Buzdolabınız neden kötü kokuyor: Kokuyu gidermek için yapılması gerekenler

Buzdolabından gelen kötü kokuların birkaç nedeni var

Araştırmacılar dolaptaki yiyeceklerin örtülü olup olmadığına dikkat çekiyor (Unsplash)
Araştırmacılar dolaptaki yiyeceklerin örtülü olup olmadığına dikkat çekiyor (Unsplash)
TT

Buzdolabınız neden kötü kokuyor: Kokuyu gidermek için yapılması gerekenler

Araştırmacılar dolaptaki yiyeceklerin örtülü olup olmadığına dikkat çekiyor (Unsplash)
Araştırmacılar dolaptaki yiyeceklerin örtülü olup olmadığına dikkat çekiyor (Unsplash)

Buzdolabını açtığınızda nereden geldiğini anlamadığınız bir koku mu hissediyorsunuz?

Çoğu kişi, çabuk bozulan yiyecekleri dondurucuda aylarca taze tutabileceğini düşünüyor. Ne yazık ki bilim insanlarına göre bu, her zaman geçerli değil.

Avustralya'daki Swinburne Teknoloji Üniversitesi'nden mikrobiyoloji profesörü Enzo Palombo ve Rosalie Hocking, The Conversation'da konuyla ilgili bir yazı kaleme aldı.

İkili, buzdolabından gelen kötü kokuların birkaç nedeni olduğunu ifade etti.

Yazıya göre bunun ilk nedeni genellikle mikroskobik canlılar. Yani bakteriler, mayalar veya küfler.

Derin dondurucular veya buzluklar yiyeceklerin bozulmasıyla ortaya çıkan mikroplarının büyümesini önemli ölçüde yavaşlatıyor. Ancak araştırmacılara göre sıcaklık -18 derecenin üzerinde olduğunda bu mikropların gelişmesi mümkün.

Palombo ve Hocking, bunun birkaç saatten fazla elektrik kesintisi olduğunda veya doğrudan dondurucuya sıcak bir şey konduğunda da meydana gelebileceğini belirtiyor.

Ayrıca dökülen yiyecekler ve kapağı açık konan tencereler ve kaplar da mikropların işe koyulması için fırsat sağlıyor.

İkili, "Birçok mikrobun dondurucu soğuklarda da hayatta kalacağını ve koşullar uygun olduğunda yeniden büyümeye başlayacağını da belirtmekte fayda var" diyor:

Örneğin, yiyeceği çıkarır, kısmen çözer ve tekrar dondurucuya koyarsanız.

Yiyecek bozulduğunda ilk olarak, mikroplar büyümeye başlıyor ve birkaç keskin kimyasal üretiliyor.

Bunlara genellikle uçucu organik bileşikler (VOC) adı veriliyor.

Kokunun kaynağı donmanın kendisi olabilir

Bu arada istenmeyen kokulara sadece mikrobiyal organizmalar yol açmıyor. Bilim insanları dondurucuda da bir dizi kimyasal işlem olduğuna dikkat çekiyor.

Buna göre gıdadaki su donarken, organik moleküller yoğunlaşıyor ve dışarı atılıyor. Bunlar uçucuysa dondurucuda hareket ediyor ve başka şeylere yapışıyor. 

The Conversation'daki yazıda bu süreç buzullara benzetiliyor:

Deniz suyu donarken tuz uzaklaştırılır. Böylece buzdağı tatlı sudan oluşur ve çevredeki deniz suyu daha tuzlu ve daha yoğun bir tuzlu su haline gelir.

İkiliye göre bahsi geçen uçucu maddelerin bazıları suyu seviyor. Diğerleri sudan hoşlanmıyor ve başka şeylere yapışarak koku yaymalarına neden oluyor.

Kokuyu gidermek için ne yapmalı?

Buzdolabındaki kokuları gidermek için atılabilecek ilk adımsa yiyeceğin üzerini kapatmak olabilir.

Palombo ve Hocking, "Yiyecekleri hava geçirmez bir kaba koyarsanız (cam en iyisi), bakteriler veya yiyeceğin kendisi tarafından üretilen aromatik bileşiklerin salınmasını önemli ölçüde yavaşlatır. Örtülü yiyeceklerin, etrafındaki diğer yiyeceklerden gelen kokuları ve tatları emmesi de daha az olasıdır" diyor.

Ancak kokular zaten oluşmuşsa şu adımlar izlenebilir:

- Buz kristalleri oluşturan her şeyi atın ve gerisini dondurucuyla ilgilenirken daha soğuk bir bölgede saklayın. 

- Tüm ürünleri çıkardıktan sonra, rafları da çıkarın ve kırıntıları temizleyin.

- Tüm yüzeyleri ılık sabunlu su veya iki yemek kaşığı kabartma tozu ve ılık su karışımı kullanarak silin.

- Tüm rafları ve buz bölmelerini yıkayın ve tamamen kurumasını bekleyin.

Ayrıca Yiyecek eklemeden önce dondurucuya biraz kabartma tozu koymak, kalan kokuların emilmesine yardımcı olabilir.

 

Independent Türkçe, The Conversation, IFL Science



Şaşırtıcı zeytinyağı araştırması: Diğerlerinden daha fazla kilo aldırıyor

Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
TT

Şaşırtıcı zeytinyağı araştırması: Diğerlerinden daha fazla kilo aldırıyor

Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)

Zeytinyağında yoğun olarak bulunan bir yağ asidinin, zamanla diğer yağlara kıyasla daha fazla kilo almaya yol açabileceği tespit edildi. Bilim insanları özellikle kalp hastalığı riski taşıyan kişilerin dikkatli olmasını söylüyor.

Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmaya katkı sunmasının yanı sıra beyin ve kalp sağlığını desteklemesiyle biliniyor.

Ancak Oklahoma, Yale ve New York üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışmasına göre bu yağı fazla tüketmenin zararlı sonuçları olabilir.

Bir omega-9 yağ asidi olan oleik asit, zeytinyağının ana yağ bileşeni ve kanola, ayçiçeği, avokado yağlarının yanı sıra çeşitli hayvansal yağlarda da bulunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Cell Reports'ta yayımlanan çalışmada farelere, hindistancevizi yağı, fıstık yağı, süt, domuz yağı ve soya yağı kullanarak yağ oranı yüksek çeşitli diyetler uygulandı.

Araştırmacılar oleik asidin, iki proteinin aktivitesini değiştirerek yeni yağ hücrelerini oluşturan öncü hücrelerin daha hızlı büyümesine yol açtığını gözlemledi. İncelenen çeşitli yağ asitlerinden sadece oleik asit, vücudun yağ hücresi gelişim yolunu tetikledi.

Makalenin ortak yazarı Dr. Michael Rudolph, "Yağ hücrelerini ordu gibi düşünebilirsiniz" diyerek ekliyor:

Oleik asit verildiğinde, ilk olarak ordudaki 'yağ hücresi askerlerinin' sayısı artıyor ve bu da fazla besin maddelerini depolama kapasitesini artırıyor. Zamanla vücuda alınan besin miktarı yağ hücresi sayısını aşarsa obezite gelişebilir ve bu da kontrol edilmezse kardiyovasküler hastalık veya diyabete yol açabilir.

Öte yandan araştırmacılar oleik asidin daha düşük seviyelerde tüketilmesinin sağlığa faydalı olduğunu da tespit etti. 

Ayrıca çalışmanın fareler üzerinde yapıldığını ve insanlarda aynı etkilerin görülmeyebileceğini belirtmekte de fayda var.

Yine de uzmanlar çeşitli faydalarına rağmen zeytinyağını aşırı tüketmeyi tavsiye etmiyor.

Dr. Rudolph "Bence buradan çıkarılacak ders, ölçülü olmak ve farklı kaynaklardan yağ tüketmek" diyor:

 Oleik asidi nispeten dengeli seviyelerde almak faydalı gibi görünüyor ancak daha yüksek miktarda uzun süre tüketmek zararlı olabilir. Kalp hastalığı riski taşıyan kişilerde yüksek oleik asit seviyeleri iyi bir fikir olmayabilir.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Daily Mail, New Atlas, Cell Reports