Oyuncak Hikayesi hayranlarına müjde: "Zeka dolu bir hikaye"

Hit animasyon serisi 20. yılına giriyor

 Filmin 19 Haziran 2026'da sinemalara gelmesi bekleniyor (Disney/Pixar)
Filmin 19 Haziran 2026'da sinemalara gelmesi bekleniyor (Disney/Pixar)
TT

Oyuncak Hikayesi hayranlarına müjde: "Zeka dolu bir hikaye"

 Filmin 19 Haziran 2026'da sinemalara gelmesi bekleniyor (Disney/Pixar)
Filmin 19 Haziran 2026'da sinemalara gelmesi bekleniyor (Disney/Pixar)

İlk filmiyle 1995'te seyircilerle buluşan Oyuncak Hikayesi (Toy Story) serisi, 5. halkasıyla vizyona girmeye hazırlanıyor. 

Sevilen animasyonun baş karakterlerinden Buzz Işıkyılı'na (Buzz Lightyear) sesini veren Tim Allen son röportajında hayranlara müjde verdi. 

71 yaşındaki komedyen, ilk 5 saatlik seslendirme seansını tamamladığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

Zeka dolu bir hikaye. Başarılı olmasını istediklerinden eminim ama meselenin para olduğuna inanmıyorum. Bu kadar parlak bir senaryo olmasaydı ne filmi yaparlardı ne de ben ve Tom'u çağırırlardı. Gerçekten zekice.

Disney ve Pixar'ın popüler film serisinin diğer ana karakteri Woody'yi neredeyse 20 yıldır seslendiren Tom Hanks de yeni projede yer alıyor. 

İlk 4 filmde senaryo kısmında yer alan Andrew Stanton bu sefer yönetmen koltuğuna da oturacak. 

Stanton, çektiği diğer Pixar filmleri Kayıp Balık Nemo (Finding Nemo) ve Vol-i'yle (WALL-E) Oscar kazanmayı başarmıştı. 

Yeni projede Buzz ve Woody diğer oyuncaklarla birlikte çocukların ilgisini elektronik cihazlardan kendilerine çekmeye çalışacak. 

Diğer yandan pek çok kişi başarılı serinin yalnızca para kazanmak için sürdürüldüğünü düşünüyor.

Ünlü yönetmen Quentin Tarantino, Oyuncak Hikayesi'nin 2019 yapımı dördüncü filmini izlemek istemediğini söylemişti:

Üçüncü Oyuncak Hikayesi tek kelimeyle muhteşem. Hikayeyi olabildiğince mükemmel şekilde sonlandırdınız, bu yüzden hayır, iyi olması umurumda değil. Benden bu kadar.

Ancak Oyuncak Hikayesi 4 de hem gişede hem de eleştirmenlerin gözünde beklentileri aşmayı başarmıştı.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter



Cannes'da dakikalarca ayakta alkışlanan Oscarlı yıldız duygularına hakim olamadı

(AP)
(AP)
TT

Cannes'da dakikalarca ayakta alkışlanan Oscarlı yıldız duygularına hakim olamadı

(AP)
(AP)

Kevin E. G. Perry Kültür ve Yaşam Haberleri Yazarı 

Yeni filmi Eddington, Cannes Film Festivali'nde uzun süre ayakta alkışlanınca Joaquin Phoenix'in duygulandığı bildirildi.

Ritüel'in (Midsommar) yönetmeni Ari Aster'ın yeni filmi Kovid, tarikatlar ve beyaz kurtarıcı kompleksi üzerine ülkenin durumunu anlatan bir komedi olarak tanımlanıyor. Filmde Phoenix'in yanı sıra Pedro Pascal ve Emma Stone da rol alıyor.

Filmin festivalde aldığı tepkiler hakkındaki haberler birbiriyle çelişiyor. Variety, Phoenix'in "5 dakikalık ayakta alkışlama" sırasında "gözyaşlarına boğulduğunu" yazarken, Deadline "alkışın neredeyse 7 dakika" sürdüğünü iddia etti.

Hollywood Reporter da Phoenix'in "gözyaşlarına boğulduğunu" belirtti ancak "nispeten sessiz bir ayakta alkışlama"dan söz etti.

Yönetmen Aster kalabalığa espri yaptı:

Ne düşündüğünüzü bilmiyorum. Burada olduğunuz için teşekkür ederim. Burada olduğum için kendimi çok ayrıcalıklı hissediyorum. Bir hayal gerçek oluyor. Beni ağırladığınız için çok teşekkür ederim. Ve bilmiyorum, pardon? Bilmiyorum.

New York doğumlu 38 yaşındaki yönetmen "Bu harika bir deneyimdi. Etrafımdaki tüm bu insanları seviyorum" diye ekledi.

Eleştirmen Sophie Monks Kaufman, The Independent için kaleme aldığı 4 yıldızlı Eddington incelemesinde "2020'de, George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından patlak veren Black Lives Matter (Siyahların Yaşamı Değerlidir) protestoları ve pandeminin ortasında geçen Eddington, başlangıçta Aster'ın alışılagelmiş karakter şablonuna bağlı kalıyor" diye yazdı.

Şerif Joe Cross'un (Phoenix) günlük işlerine dalıyoruz; fevri bir astım hastası olan Cross, devletin maske takmasını zorunlu kılmasına o kadar sinirleniyor ki, uzun süredir düşmanı olan Ted Garcia'ya (Pedro Pascal) karşı belediye başkanlığına aday olmaya karar veriyor.

Buna paralel bir şekilde Joe ise eşi Louise'i (Emma Stone), yeni yeni yükselen kült lideri Vernon Jefferson Peak'in (filmde nadiren görünen, sahneyi çalan Austin Butler) internetteki dünyasına kaybediyor. Louise gizemli bir travma yaşıyor, dokunulmaktan hoşlanmıyor ve stresli olduğunda kendinden üçüncü şahıs zamiriyle bahsediyor.

İyi olduğu zamanlarda, Joe'nun iş arkadaşına para verip sattığı ürkütücü bebekler yapıyor. Ev halkının son üyesi, Joe'nun herkesi azarlamaktan büyük zevk alan kayınvalidesi Dawn (Deirdre O'Connell). Joe ön planda acı çekerken, Dawn'ın sesi sık sık kamera dışında duyuluyor.

Bu, Aster'ın bugüne kadarki en komik filmi ve 150 dakikalık süresini, iyi gözlemlenmiş komik detaylar ve görsel getirilerle süslemek için sürekli genişleyen ve değişen bir oyuncu kadrosu kullanıyor. Bunlar genellikle Joe ve onun aptal yardımcısına karşı siyah ve Amerikan yerlisi karakterlerin ifadesiz tepkilerini içeriyor.

Aster'ın zihnimizde inşa ettiğimiz paranoyak evrenlere yönelik süregelen ilgisi, bu kendine düşkünlük bir polis rozeti takıp tüfek taşıdığında sempatiden daha uzak ve daha kötücül bir hal alıyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/arts-entertainment