Ünlü oyuncu yeni filminden kazandığı tüm parayı bağışlamış

"İğrenç hissettim"

Yayın devi Netflix'in 11 milyon dolar karşılığında dağıtım haklarını satın aldığı ve eleştirmenleri memnun eden film, 1978'de yaşanan gerçek olaylara dayanıyor (Netflix)
Yayın devi Netflix'in 11 milyon dolar karşılığında dağıtım haklarını satın aldığı ve eleştirmenleri memnun eden film, 1978'de yaşanan gerçek olaylara dayanıyor (Netflix)
TT

Ünlü oyuncu yeni filminden kazandığı tüm parayı bağışlamış

Yayın devi Netflix'in 11 milyon dolar karşılığında dağıtım haklarını satın aldığı ve eleştirmenleri memnun eden film, 1978'de yaşanan gerçek olaylara dayanıyor (Netflix)
Yayın devi Netflix'in 11 milyon dolar karşılığında dağıtım haklarını satın aldığı ve eleştirmenleri memnun eden film, 1978'de yaşanan gerçek olaylara dayanıyor (Netflix)

Anna Kendrick, ilk yönetmenlik denemesi Woman of the Hour'la gerçek suç hikayesinden kâr etmemeye özen gösterdi.

Kendrick, Crime Junkie AF podcast'ine verdiği röportajda, Netflix filminin yönetmenliğinden hiç para kazanmadığını çünkü ücretini bağışladığını açıkladı.

"Benim için para kazandıran bir girişim olmadı"

Filmin başrolünü ve yapımcılığını da üstlenen Kendrick, maaşını RAINN (Tecavüz, İstismar ve Ensest Ulusal Ağı) ve Şiddet Suçu Mağdurları Ulusal Merkezi adlı kuruluşlara bağışladı.

Bu kuruluşlar, ABD'deki cinsel istismar ve şiddet mağdurlarını destekleyen, önde gelen kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan ikisi.

Kendrick, "Bu benim için hiçbir zaman para kazandıran bir girişim olmadı" diyerek ekledi: 

Sonunda filmi Netflix satın aldı. Ama  Toronto Film Festivali'ndeki prömiyerinden bir hafta öncesine kadar filmin para kazanacağını düşünmemiştim. Kendime şu soruyu sordum: 'Bu konuda iğrenç hissediyor musun?' Ve hissettim de.

Gerçek suç filmi, Cheryl Bradshaw ve Rodney Alcala'nın gerçek hikayesine dayanıyor. Bradshaw, 1970'lerin popüler çöpçatanlık programı The Dating Game'e bekarlığa veda etmek için katılmış ve üç numaralı bekar Rodney Alcala'yı seçmişti. 

Ancak Alcala'nın büyüleyici görüntüsünün ardında ölümcül bir sır vardı: O psikopat bir seri katildi.

Peşimdeki Şeytan (It Follows) ve Nefesini Tut'la (Don't Breathe) tanınan Daniel Zovatto, Alcala'ya hayat verirken Mükemmel Saha (Pitch Perfect) ve Aklı Havada'nın (Up in The Air) Oscar adayı oyuncusu Kendrick de onunla randevuya çıkacak yarışmacı Cheryl Bradshaw'u canlandırıyor. 

Bradshaw gerçekte Alcala'yı "ürkütücü" bulduğu için çekimlerin ardından onunla buluşmayı reddetmişti. Ancak prömiyerini geçen yılki Toronto Film Festivali'nde yapan film, olayları farklı bir kurguyla tasvir ediyor.

Netflix Türkiye kitaplığında yok

Senaryosunu Aşk Engel Tanır mı?'yla (Some Freaks) bilinen Ian McDonald'ın kaleme aldığı filmde ayrıca Kathryn Gallagher, Nicolette Robinson, Kelley Jakle, Pete Holmes ve Tony Hale de rol alıyor.

Woman of the Hour, Netflix'in küresel listesinde 13,2 milyon izlenmeyle gerilim filmi Kıpırdama'nın (Don't Move) ardından ikinci sırada yer alıyor. 

21-27 Ekim haftasında 21 milyon saati aşkın süre boyunca izlenen film, Netflix Türkiye kitaplığında bulunmuyor.

Independent Türkçe, Variety, IndieWire, Crime Junkie AF



The Penguin'in efsanevi diziye benzetilmesine yanıt geldi

2022 yapımı The Batman'in yönetmeni Matt Reeves, Colin Farrell (sağda) ve Cristin Milioti'yi (solda) başrollerde buluşturan The Penguin'in yönetici yapımcıları arasında yer alıyor (HBO)
2022 yapımı The Batman'in yönetmeni Matt Reeves, Colin Farrell (sağda) ve Cristin Milioti'yi (solda) başrollerde buluşturan The Penguin'in yönetici yapımcıları arasında yer alıyor (HBO)
TT

The Penguin'in efsanevi diziye benzetilmesine yanıt geldi

2022 yapımı The Batman'in yönetmeni Matt Reeves, Colin Farrell (sağda) ve Cristin Milioti'yi (solda) başrollerde buluşturan The Penguin'in yönetici yapımcıları arasında yer alıyor (HBO)
2022 yapımı The Batman'in yönetmeni Matt Reeves, Colin Farrell (sağda) ve Cristin Milioti'yi (solda) başrollerde buluşturan The Penguin'in yönetici yapımcıları arasında yer alıyor (HBO)

HBO'nun çok beğenilen yeni suç draması The Penguin'in dizi sorumlusu Lauren LeFranc, The Sopranos karşılaştırmalarına değindi.

New York City Comic Con'daki yuvarlak masa toplantısının konuklarından LeFranc, bu benzetmeden gurur duyduğunu söylese de iki dizinin çok fazla ortak noktası olduğunu düşünmüyor.

"Tuhaf bir şekilde, bu diziyi yazarken The Sopranos'tan çok fazla etkilenmedim ama karşılaştırmayı anlıyorum" diyen LeFranc, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Yani, televizyondaki en iyi dizilerden biriyle karşılaştırılmak çok güzel bir şey. Gotham City'de olduğumuz için çok farklı olduğumuzu hissediyorum.

Prömiyerinden bu yana birçok inceleme ve eleştiri, The Penguin'in bir Batman/DC dizisinden ziyade daha çok bir mafya ve suç dramasına benzediğini ifade ediyor. 

Bunun nedeni, Matt Reeves tarafından yaratılan Gotham'ın, Marvel'ın versiyonundan daha gerçekçi gelmesi. 

Dizinin cesur gerçekçiliği ve mafya ailelerine odaklanması nedeniyle, gelmiş geçmiş en iyi suç dramalarından biri kabul edilen The Sopranos'la karşılaştırılması kaçınılmaz oldu. 

Hatta bazı incelemeler, Oz'un annesi Francis Cobb'u Tony'nin annesi Livia Soprano'yla karşılaştırdı.

"Biz bir çizgi roman dizisiyiz" ifadesini kullanan Amerikalı senarist, "Aynı zamanda ayakları yere basan bir suç dramasıyız" diye ekledi: 

Oz çok farklı bir adam. Annesiyle olan ilişkisi çok farklı. Sanırım sezon ilerledikçe bunu daha belirgin bir şekilde ortaya koyacağız. Tekrar söylüyorum, bunu kötü bir şey olarak görmüyorum. Ama bizim, kendimize has tuhaf bir şey olduğumuzu hissediyorum.

Colin Farrell ve Cristin Milioti'nin başrollerini paylaştığı The Penguin'de ayrıca Rhenzy Feliz, Deirdre O'Connell, Clancy Brown, Carmen Ejogo ve Michael Zegen yer alıyor. 

İrlandalı aktör Farrell dizide The Batman'deki rolünü tekrarlıyor ve bir kez daha Gotham City'nin meşhur gangsteri Oswald "Oz" Cobb'u canlandırıyor. 

Independent Türkçe, GamesRadar, CBR.com