Hollywood yıldızı, Meghan Markle söylentilerine çıkıştı: "Piyon olmayacağım"
Husumet söylentileri, Markle'ın yaşam tarzı markası As Ever'ın lansmanından sonra başladı. Paltrow herhangi bir düşmanlığı reddetti. "Her kadın yapmak istediği her işe girişmeyi hak ediyor" diyerek Markle'la "gurur duyduğunu" sözlerine ekledi
Gwyneth Paltrow ve Meghan Markle'ın birbirine düşmanlık beslediği söylentileri dolaşmaya devam ediyor (AFP)
Hollywood yıldızı, Meghan Markle söylentilerine çıkıştı: "Piyon olmayacağım"
Gwyneth Paltrow ve Meghan Markle'ın birbirine düşmanlık beslediği söylentileri dolaşmaya devam ediyor (AFP)
Caitlin Hornik
Gwyneth Paltrow, Meghan Markle'la aralarında husumet olduğu yönündeki söylentiler hakkında ne düşündüğünü açıkladı.
Goop'un kurucusu 52 yaşındaki Paltrow, perşembe günü The World's First Podcast With Erin & Sara Foster'da, Markle'ın yeni yaşam tarzı ve sağlıklı yaşam markasının lansmanından kaynaklandığı düşünülen söylentileri kesin olarak ortadan kaldırmaya çalıştı.
Husumet söylentileri sorulduğunda sözlerine "Hayatımın bu noktasında ne olmayacağımı biliyor musunuz?" diye başlayan Paltrow şöyle devam etti:
Lanet tık tuzağınız için uydurulmuş kadın husumeti üçgenleştirilmesinde piyon olmayacağım.
Paltrow, husumete giren kadın anlatısının bir parçası haline getirilmesine "izin vermeyeceğini" de sözlerine ekledi. "Bizi bu işe karıştırma. Bunu yapma" diye çağrı yaptı.
Söylentileri ortadan kaldırmak için daha da ileri giderek Markle'a iyi dileklerini iletti.
"Bir kez daha, Meghan'a her şeyin en iyisini diliyorum. Yaptığı şey çok harika. Onunla gurur duyuyorum" diye devam etti:
Her kadın yapmak istediği her işe girişmeyi hak ediyor.
Paltrow'un podcast'teki bu yorumları, husumet söylentilerini Instagram'da akıllıca yanıtlamasından sadece birkaç hafta sonra geldi. Geçen ayki bir soru-cevap etkinliğinde bir hayranı ona "sosyal medyadaki Meghan Markle'la kavgalı olduğu iddiasını" fark edip etmediğini sormuştu.
Bir videoyla yanıt veren aktris, "Bunu gerçekten hiç anlamıyorum" demişti. Sonrasında kamera yanında oturan Markle'a dönmüştü.
Paltrow ona "Sen anlıyor musun?" diye sormuştu. Yalnızca omuz silken Markle, Paltrow'un mutfak tezgahında bir dilim turta yemeye devam etmişti.
Oyunculuğu bırakan Gwyneth Paltrow: "Beni sete döndürebilecek tek bir aktör var"
Söylentiler, Markle'ın markası As Ever'ın lansmanını duyurmasından sonraki haftalarda arttı. Bazıları onun sağlık ve yaşam tarzı alanında Paltrow ve Goop'la rekabet edebileceğini düşünüyor. Markle'ın markası, ev yapımı reçel ve marmelatların yanı sıra mutfak dekorları ve çatal bıçak takımlarını sunuyor.
Diğer yandan Paltrow, 2020'de Kaliforniya'nın Montecito semtine taşınan kraliyet ailesinden komşularıyla yakın ilişki kurma fırsatı bulamadığını geçen ay verdiği bir röportajda söylemişti.
Harper's Bazaar'a konuşan Paltrow, "Meghan ve Harry'yi tanımıyorum" demişti. "Yani, gerçekten sevimli görünen Meghan'la tanıştım ama onu hiç tanımıyorum. Belki güvenlik ekibini geçip onlara bir turta getirmeye çalışırım" diye eklemişti.
Aynı Harper's Bazaar röportajında Paltrow, yine husumet söylentilerini susturmaya çalışmıştı.
Paltrow, Markle'ın sağlıklı yaşam markası hakkında "Diğer kadınları düşman gibi değil, arkadaş olarak görecek şekilde yetiştirildim" demişti.
"Bence herkese yetecek olandan fazlası her zaman vardır. Herkes denemek istediği her şeye girişmeyi hak eder. Bu kültürdeki bazı kadınlar hakkında söylentiler yükseldiğinde her zaman onları savunacak güçlü bir içgüdüye sahibim" ifadesini kullanmıştı.
Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5135025-k%C3%BClt%C3%BCrel-kentsel-soyk%C4%B1r%C4%B1m-gazze-sava%C5%9F%C4%B1-tarihi-kararl%C4%B1l%C4%B1kla-tahrip-ediyor
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İzzeddin Ebu Ayşe
Gazze'nin Eski Şehir bölgesinde bulunan Büyük Ömer Camii'nin kütüphane kalıntıları üzerinde Enes, bir kısmı yanmış yırtık bir romanın sayfalarını çeviriyor. “Bu, Gazze Şeridi’ndeki en büyük kütüphaneden geriye kalan tek şey. Kütüphanenin içerisinde binlerce kitap, belge, eser ve burada yaşamış kadim halkların medeniyetleri yer alıyordu” diyor.
Enes’in gözleri, molozların ve üst üste yığılmış taşların arasından, Gazze'nin en eski ve en büyük camisi üzerinde geziyor. Eski mimarisi, tarihi taşları ve yabancı ziyaretçilerin sık sık ilgisini çeken, sanatsal ve mimari anlamlarını anlamak için incelemeye geldikleri benzersiz süslemeleri için üzülüyor.
Kültürel kayıplar can kayıplarıyla paralellik gösteriyor
Enes, Filistin kültürünü ve mirasını seviyor ve Gazze'de yaşamış medeniyetlerin kadim tarihini takip etmeye meraklı. “Kültürel alanlar sadece tarihi alanlar değil, aynı zamanda antik ve eski dünyaya açılan bir pencereydi” diye ekliyor.
Enes, Gazze'nin en büyük kütüphanesinin yıkıntıları arasında bulduğu romanın yırtık sayfalarını katlıyor ve “Gazze'nin kültür penceresi bombardımanlar altında kapandı” diyor. Buradan ayrılıp Gazze'nin eski mimarinin hakim olduğu Eski Şehri’ndeki diğer tarihi alanlara doğru yola koyulup ayakta kalanları inceliyor.
Gazze savaşı sadece insanları öldürmedi, aynı zamanda bu yıkımın, kanın, patlamaların ortasında altta bir yerde, çok büyük kültürel ve sanatsal kayıplara da yol açtı. Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, “İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma paralel olarak, trajik yönleri olan kültürel bir soykırım da yaşanıyor” dedi.
Gazze'nin özel konumu
Gazze, coğrafi konumu itibarıyla şanslı. Kendisi Afrika kıtasının Asya'ya açılan kapısı ve iklimi güzel, denize kıyısı var, arazisi engebesiz ve toprağı verimli. Bu nedenle Mısır, Yunan, Roma, Bizans, Kenan ve Fenike uygarlıklarına ev sahipliği yaptı. Aynı şekilde Memlük, Abbasi ve Osmanlı İslam devletlerinin de önemli merkezlerinden biri oldu.
Gazze Şeridi'ndeki kültürel kentsel soykırım (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Topraklarında tarih boyunca birbirini izleyen medeniyetler, mimari ve tarihi eserler ile nadir eserlerden ve harikulade taşlardan oluşan bir arkeolojik miras bıraktılar. Bu da Gazze'ye kültürel ve tarihi bir değer kattı, onu kadimliği her geçen gün daha da derinleşen bir yapıya kavuşturdu. Ama kitap, mimari ve tarihi eserlerden oluşan tüm bu zengin kültür harabeye dönüştü.
En önemli kayıplar
7 Ekim 2023'te başlayan savaşın ilk gününden itibaren Filistin kültürü ve tarihi mirası, İsrail bombardımanlarından doğrudan etkileniyor. Gazze'nin Eski Şehir bölgesi, bu dönemde en çok tahrip edilen yerlerden biri olabilir.
UNESCO verilerine göre İsrail ordusu 146 tarihi eser, 114 tarihi cami ve kütüphanelerin aralarında bulunduğu 200 kültür alanını tahrip etti.
Savaşın en önemli sonuçlarından biri, MS 5. yüzyıldan kalma Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'nin yıkılmasıydı. Gazze tarihinin en eski hastanesi olan el-Ehli Baptist Hastanesi’nin, Gazze Şeridi'ndeki en eski cami olup MS 7. yüzyılda inşa edilen Büyük Ömer Camii’nin hedef alınmasıydı. İçinde bir tarihi eser koleksiyonu olan Paşa Sarayı Müzesi'nin yanı sıra Kenan ve Yunan dönemlerine ait binlerce eserin yer aldığı “Mataf el-Funduk” adlı müze de bombalandı. Bölgenin en eski Hristiyan manastırlarından biri olan ve 2024 yılında Dünya Miras Listesi'ne alınan St. Hilarion Manastırı yıkıldı. Bir asırdan fazla bir geçmişe ait binlerce tarihi ve ulusal belgenin bulunduğu Gazze Belediyesi merkez arşiv binasının yanı sıra yüzlerce tarihi, arkeolojik ve kültürel miras tahrip edildi.
Kültürel soykırım
Araştırmacılar, kültürel bağları ortadan kaldırmak, toplumun hafızasını silmek ve kültürel yapının temellerini sarsmak amacıyla, Gazze kültürüne yönelik tahribatın boyutunun, sivil altyapının kasıtlı ve sistematik bir şekilde tahrip edilmesini ifade eden bir terim olan “kültürel kentsel soykırım” noktasına vardığını belirtiyor.
Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı dava kapsamında, “kültürel soykırım" suçlamasında da bulunuldu. Mirasın tahribattan veya askeri kullanımlardan korunmasını sağlamayı amaçlayan “Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Mirasın Korunmasına Dair Lahey Sözleşmesi’ne atıf yapıldı.
“Soykırım” teriminin formüle edilmesine yardımcı olan Polonyalı avukat Raphael Lemkin'in tanımına göre, kültür tahribi soykırımın bir parçası olup savaş suçu teşkil etmektedir ve bu tür ihlaller cezalandırılmalıdır.
Filistin tarihinin sonu
Filistin tarihi ve mirası profesörü İbrahim el-Mısri, “Kültürel ve tarihi yapıların tahribi, ulusal kimliğin doğrudan hedef alınması anlamına geliyor. Kültür, Filistin halkının kolektif ruhunu koruyan son duvardır. Bu duvar hedef alındığında toplum çöküşe daha fazla açık hale gelir” dedi.
“İsrail'in Gazze'de tarihi eserleri ve kültürel mirası hedef alması ve yıkması, belirli bir bölgede belirli bir insan grubunun varlığına dair tüm kanıtların silinmesini içermektedir. Bu kültürel soykırım anlamına gelmektedir ve kütüphanelerin, kültür merkezlerinin yıkılması Filistin kimliğini yok etme girişimidir” diye ekliyor.
İsrail ordusu 146 tarihi eseri tahrip etti (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, Filistin kültürel yaşamının ve kültürel miras kurumlarının yanı sıra kültür, bilim ve eğitim alanlarındaki varlıklarının hedef alınmasının ve kasıtlı olarak tahrip edilmesinin, İsrail stratejisinin bilinçli bir parçası olduğunu ifade ediyor.
Şunu da ekliyor “Sürekli devam eden bombardıman Gazze'deki sanat ve edebiyat camiasında yaralar bıraktı. Yaşanan şey, anıtların fiziksel olarak yok edilmesinin veya bireylerin öldürülmesinin çok ötesine geçen çok katmanlı bir eylem. Bu uygulamalar, yerel toplumun mirasını, kimliğini ve varlığını zayıflatan daha geniş kapsamlı yıkıcı süreçlerin çerçevesinde yer alıyor. Bunun Filistinliler üzerinde sembolik ve psikolojik yansımaları da bulunuyor.”
Şöyle devam ediyor: “Gazze'deki kültürel alanların fiziki olarak tahrip edilmesi, Filistin tarihi anlatıları araştırmaları açısından tehlikeli sonuçlara yol açıyor. Gazzeliler, Gazze'nin kültürel gelişimini ve tarihini anlamamıza yardımcı olan asırlık el yazmalarını ve değerli kaynakları kaybettiler.”
UNESCO, Gazze'deki arkeolojik, tarihi ve kültürel alanları korumaya çalıştı ancak savaş nedeniyle başarısız oldu. Kuruluşun medya sorumlusu Julian Mercouri, “Bazı kütüphanelerin yeniden inşası için acil yardım sağladık. Ancak ihtiyaç duyulan destek bizim sağlayabileceğimizden çok daha fazla ve Gazze'deki zor koşullar kültürel mirasın korunmasını engelliyor” dedi.
İsrail'e gelince Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun kasıtlı olarak Filistin kültürel mirasını hedef aldığı iddialarını yalanladı. “Bu bölgelere yakın yerlere saldırılar yapılmışsa, Hamas ve diğer örgütler bu yerleri kendi faaliyetleri için kullanmış oldukları için yapılmıştır. Biz asla Gazzeli sivillerle savaşmıyoruz” dedi.