Gerçek olaylardan esinlenen Meksika dizisi onayı kaptı: İkinci sezon yolda

Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 puan elde etmişti

1970'lerde geçen dizinin başrolündeki Bárbara Mori, oyunculuk kariyerine 10 yaşındayken rol aldığı dizilerle başladı (Apple)
1970'lerde geçen dizinin başrolündeki Bárbara Mori, oyunculuk kariyerine 10 yaşındayken rol aldığı dizilerle başladı (Apple)
TT

Gerçek olaylardan esinlenen Meksika dizisi onayı kaptı: İkinci sezon yolda

1970'lerde geçen dizinin başrolündeki Bárbara Mori, oyunculuk kariyerine 10 yaşındayken rol aldığı dizilerle başladı (Apple)
1970'lerde geçen dizinin başrolündeki Bárbara Mori, oyunculuk kariyerine 10 yaşındayken rol aldığı dizilerle başladı (Apple)

Apple TV+, Meksika yapımı suç dizisi Women in Blue (Las Azules) için ikinci sezon onayını verdi. 

Variety'nin özel haberine göre Bárbara Mori, dizinin yeni sezonunda María karakteriyle yeniden izleyici karşısına çıkacak. Ximena Sariñana, Natalia Téllez ve Amorita Rasgado da kadroya geri dönen isimler arasında. 8 bölümden oluşacak ikinci sezonun çekimleri başladı bile.

Normlara karşı gelen 4 kadının öyküsü

Apple'ın paylaştığı bilgilere göre yeni sezonda, Meksika'nın ilk kadın polis teşkilatını kurarak dönemin aşırı muhafazakar normlarına karşı gelen 4 kadının hikayesi devam ediyor. 

Teğmenliğe terfi eden María, yemin ettiği kurallarla gerçeğin peşindeki vicdanı arasında sıkışırken, genç bir üniversite öğrencisinin cinayetiyle başlayan olaylar zinciri yeni kurbanlar ve daha derin bir komplonun izlerini açığa çıkarıyor. Cinayetler kötüleştikçe fail, mağdur ve intikamcı arasındaki sınırlar belirsizleşiyor. María, Ángeles, Gabina ve Valentina, gömülü sırlarla dolu karanlık bir labirentin içine çekiliyor.

Women in Blue, Fernando Rovzar ve Pablo Aramendi tarafından yaratıldı. İkili aynı zamanda dizinin yönetici yapımcılığını, senaristliğini ve yönetmenliğini üstleniyor. Wendy Riss, Erica Sánchez Su ve Billy Rovzar da yapımcı kadrosunda yer alıyor. Dizi, Lemon Studios imzası taşıyor.

100 tam puan aldı: "Zekice ve düşündürücü"

Temmuz 2024'te Apple TV+'ta yayına giren ilk sezonu televizyon yazarlarından tam not alan yapım, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 puan elde etmişti. 

Variety yazarı Aramide Tinubu, diziyi "Meksika'nın ilk kadın polis teşkilatının hikayesini anlatan, son derece detaylı, zekice ve düşündürücü bir seri katil gizemi" diye tanımlamıştı. 

Tinubu ayrıca, "Dizi, telenovela sınırlarına zaman zaman yaklaşsa da akıllıca kurgulanmış senaryosu ve atmosferiyle izleyicisini final sahnesine kadar diken üstünde tutmayı başarıyor" ifadelerini kullanmıştı.

Independent Türkçe, Variety, Deadline



Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
TT

Efsanevi yönetmen hakkında dikkat çeken iddia: "Hitler ölünce ağladı"

Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)
Stellan Skarsgard, yönetmen Ingmar Bergman'ın "Hitler öldüğünde ağlayan" bir "Nazi" olduğunu iddia etti (AP)

Kevin E. G. Perry Kültür ve Yaşam Haberleri Yazarı 

Stellan Skarsgård, yönetmen Ingmar Bergman hakkında bir iddiada bulunarak "Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum" dedi.

74 yaşındaki Dune yıldızı, çığır açan yönetmenle İsveç tiyatrosu ve televizyonunda defalarca birlikte çalışmıştı.

2007'de 89 yaşında hayatını kaybeden Bergman, 1957 yapımı Yedinci Mühür (Det sjunde inseglet) ve 1966 yapımı Persona gibi klasikler sayesinde tüm zamanların en etkili sinemacılarından biri kabul ediliyor. Yönetmenin 1972 yapımı Çığlıklar ve Fısıltılar'ı (Viskningar och rop), Akademi Ödülleri'nde En İyi Film dalında aday gösterilmişti.

Çek Cumhuriyeti'nde düzenlenen Karlovy Vary Film Festivali'nde konuşan Skarsgård, Bergman'ın çalışmalarının büyüklüğüyle Nazi inançlarını birbirinden ayırmanın mümkün olduğunu savundu.

Variety'nin haberine göre Skarsgård, "Bergman'la aramdaki karmaşık ilişki, onun pek de iyi bir adam olmamasıyla ilgili" dedi.

İyi bir yönetmendi ama yine de bir insanı pislik olduğu için kınayabilirsiniz. Caravaggio da muhtemelen pisliğin tekiydi ama harika resimler yaptı.

Skarsgård, Bergman'ın 1983 yapımı İsveç TV filmi Hustruskolan'da (Eşler Okulu) ve August Strindberg'in Rüya Oyunu (Ett drömspel) adlı eserinin 1986 yapımı sahne prodüksiyonunda rol aldı.

Skarsgård, "Bergman manipülatif biriydi" diye devam etti. 

Savaş döneminde Nazi'ydi ve Hitler ölünce ağlayan bir tek onu tanıyorum.

Biz onu mazur görmeye devam ettik ama onun başkalarına karşı çok tuhaf bir bakış açısı olduğunu hissediyorum. Bazı insanların değersiz olduğunu [düşünüyordu]. Başkalarını manipüle ederken bu hissediliyordu. İyi biri değildi.

Bergman geçmişte Nazilerle aynı inançları paylaştığını yaşamının ilerleyen dönemlerinde kabul etmiş ancak Holokost'un gerçeklerini öğrendikten sonra bunları onaylamadığını söylemişti.

Yönetmen, 1936'da Almanya'ya yaptığı bir öğrenci değişim gezisinde Hitler'i konuşurken görmüş. İsveç'in II. Dünya Savaşı'nda iddia ettiği kadar tarafsız olup olmadığını inceleyen bir kitap yazan yazar Maria-Pia Boethius'a konuşan Bergman şöyle demişti:

Hitler inanılmaz derecede karizmatikti. Kalabalığı heyecanlandırdı.

Bergman "Benim gördüğüm Nazizm eğlenceli ve genç duruyordu" diye eklemişti.

En büyük tehdit, nefret edilen Bolşeviklerdi.

Yönetmen, Nazi inançlarından ancak toplama kamplarının görüntülerini gördükten sonra vazgeçtiğini söylemişti. "Toplama kamplarının kapıları açıldığında ilk başta gözlerime inanmak istemedim" demişti. 

Gerçek ortaya çıktığında korkunç bir şok yaşadım. Acımasız ve vahşi bir şekilde aniden masumiyetimden koparıldım.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment