Kanser tedavisinde büyük atılım: Tümörleri öldüren hap üretildi

Son 20 yılda geliştirilen hapın, meme ve prostat dahil birden fazla kanserin tedavisinde etkili olduğu gösterildi

Unsplash
Unsplash
TT

Kanser tedavisinde büyük atılım: Tümörleri öldüren hap üretildi

Unsplash
Unsplash

ABD'de önde gelen bir hastanedeki bilim insanları, "hedefe yönelik kemoterapi" yoluyla solid (hücre dolu) tümörleri öldüren bir "kanser öldürücü hap" geliştirdi.

"Önemli bir havayolu merkezini kapatan, yalnızca kanser hücreleri taşıyan uçaklarda tüm uçuşları durduran bir kar fırtınasına" benzetilen protein, ABD'deki en büyük kanser araştırma ve tedavi kuruluşlarından biri olan City of Hope'daki bir araştırma ekibi tarafından geliştirildi.

AOH1996 molekülü, DNA replikasyonu ve genişleyen tümörlerin onarımı için kritik bir protein olan PCNA'nın kanserli bir varyantını hedefleyerek çalışıyor.

Klinik öncesi araştırmalar, son 20 yılda geliştirilen ilacın meme, prostat, beyin, yumurtalık, rahim ağzı, cilt ve akciğer kanserlerini tedavi etmede etkili olduğunu gösterdi.

Proteini 70'ten fazla kanser hücre hattında test eden çalışma, Cell Chemical Biology adlı bilimsel dergide yayımlandı. Sonuçlarda AOH1996'nın "normal hücre çoğalma döngüsünü bozarak" kanser hücrelerini seçici olarak öldürdüğü ve bir sonraki aşamada insanlarda klinik denemeyi ilerletmenin amaçlandığı belirtildi.

City of Hope Moleküler Teşhis ve Deneysel Tedavi Bilimleri Bölümü'nde profesör ve Moleküler Onkolojide M.T. & B.A. Ahmadinia Profesörü Doktor Linda Malkas, "PCNA, uçaklara giden birden fazla kapı içeren büyük bir havayolu terminal merkezi gibidir. Veriler kanser hücrelerinde PCNA'nın benzersiz bir şekilde değiştirildiğini gösteriyor ve bu, kanser hücrelerinde yalnızca PCNA formunu hedef alan bir ilaç tasarlamamıza imkan sağladı" diyor.

Kanser öldürücü hapımız, önemli bir havayolu merkezini kapatan, yalnızca kanser hücreleri taşıyan uçaklarda tüm uçuşları durduran bir kar fırtınası gibi. Sonuçlar umut verici. AOH1996, hücre ve hayvan modellerinde toksisiteye yol açmadan tek veya çoklu tedavilerle tümör büyümesini baskılayabilir. Araştırma amaçlı kemoterapötik şu anda City of Hope'daki insanlarda 1. Faz klinik denemesinde.

Çalışmanın baş yazarı ve Beckman Şehir Araştırma Enstitüsü Moleküler Teşhis ve Deneysel Tedavi Bilimleri Bölümü'nde doçent olan Doktor Long Gu, "Hiç kimse PCNA'yı 'tedavi edici' olarak hedeflemedi, çünkü 'tedavi edilemez' olarak görülüyordu fakat şu açık ki City of Hope, zorlu bir protein hedefi için araştırma amaçlı bir ilaç geliştirebildi" diye ekledi.

PCNA'nın kanser hücrelerinde artan nükleik asit replikasyon hatalarının muhtemel nedenlerinden biri olduğunu keşfettik. Artık sorun alanını bildiğimize ve engelleyebildiğimize göre, daha kişiselleştirilmiş, hedefe yönelik kanser ilaçları geliştirme sürecini anlamak için daha derine ineceğiz.

Independent Türkçe



Tip 1 diyabet tedavisinde çığır açıcı adım: Kanser hücrelerinden ilham alındı

Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)
Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)
TT

Tip 1 diyabet tedavisinde çığır açıcı adım: Kanser hücrelerinden ilham alındı

Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)
Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)

Bilim insanları kanser hücrelerinin bir özelliğinden yararlanarak bağışıklık sisteminin insülin üreten hücrelere saldırmasını engellemenin bir yolunu keşfetti. Yeni yöntem tip 1 diyabetin tedavisinde çığır açıcı sonuçlar doğurabilir.

Tip 1 diyabette bağışıklık sistemi, pankreasta insülin üreten beta hücrelerini tehlikeli olarak işaretleyip onları hedef alıyor. Beta hücrelerinin yok edilmesi sonucu vücut insülin üretemiyor ve kan şekerini kontrol edemiyor. 

Organ veya hücre nakli dışında bir tedavisi bulunmayan bu hastalık dünya çapında yaklaşık 9 milyon kişiyi etkiliyor. 

ABD'deki Mayo Clinic'ten araştırmacılar yeni çalışmalarında ilginç bir yöntem deneyerek tedaviye giden yolun kapısını araladı. Bilim insanları diyabet tedavisi için kanser hücrelerine başvurdu. 

Bağışıklık sisteminden kaçınmak için çeşitli yöntemler kullanan kanser hücreleri, örneğin  kendilerini sialik asit diye bilinen bir şeker molekülüyle kaplıyor. 

ST8Sia6 adlı bir enzim, kanser hücrelerinin yüzeyindeki sialik asit miktarını artırıyor ve böylece bağışıklık sistemi hücreye saldırmıyor. 

Yeni çalışmayı yürüten ekip, tip 1 diyabet deneylerinde sıkça kullanılan obez olmayan diyabetik farelerin genetiğini değiştirerek ST8Sia6'nın, pankreastaki beta hücrelerinde ifade edilmesini sağladı. 

Bulguları hakemli dergi The Journal of Clinical Investigation'da 1 Ağustos Cuma günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilen hücrelerin tip 1 diyabet gelişimini önlemede yüzde 90 etkili olduğu saptandı. Genetiği değiştirilmiş dişi farelerde tip 1 diyabet görülme oranı yüzde 6, kontrol grubundaysa yüzde 60'tı. 

Beta hücreleri de kontrol grubunda zaman içinde yok olurken, diğer grupta yaşlılığa kadar varlığını korudu.

Araştırmacılar ayrıca bağışıklık sisteminin verdiği tepkideki değişikliğin sadece genetiğiyle oynanmış hücrelerde görüldüğünü de tespit etti. ST8Sia6 sadece istenen bölgeye bağışıklık koruması sağlarken, diğer organlardaki otoimmün belirtileri devam etti.

Makalenin başyazarı Justin Choe, "Beta hücreleri korunsa da bağışıklık sistemi sağlam kaldı" diyerek ekliyor:

Enzimin, beta hücresinin otoimmün reddine karşı özel bir tolerans gösterdiğini ve tip 1 diyabete karşı lokal ve son derece spesifik bir koruma sağladığını bulduk.

Bulguların insanlar için de geçerli olup olmadığını görmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Ayrıca bağışıklık sistemini baskılamanın uzun vadeli risklerinin de araştırılması gerekiyor.

Ancak yeni çalışma, tip 1 diyabetin tedavisi ve belki de önlenmesi açısından kritik bir adıma işaret ediyor. Ayrıca bağışıklık sistemini bütün vücutta değil sadece belirli bir bölgede baskılayarak organ ve hücre nakillerinin daha etkili sonuçlar vermesi sağlanabilir.

Independent Türkçe, New Atlas, Science Daily, The Journal of Clinical Investigation