Mitokondriyal bozukluğu olan çocuklar viral enfeksiyonlara karşı daha hassas

Mitokondri besin ve oksijeni enerjiye dönüştürüyor. (Ulusal İnsan Genomu Araştırmaları Enstitüsü)
Mitokondri besin ve oksijeni enerjiye dönüştürüyor. (Ulusal İnsan Genomu Araştırmaları Enstitüsü)
TT

Mitokondriyal bozukluğu olan çocuklar viral enfeksiyonlara karşı daha hassas

Mitokondri besin ve oksijeni enerjiye dönüştürüyor. (Ulusal İnsan Genomu Araştırmaları Enstitüsü)
Mitokondri besin ve oksijeni enerjiye dönüştürüyor. (Ulusal İnsan Genomu Araştırmaları Enstitüsü)

Yaklaşık her beş bin kişiden biri, sinir sistemini etkileyen Leigh sendromu ve gözleri ve kalbi etkileyen Kearns-Sayre sendromu gibi mitokondriyal bozukluklardan mustarip. Mitokondriyal bozuklukların karaciğer ve beyin gibi organları etkilediği bilinirken, bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri hakkında çok bilgi var.

International Immunology dergisinde cuma günü yayınlanan çalışmada araştırmacılar, mitokondriyal bozukluğu olan çocuklarda B bağışıklık hücrelerinin işlevi değişiminin, viral enfeksiyona karşı zayıf bir antikor tepkisi oluşmasına yol açtığını, zira mitokondriyal bozukluğu olanların bağışıklıklarının istilacı virüsleri daha az tanıma, nötralize etme ve yok etme yeteneğinin olduğunu tespit etti.

Ulusal İnsan Genomu Araştırmaları Enstitüsü’nde (NHGRI) Metabolizma, Enfeksiyon ve İmmünoloji Bölümü’nde araştırma görevlisi yardımcısı ve çalışmanın araştırmacılarından Eliza Gordon-Lipkin, Enstitü’nün internet sitesinde yayınlanan açıklamada şunları söyledi:

“Mitokondri, yiyecek ve oksijeni enerjiye dönüştürdüğü için vücuttaki hemen hemen her hücrenin önemli bir bileşenidir. 350’den fazla gendeki genomik varyantlar, hangi hücrelerin etkilendiğine bağlı olarak değişen semptomlarla mitokondriyal bozukluklarla ilişkilendirilmiştir.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre araştırmacılar, mitokondriyal bozuklukları olan çocuklarda bağışıklık hücrelerinin genetik aktivitesini analiz etti. Çalışma sonucunda, viral enfeksiyonlarla savaşmak için antikor üretmekten sorumlu olan B hücrelerinin, hücreler üzerindeki strese daha az dayanabildikleri tespit edildi.

NHGRI araştırmacısı, Metabolizma, Enfeksiyon ve Bağışıklık Bölümü başkanı ve çalışmanın kıdemli yazarı Peter McGuire şu açıklamada bulundu:

“Mitokondriyal bozukluğu olan çocuklar için enfeksiyonlar yaşamlarını tehdit eden bir seviyede olabilir veya mitokondriyal bozukluklarını kötüleştirebilir. Bu hastalarda bağışıklık hücrelerinin nasıl farklılaştığını ve bunun enfeksiyonlara tepkilerini nasıl etkilediğini anlamak istedik.”

Araştırmacılar, farklı hücre türlerindeki gen aktivitesini analiz eden bir teknik kullanarak, kanda bulunan bağışıklık hücrelerini inceledi. Stresli koşullar sırasında hücrelerin, genlerin ne zaman ve nerede açılıp kapatılacağını kontrol etmeye yardımcı olan ve hücrelerin hayatta kalmasına yardımcı olan hücresel yolları kontrol eden mikroRNA’lar (küçük RNA şeritleri) ürettiği gözlemlendi.

McGuire sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu hastalardaki B hücrelerinin plazma hücrelerine dönüşüp antikor ürettiklerinde hücresel strese girdiklerini daha sonra bu B hücrelerinin bununla başa çıkmak için mikroRNA üreterek hayatta kalmaya çalıştıklarını düşünüyoruz. B hücreleri çok kırılgandır, dolayısıyla bu koşullara dayanamazlar.”



Zayıflama ilaçlarının göz sağlığını tehdit ettiği bulundu

 Bir hasta diyabetik retinopati için lazer tedavisi görüyor (AFP/Arşiv)
Bir hasta diyabetik retinopati için lazer tedavisi görüyor (AFP/Arşiv)
TT

Zayıflama ilaçlarının göz sağlığını tehdit ettiği bulundu

 Bir hasta diyabetik retinopati için lazer tedavisi görüyor (AFP/Arşiv)
Bir hasta diyabetik retinopati için lazer tedavisi görüyor (AFP/Arşiv)

İki yeni çalışmada, zayıflama ilaçlarının bazı kişilerde görme kaybına yol açan ciddi göz hastalıklarına neden olabileceği öne sürüldü.

JAMA'da yayımlanan bir çalışmada, yaklaşık 1,5 milyon kişiden elde edilen veriler değerlendirilerek semaglutid veya tirzepatid gibi ilaçları kullanan diyabet hastalarında optik sinir bozuklukları riskinin arttığı tespit edildi.

Araştırma özellikle nonarteritik anterior iskemik optik nöropati (NAION) adı verilen nadir ancak ağır bir rahatsızlığa işaret ediyor. Bu hastalıkta optik sinire giden kan akışının aniden azalması veya engellenmesi sonucu "göz felci" yaşanıyor. Araştırmacılar, The Conversation'da yazdıkları makalede, hastaların bunu ancak bir gözlerinde görme kaybı yaşadıktan sonra fark ettiğini belirtiyor.

Hastalığın herhangi bir tedavisi yok.

Daha önce yapılan bir çalışmada bir hastada semaglutidin yan etkisi olarak NAION görülme olasılığının 10 binde bir olduğu belirtilmişti. Ancak son araştırmada, semaglutid veya tirzepatid kullanan 159 bin tip 2 diyabet hastasının 35'inde (yaklaşık 2 bin 500'de 1) NAION geliştiği saptandı. 

Araştırmacılar, "İki yıllık takip süresince semaglutid veya tirzepatid grubundaki 35 hastada NAION görüldü" diyor.

93 hastadaysa başka optik sinir hastalıkları vardı.

Aynı bilimsel dergide yayımlanan ve 185 bin kişiyi içeren bir başka büyük çalışma, GLP-1 RA'lar diye bilinen zayıflama ilaçlarını, retinadaki kan damarlarının hasar görmesi anlamına gelen diyabetik retinopati riskinin artmasıyla ilişkilendiriyor.

Ancak araştırmacılar her iki çalışmada da GLP-1 ilaçları kullanan katılımcılarda, diyabetik retinopati nedeniyle görme yetisini tehdit eden komplikasyonların daha az ortaya çıktığını ve diğer diyabet ilaçlarını kullananlara kıyasla, daha düşük oranda ameliyat gerektiren göz tedavisine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Araştırmacılar, ilaçları kullanmanın bu tür rahatsızlıklara neden olma riskinin genel anlamda düşük olduğunu söyleseler de daha yakından takip edilme çağrısı yapıyor.

Ayrıca zayıflama ilaçlarının göz komplikasyonlarına nasıl yol açabileceğini anlamak için daha uzun vadeli çalışmalar yapılması çağrısında bulunuyorlar.

Araştırmacılar "GLP-1 RA'ların maliyeti, bu ilaçların diyabet ve komplikasyonlarının tedavisiyle ilgili maliyetleri düşürme potansiyeliyle kıyaslanmalı" diyor.

Son araştırmalar, önceden diyabetik retinopatisi olsun ya da olmasın, zayıflama ilaçları verilen tüm diyabet hastalarının potansiyel komplikasyonlar için düzenli taranması ve izlenmesi gerektiğine işaret ediyor.

Independent Türkçe