Scarlett Johansson ilk filmiyle Cannes'ı büyüledi

"Dostluk, yas ve affetme üzerine"

Scarlett Johansson; Bir Konuşabilse (Lost in Translation), Yenilmezler (The Avengers), Beni Ay'a Uçur (Fly Me to the Moon), Asteroit Şehir (Asteroid City) ve Tavşan Jojo (Jojo Rabbit) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Reuters)
Scarlett Johansson; Bir Konuşabilse (Lost in Translation), Yenilmezler (The Avengers), Beni Ay'a Uçur (Fly Me to the Moon), Asteroit Şehir (Asteroid City) ve Tavşan Jojo (Jojo Rabbit) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Reuters)
TT

Scarlett Johansson ilk filmiyle Cannes'ı büyüledi

Scarlett Johansson; Bir Konuşabilse (Lost in Translation), Yenilmezler (The Avengers), Beni Ay'a Uçur (Fly Me to the Moon), Asteroit Şehir (Asteroid City) ve Tavşan Jojo (Jojo Rabbit) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Reuters)
Scarlett Johansson; Bir Konuşabilse (Lost in Translation), Yenilmezler (The Avengers), Beni Ay'a Uçur (Fly Me to the Moon), Asteroit Şehir (Asteroid City) ve Tavşan Jojo (Jojo Rabbit) gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Reuters)

Scarlett Johansson'ın yönetmen koltuğunda oturduğu Eleanor the Great, Cannes'da dakikalarca ayakta alkışlandı.

Johansson'ın ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi olan Eleanor the Great, dün Cannes Film Festivali'nde dünya prömiyerini yaptı. Belirli Bir Bakış bölümünde gösterilen film, 6 dakika boyunca ayakta alkışlandı.

Hayali gerçek oldu

Gösterim öncesinde filmi izleyicilere tanıtan Johansson, bu filmi Cannes'da sunmanın "gerçekleşen bir hayal" olduğunu söyledi:

"Bağımsız bir film yaptığınızda, işin içinde para için kimse olmaz" diyen yıldız, sözlerine şöyle devam etti: 

Bu filmde yer alan herkes, hikayeyi ve senaryoyu çok sevdiği için bir araya geldi. Film dostluk, yas ve affetme üzerine. Ve bence bunlar bugünlerde hepimizin daha çok ihtiyaç duyduğu temalar.

Eleanor the Great, 94 yaşındaki zeki ve başına buyruk Eleanor Morgenstein'ın başından geçenleri anlatıyor. En yakın arkadaşı Bessie'nin ölümüyle yıkılan Eleanor, New York'ta kendine yeni bir hayat kurmaya çalışırken, beklenmedik karşılaşmalarla dolu bir yolculuğa çıkıyor. Başroldeyse 95 yaşındaki deneyimli oyuncu June Squibb yer alıyor.

Filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Erin Kellyman, Chiwetel Ejiofor, Breaking Bad'den tanıdığımız Jessica Hecht ve Bessie karakterine hayat veren Rita Zohar da yer alıyor. 

Gösterim sonunda dakikalarca süren alkışların ardından 40 yaşındaki Johansson, başrol oyuncusu Squibb'e uzun uzun sarıldı. Johansson, oyuncusunu "gerçekten ilham verici" sözleriyle tanımlarken, filmin diğer oyuncularından Kellyman için de "tam bir keşif" ifadesini kullanarak ekledi: 

Dünya onu tanıyacağı için çok heyecanlıyım.

Johansson, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

Bu film hem tarihi bir öykü hem de zamanlaması yerinde, çok güncel bir film. Umarım siz de Eleanor'u benim yanımda taşıdığım gibi yanınızda taşır, bu hikayeyi unutmazsınız.

Eleanor the Great'in senaryosunu ilk uzun metraj denemesine imza atan Tory Kamen kaleme aldı. Daha önce de kamera arkasına geçen Johansson, 2008 yapımı Seni Seviyorum New York'ta (New York, I Love You) 12 dakikalık These Vagabond Shoes adlı kısa filmi yönetmişti.

Independent Türkçe, Deadline, Variety



Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
TT

Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)

Kevin E. G. Perry Kültür ve Yaşam Haberleri Yazarı 

Stellan Skarsgård, yönetmen Ingmar Bergman hakkında bir iddiada bulunarak "Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum" dedi.

74 yaşındaki Dune yıldızı, çığır açan yönetmenle İsveç tiyatrosu ve televizyonunda defalarca birlikte çalışmıştı.

2007'de 89 yaşında hayatını kaybeden Bergman, 1957 yapımı Yedinci Mühür (Det sjunde inseglet) ve 1966 yapımı Persona gibi klasikler sayesinde tüm zamanların en etkili sinemacılarından biri kabul ediliyor. Yönetmenin 1972 yapımı Çığlıklar ve Fısıltılar'ı (Viskningar och rop), Akademi Ödülleri'nde En İyi Film dalında aday gösterilmişti.

Çek Cumhuriyeti'nde düzenlenen Karlovy Vary Film Festivali'nde konuşan Skarsgård, Bergman'ın çalışmalarının büyüklüğüyle Nazi inançlarını birbirinden ayırmanın mümkün olduğunu savundu.

Variety'nin haberine göre Skarsgård, "Bergman'la aramdaki karmaşık ilişki, onun pek de iyi bir adam olmamasıyla ilgili" dedi.

İyi bir yönetmendi ama yine de bir insanı pislik olduğu için kınayabilirsiniz. Caravaggio da muhtemelen pisliğin tekiydi ama harika resimler yaptı.

Skarsgård, Bergman'ın 1983 yapımı İsveç TV filmi Hustruskolan'da (Eşler Okulu) ve August Strindberg'in Rüya Oyunu (Ett drömspel) adlı eserinin 1986 yapımı sahne prodüksiyonunda rol aldı.

Skarsgård, "Bergman manipülatif biriydi" diye devam etti. 

Savaş döneminde Nazi'ydi ve Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum.

Biz onu mazur görmeye devam ettik ama onun başkalarına karşı çok tuhaf bir bakış açısı olduğunu hissediyorum. Bazı insanların değersiz olduğunu [düşünüyordu]. Başkalarını manipüle ederken bu hissediliyordu. İyi biri değildi.

Bergman geçmişte Nazilerle aynı inançları paylaştığını yaşamının ilerleyen dönemlerinde kabul etmiş ancak Holokost'un gerçeklerini öğrendikten sonra bunları onaylamadığını söylemişti.

Yönetmen, 1936'da Almanya'ya yaptığı bir öğrenci değişim gezisinde Hitler'i konuşurken görmüş. İsveç'in II. Dünya Savaşı'nda iddia ettiği kadar tarafsız olup olmadığını inceleyen bir kitap yazan yazar Maria-Pia Boethius'a konuşan Bergman şöyle demişti:

Hitler inanılmaz derecede karizmatikti. Kalabalığı heyecanlandırdı.

Bergman "Benim gördüğüm Nazizm eğlenceli ve genç duruyordu" diye eklemişti.

En büyük tehdit, nefret edilen Bolşeviklerdi.

Yönetmen, Nazi inançlarından ancak toplama kamplarının görüntülerini gördükten sonra vazgeçtiğini söylemişti. "Toplama kamplarının kapıları açıldığında ilk başta gözlerime inanmak istemedim" demişti. 

Gerçek ortaya çıktığında korkunç bir şok yaşadım. Acımasız ve vahşi bir şekilde aniden masumiyetimden koparıldım.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment