Nolan'ın yeni filmine "çığlık kraliçesi" de katıldıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/k%C3%BClt%C3%BCr-sanat/5112441-nolan%C4%B1n-yeni-filmine-%C3%A7%C4%B1%C4%9Fl%C4%B1k-krali%C3%A7esi-de-kat%C4%B1ld%C4%B1
Nolan'ın yeni filmine "çığlık kraliçesi" de katıldı
Mia Goth, 2022'nin en iyi korku filmleri arasında gösterilen Pearl'deki performansıyla eleştirmenlerden övgü dolu yorumlar almıştı (A24)
Christopher Nolan'ın merakla beklenen yeni filminden haber var...
Çekimlerinin bir kısmı Ordu'nun Yason Burnu Yarımadası'nda gerçekşecek The Odyssey'nin oyuncu kadrosuna ünlü bir isim daha katıldı.
Korku filmlerinin aranan yıldızı Mia Goth, The Odyssey'de rol alacağı açıklanan son isim oldu.
Ünlü isimlere katıldı
"Çığlık kraliçesi" diye anılan Goth, Tom Holland, Zendaya, Anne Hathaway, Lupita Nyong'o, Robert Pattinson, Charlize Theron, Benny Safdie, Jon Bernthal ve John Leguizamo gibi yıldız isimlerle birlikte rol alacak.
Antik Yunan şairi Homeros'un Odysseia’sı, Truva Savaşı sonrası evine dönmeye çalışan Odysseus'un destansı yolculuğunu konu alıyor.
Bu macera, günümüzde hâlâ büyük ilgi gören en eski anlatılardan biri.
Filmin dağıtımını üstlenecek Universal, aralık ayında yaptığı açıklamada yapımı "yepyeni IMAX film teknolojisiyle dünya çapında çekilecek mitolojik bir aksiyon destanı" diye tanımlamıştı.
Film, 17 Temmuz 2026'da vizyona girecek. Nolan, hem yönetmen hem senarist hem de yapımcı olarak projede yer alıyor. Eşi Emma Thomas da ikilinin yapım şirketi Syncopy çatısı altında filmin yapımcıları arasında bulunuyor.
Variety, geçen ay The Odyssey'nin bir kısmının Sicilya'da çekileceğini de duyurmuştu. Bu bölge, Odysseus'un yolculuğu sırasında uğradığı yerlerden biri olarak biliniyor. Çekimlerin bahar aylarında başlaması ve Favignana Adası'nda yapılması planlanıyor.
Çok beğenilen korku filmlerinin yıldızı
Yakında Meksikalı usta yönetmen Guillermo del Toro'nun Frankenstein filminde başrol oynayacak Goth, korku türündeki başarısıyla tanınıyor. 31 yaşındaki aktrisin diğer projeleri arasında 2016 yapımı Yaşam Kürü (A Cure for Wellness), Luca Guadagnino'nun Suspiria uyarlaması, Sonsuz Ölüm (Infinity Pool) ve Ti West'in X üçlemesi (X, Pearl ve MaXXXine) yer alıyor.
Epik şiir, 1954'te gösterime giren ve başrollerini Kirk Douglas'la Anthony Quinn'in paylaştığı Ulysses de dahil, birçok kez uyarlanmıştı.
Odysseia, Coen Kardeşler'in 2000'de gösterime giren meşhur komedisi Nerdesin Be Birader? (O Brother, Where Art Thou?) gibi filmlere ilham kaynağı olmuştu.
Truva Savaşı'nın öyküsü, Brad Pitt'in Aşil'i ve Sean Bean'in Odysseus'u canlandırdığı 2004 yapımı Truva'yla (Troy) beyazperdeye taşınmıştı.
Oscar'dan sonraki ilk film
Nolan bu yıla, kendisine En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerini kazandıran Oppenheimer sayesinde, onlarca yıllık kariyerindeki ilk Oscar'ını kazanarak başladı.
Yönetmen, geçen hafta düzenlenen bir törenle Britanya Kralı III. Charles tarafından resmen şövalye ilan edilerek yılı bir başka onurla tamamladı.
Yaşam Okulu’ndan dersler: Alain de Botton’un 4 eserihttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5110778-ya%C5%9Fam-okulu%E2%80%99ndan-dersler-alain-de-botton%E2%80%99un-4-eseri
Yaşam Okulu’ndan dersler: Alain de Botton’un 4 eseri
Alain de Botton, yazdığı kitaplar kadar verdiği konuşmalarla da tanınıyor (TED/YouTube)
Minerva’nın Baykuşu bu hafta, Britanyalı yazar ve felsefeci Alain de Botton’un kitaplarını takip ederek yaşama sanatının farklı boyutlarına doğru bir yolculuğa çıkacak.
İsviçre doğumlu de Botton, felsefeyi gündelik yaşamda karşılaşılan açmazlara ışık tutmak için kullandığı eserleriyle tanınıyor.
Kitapları kadar konferans ve panel konuşmalarıyla da tanınan 55 yaşındaki düşünür, 2008’de Londra’da kurduğu School of Life’la da (Yaşam Okulu) düşüncelerini birçok kişiye ulaştırdı. 2014’te İstanbul’daki Bilgi Üniversitesi'nde de bir şube açan oluşum, 2022’de bu ofisi kapatmıştı.
De Botton’un Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı’nın yeni çevirisi, Everest Yayınları etiketiyle ocakta okurlarla buluştu. Bu vesileyle yazarın öne çıkan 4 eserini ele aldık.
Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı
Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı’nda de Botton, modern üretim süreçlerinden örneklerle yabancılaşma, yalnızlık ve iş-hayat dengesi ilişkilerini inceliyor.
Bu yolculukta de Botton, bir bisküvi fabrikasından kariyer danışmanlığı birimine, kargo gemilerinden roket üslerine kadar çeşitli yerlere giderek, çalışmanın hayatımızdaki yerini ve etkisini birçok farklı açılardan masaya yatırıyor.
İnsanın çok yönlülüğüyle hayatı boyunca tek mesleğe sıkışıp kalmışlığı arasındaki çelişkilerin doğurduğu huzursuzluk ve tatminsizlik üzerine vurucu gözlemler de paylaşılıyor. Milyarlarca insan yaptığı binbir çeşit işle dünyanın çarklarını nasıl döndürüyor? İşimizden duygusal tatmin elde edebiliyor muyuz? İş, gerçekten “anlamlı” bir hayat için olmazsa olmaz mı?
Ünlü belgesel fotoğrafçısı Richard Baker’ın karelerinin eşlik ettiği kitapta bu ve benzeri birçok soruyla da karşılaşıyoruz.
Başlığını Ortaçağ filozoflarından Boethius’un 6. yüzyılda yazdığı Felsefenin Tesellisi’nden alan kitap, gündelik sorunlarla mücadelede felsefeyi bir rehber olarak benimsiyor.
Boethius, Hıristiyan düşüncesini ve klasik felsefeyi şekillendiren önemli eserini hapishanede kaleme almış, felsefeyi varoluşun derin sorularına ışık tutmak için kullanmıştı.
De Botton da bu geleneği yeniden canlandırarak, felsefenin gündelik hayatımızda karşılaştığımız güçlüklerle başa çıkabilmek için bize ne ölçüde yol gösterebileceğini tartıyor.
Ekonomik sıkıntılarımızı Epikuros’la, engellerle mücadelemizi Nietzsche’yle, yetersizlik duygularımızla boğuşmamızı da Montaigne’le girdiğimiz diyaloglarla çözümlüyoruz. Sokrates, Seneca ve Schopenhauer da bu yolculukta okura eşlik ediyor.
Kitap, Britanyalı medya kuruluşu Channel 4 tarafından 2000’de 6 bölümlük bir mini diziye de dönüştürülmüştü.
İngilizceden çeviren: Banu Tellioğlu Altuğ, 309 s., 2022, Sel Yayıncılık
Aşk Üzerine
De Botton’un ilk romanı Aşk Üzerine’yi okuyanların, anlatılanlarda kendi romantik ilişkilerinden parçalar bulması işten bile değil.
Kurmaca ve deneme arasında gidip gelen tarzıyla ikili ilişkilerin girift yapısını katman katman inceleyen Aşk Üzerine, okuru sevmek, kaybetmek, kıskanmak, özlemek ve kabullenmek üzerine derin bir yolculuğa çıkarıyor.
De Botton, Aşk Üzerine'yle kurmaca alanında da adından bahsettirdi (Laphams Quarterly)
Platon’dan Wittgenstein’a, Tolstoy’dan Stendhal’a felsefeci ve edebiyatçıların düşünceleriyle kendi keskin gözlemlerini ustalıkla birleştiren de Botton, ilişkilerin karakterimizi nasıl dönüştürdüğünü çarpıcı şekilde anlatıyor. İlişkilerin özüne dair şu minvaldeki tespitler de cabası:
Aşkın sonu başlangıcında saklıdır aslında, yıkımın ipuçları aşk doğduğu sırada önceden kendini göstermiş gibidir.
Bu romanın devamı, 2016’da yayımlanan Aşk Dersleri’yle geldi.
İngilizceden çeviren: Ahu Antmen, 256 s., 2022, Everest Yayınları
Statü Endişesi
Statü Endişesi, toplum tarafından el üstünde tutulma arzumuzun ve hayatta başarısızlığa uğrama korkumuzun öyküsünü anlatıyor.
Yaklaşık 20 yıl önce yayımlanan kitap, sosyal medyanın popüler psikoloji reçeteleri ve motivasyon konuşmalarından geçilmediği bu dönemde öneminden hiçbir şey kaybetmiyor.
Toplumda yer edinme, mevki kazanma ve saygı görme arzularımızın tarihsel ve düşünsel kökenlerini ele alan de Botton, statü endişesinin yol açtığı ruhsal ve davranışsal sorunları 5’e ayırarak, bunlara felsefe ve sanat cephesinden yine 5 başlıkta çeşitli çözümler öneriyor.
Statü Endişesi'nde mercek altına alınan konular, günümüzde akut hale gelmiş birçok sorunla ilgili farklı bakış açıları sunuyor (Reuters)
“Statü endişesi bizi fena halde kedere ve hüzne sürükleme olasılığı taşır” diyen de Botton, başarının da başarısızlığın da aslında bir anda değişebilen durumlar olduğunu hatırlatıyor:
Toplumdaki konumumuz elde ettiğimiz başarılara göre belirlenir. Başarısız olmamız ise pamuk ipliğine bağlıdır. Falanca konuda ahmaklık etmemiz, filanca bilgiden yoksun oluşumuz, ülke ekonomisi ya da iş arkadaşımızın kötü niyeti bizi kolayca başarısızlığa sürükleyebilir. Ve bir kez başarısız olduk mu bizi yiyip bitiren bir aşağılık duygusu baş gösterir: dünyayı aslında değerli bir varlık olduğumuza ikna edemediğimizi, sonsuza dek başarılı kişileri buruklukla, kendimizi de utançla anmaya mahkum edildiğimizi düşünürüz.
İngilizceden çeviren: Ahu Sıla Bayer, 332 s., 2023, Sel Yayıncılık
Antik Roma’da köleyken azat edildikten sonra kendi felsefe okulunu kuran Epiktetos, filozofları hekim olarak görür. Ona göre felsefeci, soyut problemlerde kaybolan bir münzevi değil, doğru yaşamanın yol haritasını çıkararak aklı dinginleştirmeyi ve ruhu sağaltmayı hedefleyen bir doktordur.
Stoacılardan, Montaigne’e kadar uzanan bu anlayışta felsefeyi akademinin cenderesinde yok olmaktan kurtarıp bir “yaşam okuluna” dönüştürme çabası var. De Botton da gerek düşünceleri gerek üslubuyla günümüzde bu okulun en güçlü temsilcilerinden:
Sanat da felsefe de, farklı yöntemler kullanmasına karşın aynı amaca hizmet eder: ikisi de, acıyı bilgiye dönüştürür.