Göz tansiyonu ve körlük hakkında 5 efsane

Göz tansiyonu ve körlük hakkında 5 efsane
TT

Göz tansiyonu ve körlük hakkında 5 efsane

Göz tansiyonu ve körlük hakkında 5 efsane

Şarku’l Avsat’ın Onlymyhealth adlı sağlık portalından aktardığı habere göre, EyeQ Tıbbi Direktörü Dr. Ajay Sharma, göz tansiyonu (glokom) ve körlük konusunda yanlış bilgiye sahip olmamıza neden olan 5 efsaneye açıklık getirirken, göz sağlığımız için sorumluluk almamızı sağlayan bazı gerçekleri ortaya çıkarıyor.

Glokom nedir?

Genellikle ‘görüş yetisinin sessiz hırsızı’ olarak adlandırılan glokom, dünya çapında milyonlarca kişiyi etkileyen karmaşık bir göz hastalığıdır. Bu durumu oluşturan bir grup göz hastalığı, gözden beyne görsel bilgi göndermekle görevli görme sinirlerinin zarar görmesinden kaynaklanır.

Bu hasar genellikle artan göz içi basıncından (göz içindeki basınç) kaynaklanır ve bu durum, ilerleyici görme kaybına ve tedavi edilmezse potansiyel körlüğe yol açabilir.

Sharma, glokom hakkındaki 5 efsaneyi çürüttü:

Efsane 1: Glokom sadece yaşlıları etkiler

Glokom riskinin yaşla birlikte arttığı doğru olmakla birlikte, her yaş grubundan bireyleri etkileyebilir. Doğuştan glokom olarak bilinen bir tür doğumdan hemen sonra bile saptanabilir ve küçük çocuklarda görülen birkaç glokom türü vardır. Glokom veya diyabetik retinopati gibi potansiyel olarak körlüğe neden olabilecek göz bozukluklarının ortaya çıkması yıllar alabilir. Hastalık temel görüşü mevcut halde etkilenmezken, bazı iç göz dokularına zarar veriyor olabilir.

Efsane 2: Glokomun bir dizi semptomu vardır

Glokomdan sık sık ‘görüş yetisinin sessiz hırsızı’ olarak anılmasının bir nedeni vardır. Erken evrelerinde, glokom tipik, belirgin semptomlar göstermez. Glokomun en tipik semptomlarından birkaçı gözlerin yaşlı olması veya bulanık görme olsa da çoğu zaman hiçbir semptom görülmez. Keşfedilmesinin bu kadar uzun sürmesinin nedeni budur.

Efsane 3: Glokom, aşırı ekran süresinden kaynaklanır

Ekran süresini glokomla ilişkilendirmek doğru değildir. Aşırı ekran süresi gözlerinizi yorabilecek olsa da, loş ışıkta ekrana bakmaktan zarar görmezsiniz.

Efsane 4: Diyabetin yalnızca retina üzerinde etkisi vardır

Diyabet sadece vücuttaki hemen hemen her organı değil, aynı zamanda gözün hemen hemen her bileşenini de etkiler. Diyabet hastalarında retinopati ve katarakt daha yaygın göz hastalıkları olmasına rağmen, glokom gelişme riski daha yüksek görülür.

Efsane 5: Glokom yalnızca bir gözde olur

Glokom her zaman iki gözü de etkiler, sadece bir göz diğerinden daha önce etkilenir.

Dr. Sharma son olarak şunları söyledi:

“Dengeli beslenme ve düzenli egzersiz gibi sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, göz sorunları da dahil olmak üzere birçok kronik hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir. Glokom gizlice gözlerimize girerek, yavaş ve sessiz bir şekilde görüşümüzü elimizden alır. Bu nedenle, ailede glokom öyküsü olan vakalarda 40 yaşından sonra veya daha önce düzenli olarak glokom kontrolü yaptırmak çok önemlidir.”



Prostat kanseri teşhisinde çığır açabilecek bir idrar testi geliştirildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Prostat kanseri teşhisinde çığır açabilecek bir idrar testi geliştirildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları idrarda prostat kanserinin bir işaretini keşfetti. Bu ilerleme, ölümcül hastalığın teşhisinde daha basit ve iyi bir yönteme önayak olabilir.

Prostat kanseri, dünya genelinde erkekler arasında önde gelen ölüm nedenlerinden biri. Her yıl yüz binlerce kişi bu kötü huylu hastalığa yenik düşüyor ve yılda bir milyondan fazla yeni vaka teşhis ediliyor.

Bununla birlikte, vücutta erken aşamadaki tümörün spesifik belirtilerinin olmaması nedeniyle teşhisi hâlâ zor. Halihazırda, prostat bezi tarafından üretilen bir proteinin seviyesini ölçerek kanseri tespit etmek için PSA adı verilen kan testi kullanılıyor.

Prostat spesifik antijen (PSA) proteininin yüksek seviyeleri prostat kanserinin yanı sıra diğer kanser dışı durumlara da işaret edebiliyor.

PSA'ya dayalı tarama genellikle yanlış pozitif sonuçlara, gereksiz biyopsilere ve hatta bazen teşhisin atlanmasına yol açıyor.

Şimdiyse araştırmacılar, idrarda prostat kanserinin varlığını ve ciddiyetini yüksek hassasiyetle gösterebilecek bir dizi "son derece doğru" işaret tespit etti.

gfbhjyuk
Prostat kanseri illüstrasyonu (Michigan Medicine)

Cancer Research adlı akademik dergide yayımlanan son çalışmaya göre, SPON2, AMACR ve TMEFF2 adlı molekülleri içeren bu işaretler, prostat kanserini tahmin etmede PSA'dan çok daha doğru ve spesifik.

Araştırmacılar, bu yöntemlerin kötü huylu hastalığın tedavisini kişiselleştirmek üzere ilaç hedeflerini belirlemek için de kullanılabileceğini belirtiyor.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarlarından Mikael Benson, "İdrarda biyolojik işaretleri ölçmenin pek çok avantajı var. İnvaziv değil, ağrısız, muhtemelen evde yapılabilir ve numune klinik laboratuvarlardaki rutin yöntemler kullanılarak analiz edilebilir" dedi.

Araştırmada bilim insanları prostat tümörlerinden alınan binlerce hücrede mRNA moleküllerinin aktivitesini analiz etti.

Araştırmacılar bu molekülleri ve faaliyetlerini, bu hücrelerin her birindeki kanserin yeri ve ciddiyetiyle eşleştirdi.

Daha sonra bilim insanları yapay zekayı kullanarak prostat kanseri için güvenilir işaretler olarak hizmet edebilecek molekülleri tanımladı.

Yaklaşık 2 bin hastadan alınan kan, prostat dokusu ve idrar örneklerini analiz ederek bulguları daha da doğruladılar.

Dr. Benson, "PSA'dan daha kesin yeni biyolojik işaretler, prostat kanseri olan erkekler için daha erken tanı ve daha iyi prognoz sağlayabilir. Dahası, sağlıklı erkeklerde gereksiz prostat biyopsilerinin sayısını azaltabilir” dedi.

Bilim insanları, bulguların prostat kanserini teşhis etmek için gen aktivite analizi ve yapay zeka gibi yöntemleri birleştirme potansiyelini gösterdiğini söylüyor.

Araştırmacılar, testi daha büyük, daha çeşitli popülasyonlarda doğrulamayı ve klinik uygulama için geliştirmeyi umuyor.

Independent Türkçe