Öfke, stres ve yorgunluk: Aşırı sıcaklar psikolojimizi bozuyor

Yüksek sıcaklıklar davranış ve duyguları değiştiriyor

Yüksek sıcaklıklar akıl hastalığını artırıyor(Public Domain)
Yüksek sıcaklıklar akıl hastalığını artırıyor(Public Domain)
TT

Öfke, stres ve yorgunluk: Aşırı sıcaklar psikolojimizi bozuyor

Yüksek sıcaklıklar akıl hastalığını artırıyor(Public Domain)
Yüksek sıcaklıklar akıl hastalığını artırıyor(Public Domain)

ABD'nin Boston Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışma, aşırı sıcaklıkların duygu ve davranışlarda değişikliklere neden olduğunu ve öfke, saldırganlık, rahatsızlık, gerginlik ve yorgunluğu körükleyebileceğini belirterek, sıcaklığın ruh sağlığı üzerindeki etkileri nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri'nde acil servislere yapılan başvurularda yüzde 8'lik bir artış olduğunu ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın JAMA Psychiatry dergisinden aktardığı yeni araştırmada, 2010-2019 yılları arasında Mayıs-Eylül ayları arasında psikiyatrik acil servislere yapılan yetişkin başvuruları analiz edildi.

Sıcaklıktaki değişim, ruh halini düzenleyen ana nörotransmitter olan serotonini etkileyerek mutluluk ve neşe seviyelerinin düşmesine, stres ve yorgunluk seviyelerinin artmasına neden oluyor.

Bu bağlamda, Amerikan Baylor Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Davranış Bilimleri Uzmanı Prof. Dr. Asim Shah, üniversitenin web sitesinde yayınlanan bir açıklamada şunları söyledi: “Aşırı sıcaklar insanları hem zihinsel hem de fiziksel olarak etkiliyor ve kişinin çabuk heyecanlanmasına neden olabiliyor; Ancak etkisi bunun ötesine geçebilir. Özellikle de ruh sağlığı sorunları olan kişiler için bu durum daha belir hale geliyor” diyerek, sıcaktan ve ruh sağlığından en çok etkilenen gruplar arasında önceden psikolojik ve ruhsal sorunlardan muzdarip olan kişiler ile alkol gibi maddeleri kötüye kullananlardan stres, öfke ya da kaygıdan muzdarip kişilere kadar pek çok kişinin yer aldığını açıkladı: “Tüm ruhsal hastalık oranları sıcaklık artışıyla birlikte artar; çünkü daha fazla yorgunluk ve endişeye yol açar ve depresyon nöbetlerini şiddetlendirebilir.”

Kuraklık ve aşırı sıcaklık değişiklikleri de dahil olmak üzere iklim değişiklikleri, kirleticileri ve alerjenleri artırarak ve hava kalitesini bozarak olumsuz etkilere neden olabilir. Bu da depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu gibi ruh sağlığı sorunlarının şiddetlenmesine yol açabilir.

Shah'a göre, dışarı çıkarken vücudu nemlendirerek ve başı kapalı tutarak yüksek sıcaklıklara maruz kalmaktan kaçınmak mümkün değilse: "Serinlemek için başınıza biraz su dökebilir, yapılması gerekenleri gölgede ve klimalı yerlerde yapabilirsiniz. İlaç kullanmaya gelince, bu konuda çok dikkatli olmamız gerektiği için bir doktora danışmakta fayda var.”



Araştırmacılar sade kahvenin ömrü uzattığını söylüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Araştırmacılar sade kahvenin ömrü uzattığını söylüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Kahve içmek, ölüm riskinin azalmasıyla bağlantılı olabilir. Boston'daki Tufts Üniversitesi'nden araştırmacılar pazartesi günü, günde bir ila iki fincan kafeinli kahve içmenin tüm ölüm nedenleri ve özellikle kardiyovasküler hastalıklardan kaynaklanan ölüm riskinin azalmasıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Araştırmacılar, sade kahveyle az miktarda şeker ve doymuş yağ içeren kahvenin ölüm riskini yüzde 14 azalttığını buldu. Ancak yüksek miktarda şeker ve doymuş yağ ilaveli kahve için aynı bağlantı gözlemlenmedi.

Friedman Okulu'nun Neely Ailesi Profesörü Fang Fang Zhang yaptığı açıklamada, "Kahve, dünyada en çok tüketilen içecekler arasında ve Amerikalı yetişkinlerin neredeyse yarısı günde en az bir fincan kahve içtiğini bildiriyor. Dolayısıyla kahvenin sağlığa ilişkin ne anlama gelebileceğini bilmek bizim için önemli" dedi.

Kahvenin sağlığa faydaları, biyoaktif bileşiklerine atfedilebilir ancak sonuçlarımız, şeker ve doymuş yağ ilavesinin ölüm oranını düşürme yararını azaltabileceğini gösteriyor.

Zhang, pazartesi günü The Journal of Nutrition adlı akademik dergide yayımlanan, Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından desteklenen çalışmanın kıdemli yazarıydı.

Gözlemsel çalışmada yazarlar, Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nin 9 ardışık döngüsünden elde edilen verileri analiz etti. Çalışmanın ilk gününde 24 saat boyunca tükettikleri şeylerin geçerli bir değerlendirmesini tamamlayan 20 yaşın üzerindeki 46 bin yetişkini incelediler. Veriler 1999'dan 2018'e kadar kaydedildi.

Sonuç olarak, günde bir fincan kahve içmenin ölüm riskini yüzde 16 azalttığı bulundu. Bu oran, iki ila üç fincan içildiğinde arttı. Ancak günde üç fincandan fazlası ek bir fayda sağlamadı ve bu noktadan sonra kahveyle kardiyovasküler hastalık kaynaklı ölüm riski arasındaki olumlu ilişki zayıfladı.

Çalışma, Tulane Üniversitesi'nin sonuçlarını destekleyen önceki araştırmalara dayanıyor. 40 bin Amerikalı yetişkini kapsayan 10 yıllık bir araştırmada, özellikle sabahları kahve içenlerin, kahve içmeyenlere göre kardiyovasküler hastalıklardan ölme olasılığının yüzde 31, herhangi bir nedenden dolayı erken ölme olasılığınınsa yüzde 16 daha düşük olduğu bulunmuştu.

Başyazar Dr. Bingjie Zhou, "Kahve katkı maddelerinin kahve tüketimi ve ölüm riski arasındaki bağlantıyı nasıl etkileyebileceğini inceleyen çok az çalışma var ve bizim çalışmamız, ne kadar tatlandırıcı ve doymuş yağ eklendiğini ölçen ilk çalışmalardan biri" dedi.

Sonuçlarımız, ilave şeker ve doymuş yağın sınırlandırılmasını öneren Amerikalılar için Beslenme Rehberi'yle uyumlu.

Independent Türkçe