcıları arasında yer alıyor (HBO)

HBO'nun çok beğenilen yeni suç draması The Penguin'in dizi sorumlusu Lauren LeFranc, The Sopranos karşılaştırmalarına değindi.

New York City Comic Con'daki yuvarlak masa toplantısının konuklarından LeFranc, bu benzetmeden gurur duyduğunu söylese de iki dizinin çok fazla ortak noktası olduğunu düşünmüyor.

"Tuhaf bir şekilde, bu diziyi yazarken The Sopranos'tan çok fazla etkilenmedim ama karşılaştırmayı anlıyorum" diyen LeFranc, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Yani, televizyondaki en iyi dizilerden biriyle karşılaştırılmak çok güzel bir şey. Gotham City'de olduğumuz için çok farklı olduğumuzu hissediyorum.

Prömiyerinden bu yana birçok inceleme ve eleştiri, The Penguin'in bir Batman/DC dizisinden ziyade daha çok bir mafya ve suç dramasına benzediğini ifade ediyor. 

Bunun nedeni, Matt Reeves tarafından yaratılan Gotham'ın, Marvel'ın versiyonundan daha gerçekçi gelmesi. 

Dizinin cesur gerçekçiliği ve mafya ailelerine odaklanması nedeniyle, gelmiş geçmiş en iyi suç dramalarından biri kabul edilen The Sopranos'la karşılaştırılması kaçınılmaz oldu. 

Hatta bazı incelemeler, Oz'un annesi Francis Cobb'u Tony'nin annesi Livia Soprano'yla karşılaştırdı.

"Biz bir çizgi roman dizisiyiz" ifadesini kullanan Amerikalı senarist, "Aynı zamanda ayakları yere basan bir suç dramasıyız" diye ekledi: 

Oz çok farklı bir adam. Annesiyle olan ilişkisi çok farklı. Sanırım sezon ilerledikçe bunu daha belirgin bir şekilde ortaya koyacağız. Tekrar söylüyorum, bunu kötü bir şey olarak görmüyorum. Ama bizim, kendimize has tuhaf bir şey olduğumuzu hissediyorum.

Colin Farrell ve Cristin Milioti'nin başrollerini paylaştığı The Penguin'de ayrıca Rhenzy Feliz, Deirdre O'Connell, Clancy Brown, Carmen Ejogo ve Michael Zegen yer alıyor. 

İrlandalı aktör Farrell dizide The Batman'deki rolünü tekrarlıyor ve bir kez daha Gotham City'nin meşhur gangsteri Oswald "Oz" Cobb'u canlandırıyor. 

Independent Türkçe, GamesRadar, CBR.com



"Artık sinemaya gitmiyorum" diyen Scorsese'ye büyük destek

Martin Scorsese (AP)
Martin Scorsese (AP)
TT

"Artık sinemaya gitmiyorum" diyen Scorsese'ye büyük destek

Martin Scorsese (AP)
Martin Scorsese (AP)

Greg Evans 

Tüm zamanların en beğenilen yönetmenlerinden Martin Scorsese, başkalarının davranışları yüzünden artık sinemada film izleyemediğini açıkladı ve hayranları da ona hak verdi.

Taksi Şoförü (Taxi Driver/1976), Sıkı Dostlar (Goodfellas/1990) ve Para Avcısı (The Wolf of Wall Street/2013) gibi klasiklerin arkasındaki 82 yaşındaki yönetmen, diğer izleyicilerin çıkardığı gürültüye ve telefon ekranlarının dikkat dağıtıcı parlaklığına artık tahammül edemediği için sinemaya gitmeyi bırakmış.

Film eleştirmeni Pete Travers'ın blogu The Travers Take'de Scorsese'ye sinema salonlarından neden hoşlanmadığı soruldu.

Travers, "Usta yönetmene neden artık sinemada film izlemediğini sordum ve o da film sırasında telefonda gevezelik eden, atıştırmalık ve şişe şişe gazlı içecek sipariş etmek için salondan çıkan ve oyuncuların sesini bastıracak kadar gürültü yapan izleyicilere verip veriştirdi" diye yazdı.

Ancak Scorsese'ye bu konuda itiraz eden Travers, insanların sinemada hep konuştuğunu ve kendisinin de gençken muhtemelen aynı şeyi yaptığını öne sürdü.

Travers "'Yapma be Marty' dedim, 'Çocukken çenemizi kapatmazdık'" diye ekledi.

Onun [Scorsese'nin] gözleri karardı. 'Evet, belki de' diye kabul etti. 'Ama biz hep film hakkında konuşurduk ve detaylarını tartışarak eğlenirdik' dedi.

Scorsese'nin yorumları o günden sonra viral oldu ve birçok hayranı onun şikayetine katılıyor.

Bir hayran "Haklı. Sinemada bir yerlerden bir telefon ışığı yanmadan 5 dakika bile geçirmek mümkün değil, çok sinir bozucu" dedi.

Başka biriyse şöyle ekledi:

Ne yazık ki yüzde 100 doğru, insanların 15 sterlin (yaklaşık 800 TL) ödeyip sonra da Snapchat/Instagram'da sessiz reels izlemeleri beni hep şaşırtmıştır. Tuhaf, sinir bozucu ve filmi resmen mahvediyor.

Üçüncü bir kişi de "Marty haklı. Sinema adabı tüm zamanların en düşük seviyesinde" dedi.

4. bir hayran espri yaptı:

Ne yaptığınıza bakın hayvanlar, filmlerin papasının film deneyimini mahvettiniz. Hepiniz kendinizden utanmalısınız.

Diğer yandan Scorsese, hayatını kaybeden Papa Francis ve kendisi arasındaki bir dizi sohbetin yanı sıra papanın kamera karşısındaki son röportajını içeren bir belgesel çekmeye hazırlanıyor.

Aldeas – A New Story (Aldeas: Yeni Bir Hikaye) adlı belgeselin yapımcılığını, Papa Francis'in 2013'te kurduğu kâr amacı gütmeyen uluslararası kuruluş Scholas Occurrentes'in film yapım şirketi üstleniyor.

Belgeselin konusu, papanın sinemayı, eğitimi ve topluluk oluşturmayı "sadece bir ifade aracı değil, umut ve dönüşümün yolu" olarak görmesine odaklanan Aldeas adlı sinema programı. Belgeselde, Endonezya, Gambiya ve İtalya'dan programa katılan gençlerin ve kısa film yapma yolculuklarının gösterileceği bildiriliyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment