ABD’den doğum kontrol haplarının reçetesiz satışına izin adımı

Kongre üyeleri, doğum kontrol yöntemlerine erişim hakkı talep edilen gösteriye destek verdi. (AFP)
Kongre üyeleri, doğum kontrol yöntemlerine erişim hakkı talep edilen gösteriye destek verdi. (AFP)
TT

ABD’den doğum kontrol haplarının reçetesiz satışına izin adımı

Kongre üyeleri, doğum kontrol yöntemlerine erişim hakkı talep edilen gösteriye destek verdi. (AFP)
Kongre üyeleri, doğum kontrol yöntemlerine erişim hakkı talep edilen gösteriye destek verdi. (AFP)

ABD perşembe günü, yaygın bir şekilde erişilebilmesi için ülkede ilk kez doğum kontrol haplarının reçetesiz satışına izin verdi.

AFP'nin haberine göre, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) Opill doğum kontrol hapının eczaneler, mahalle bakkalları ve süpermarketlerin yanı sıra elektronik mağazalardan da temin edilebileceğini duyurdu.

Birçok ülke doğum kontrol haplarının reçetesiz satışına izin verirken, ABD’de bu karar, kürtaj hakkının muhafazakârların kampanyalarında sertçe karşı çıktığı ve şu an birçok eyalette yasaklandığı bir dönemde geldi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ilaç firması yaptığı açıklamada, bu kararın ‘bir doktorun muayenehanesini ziyaret etmek zorunda kalmadan’ söz konusu doğum kontrol yöntemine erişime izin vererek engelleri azaltması’ gerektiğini kaydetti.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi yetkilisi Patricia Cavazoni, “Belirtildiği şekilde kullanıldığında, günlük oral kontraseptifler güvenli ve istenmeyen gebelikleri önlemede şu an reçetesiz satılan kontraseptiflerden daha etkili” dedi.

Kısa bir süre önce Perrigo tarafından satın alınan HRA Pharma’nın doğum kontrol hapı ilk kez 1973 yılında bir doktor tarafından onaylanmıştı. Reçetesiz satış onayı, kadınların doktora gitmeden bu hapı alabilmelerinin önünü açıyor.



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe