Tartıdan doğru sonucu almak için ne yapmalı?

Hangi saatler ideal?

Uzmanlara göre kilo vermenin anahtarı, sağlıklı beslenme ve egzersiz (Unsplash)
Uzmanlara göre kilo vermenin anahtarı, sağlıklı beslenme ve egzersiz (Unsplash)
TT

Tartıdan doğru sonucu almak için ne yapmalı?

Uzmanlara göre kilo vermenin anahtarı, sağlıklı beslenme ve egzersiz (Unsplash)
Uzmanlara göre kilo vermenin anahtarı, sağlıklı beslenme ve egzersiz (Unsplash)

Uzmanlara göre gün içinde tartıya çıkınca en doğru sonuçların görülebileceği belirli zamanlar var. 

Kilosunu sıklıkla kontrol edenler, günün farklı saatlerinde tartının farklı rakamlar gösterdiğini muhtemelen biliyor.

Amerikan Fizyoloji Derneği'ne göre bunun nedeni, gece boyunca daha az yemek yenmesi ve terleme ya da nefes alma yoluyla su kaybedilmesi.

En doğru sonuç

Bu noktada akşa şu soru geliyor: Sabah tartılmak, ne kadar kilo kaybettiğimiz veya aldığımız hususunda bizi yanıltır mı?

Aslında bunun aksine, tartıdan en doğru sonucu, sabah tuvalete çıktıktan sonra ve kahvaltıdan ya da ilk suyu içmeden önce tartılanlar alıyor.

Uzmanlara göre sabah saatleri en iyi zaman.

Zira vücudunuza bir önceki gün yediğiniz ve içtiğiniz her şeyi düzgün bir şekilde sindirme fırsatı vermiş ve midenizi nispeten boş bırakmış oluyorsunuz.

Günün ideal zamanında tartılmanın yanı sıra, kilo kaybını veya hedefe yönelik ilerlemeyi daha iyi takip etmenin başka yolları da var.

Bununla ilgili öneriler şu şekilde:

Haftada bir kez, günün aynı saatinde tartılın.

Tartınızı sağlam, düz bir yüzeyde tutun.

Ağırlığınızı her iki ayağınız arasında eşit olarak dağıtın.

Tartı üzerinde çıplak ayakla durun.

Tartı üzerinde olabildiğince az kıyafet giyin.

Öte yandan uzmanlar, tartıyla kurulan sağlıksız ilişkilere de dikkat çekiyor.

Kilo kontrolünün hayatları üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşünenler, bir uzmandan destek almayı veya tartıdan bir süreliğine ayrılmayı düşünebilir.

Zira bunun sonucunda beden algı bozukluğu gibi ciddi durumlar ortaya çıkabilir.

 

Independent Türkçe, CNET, Consumer Reports



Zayıflama iğneleri, migren hastalarına umut oldu

Araştırmacılar diyabet tedavisinde yaygın olarak kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti (Pexels)
Araştırmacılar diyabet tedavisinde yaygın olarak kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti (Pexels)
TT

Zayıflama iğneleri, migren hastalarına umut oldu

Araştırmacılar diyabet tedavisinde yaygın olarak kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti (Pexels)
Araştırmacılar diyabet tedavisinde yaygın olarak kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti (Pexels)

Rebecca Whittaker 

Yeni bir araştırmaya göre zayıflama iğneleri, migren hastalarının ağrısını yarı yarıya azaltabilir.

GLP-1 reseptör agonistleri diye de bilinen Ozempic ve Wegovy gibi ilaçlar, kan şekerini, iştahı ve sindirimi düzenleyen doğal hormonu taklit ederek çalışıyor.

Araştırmacılar diyabet tedavisinde sık kullanılan GLP-1 ilacı liraglutidin, migren sıklığını kayda değer derecede azaltma potansiyeli taşıdığını keşfetti.

Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi'ne göre, migren Birleşik Krallık'ta yaklaşık 6 milyon kişiyi etkiliyor. Üç gün sürebilen ataklar; ağrı, mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve ışığa, sese ve kokulara duyarlılığa neden olabiliyor.

Napoli Üniversitesi Baş Ağrısı Merkezi'nden araştırmacılar, obezite ve kronik migreni olan 26 yetişkine liraglutid ilacı verdi.

Sonuçları 2025 Avrupa Nöroloji Akademisi (European Academy of Neurology / EAN) Kongresi'nde sunulan çalışmada, ilacı alanların başının ayda ortalama 11 gün daha az ağrıdığı tespit edildi.

Katılımcılar ayrıca ilacı aldıktan sonraki sadece iki hafta içinde yaşam kalitesi, iş, eğitim ve sosyal işlevlerde anlamlı iyileşmeler yaşadı.

Baş araştırmacı Dr. Simone Braca, "Çoğu hasta ilk iki hafta içinde kendini daha iyi hissetti ve yaşam kalitesinde kayda değer bir iyileşme olduğunu bildirdi" diyor.

Kilo kaybı orta düzeyde ve istatistiksel açıdan anlamlı olmasa da bu fayda üç aylık gözlem süresi boyunca devam etti.

Kafa içi basıncındaki hafif artışların migren ataklarıyla bağlantılı olduğuna dair kanıtlar giderek artıyor.

Bu durum, beyin ve omuriliği çevreleyen beyin-omurilik sıvısının basıncının artmasından kaynaklanıyor. Basınç artışı, ciddi kafa travması, felç, beyin tümörü veya yüksek tansiyon nedeniyle meydana gelebiliyor.

Ancak beyin-omurilik sıvısı salgısını azaltan liraglutid gibi GLP-1 reseptör agonistlerinin, idiyopatik intrakraniyal hipertansiyon (İİH) tedavisinde etkili olduğu kanıtlandı.

Çalışmaya katılan hastalar, İİH'yi elemek için papilödem (kafa içi basıncındaki artış sonucu optik disk şişmesi) ve altıncı sinir felci taramasından geçti.

Dr. Braca ve meslektaşları, GLP-1 ilaçlarının, migrenin ardındaki kilit molekül olan CGRP (kalsitonin geni ile ilişkili peptid) salımını azaltabileceğine inanıyor.

Dr. Braca, "Bu ilaçların beyin-omurilik sıvısı basıncını düzenleyerek ve kafa içi venöz sinüslerin sıkışmasını azaltarak migreni tetikleyen kritik bir peptid olan, kalsitonin geniyle ilişkili peptidin (CGRP) salımını azalttığını düşünüyoruz" diyor.

Bu da kafa içi basınç kontrolünü yepyeni, farmakolojik olarak hedeflenebilir bir yol haline getirecektir.

Araştırma makalesinin yazarları, liraglutidin tip 2 diyabet ve obezitede kullanımının yerleştiği göz önüne alındığında, nörolojide ilaçın farklı amaçla kullanıldığı umut verici bir durumun yaşanabileceğini söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news