Atel, kol kırığı ameliyatlarıyla aynı sonuçları veriyor

Kırık riskinin en fazla kol kemiklerinde olduğu vurgulanıyor. (Public Domain)
Kırık riskinin en fazla kol kemiklerinde olduğu vurgulanıyor. (Public Domain)
TT

Atel, kol kırığı ameliyatlarıyla aynı sonuçları veriyor

Kırık riskinin en fazla kol kemiklerinde olduğu vurgulanıyor. (Public Domain)
Kırık riskinin en fazla kol kemiklerinde olduğu vurgulanıyor. (Public Domain)

Kemik kırıkları sağlık hizmetleri üzerinde büyük bir yük oluşturuyor.

Başta yaşlılarda olmak üzere kol kemikleri en hassas bölge olarak niteleniyor. Bu kısımdaki yaralanma riskinin vücudun diğer bölgelerindekinden daha yüksek olduğu vurgulanıyor.

Komplikasyon riski ve cerrahi müdahalenin yüksek maliyeti göz önüne alındığında, özellikle yaşlılarda kol kırıklarının tedavisinde medikal atel tercih edilebilecek bir seçenek olabilir. Ancak klinik açıdan bakıldığında hangisinin tedavisi daha iyi?

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’ndaki araştırmacılar tarafından yürütülen bir araştırma, kol kırıklarının tıbbi alçıyla tedavi edilmesinin, bilek yakınında kırığı olan yaşlı hastalara uygulanan ameliyatlar kadar etkili olduğunu ortaya koydu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ekip dün Ortopedi Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan çalışmanın sonuçlarına, 70 ila 89 yaşları arasında, kolu kırılan ve Ağustos 2018 ile Ocak 2022 arasında takip edilen 276 hastayı gözlemledikten sonra ulaştı.

Ekip, önkol kemiklerinin en büyüğü ve kol kemiğinin en fazla kırılan bölgesi olan radiusta meydana gelen kırıklara odaklandı.

Genellikle kırık, bilek ekleminin bir inç yakınında bulunan distal radius kemiklerinde gerçekleşiyor ve bu, en öne çıkanı kolun üzerine düşme olan çeşitli kazalardan dolayı meydana geliyor.

Çalışma sırasında 213 hastaya ortez tedavisi uygulandı. 63 hasta ise ameliyatla tedavi edildi. Ameliyatlarda plakalar veya vidalar yerleştirildi.

İşlemden bir yıl sonra araştırmacılar, kol, omuz ve eldeki sakatlık veya hareket açıklığı açısından iki grup arasında anlamlı bir fark tespit edemedi.

Araştırmacılar, söz konusu bulgunun, tıbbi atelin yaşlılarda kol kırıklarını tedavi etmek için iyi bir çözüm olabileceği ve kırıkların ciddiyeti ne olursa olsun onları ameliyat komplikasyonlarından koruyabileceği anlamına geldiğini belirtti.

Mısırlı ortopedist ve travmatolog Dr. Hani Mahrus Muhanna genel olarak kol kırıklarında atel kullanımının cerrahi müdahaleden daha iyi olduğunu zira kemiğin büyümesine fırsat verdiğini ve ameliyatın, kırığı basit bir kırıktan çoklu bir kırığa dönüştürdüğü için başta yaranın enfeksiyonu olmak üzere komplikasyon olasılığına neden olduğunu söyledi.

Muhanna, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:

“Kol kırıklarını tedavi etmenin en iyi yolunun seçilmesi genellikle hastanın yaşına, kırığın tipine ve tedaviyi yapan hekimin farkındalığı, becerisi ve dürüstlüğüne bağlıdır. Süreç, öncelikle kırığın onarılması ve gerekiyorsa kemiklerin tekrar yerine oturtulması ile başlar. Genel anestezi altında gerçekleştirilen ağrılı bir işlem olan önkolda cerrahi müdahalede olmaksızın kol gerilir. Ardından kemiklerin doğru yerlerine sabitlenmesi ve hastanın durumu gerektirmedikçe cerrahi müdahale yapılmaması için, hastanın yaşına ve kırığın durumuna göre atel veya alçı yerleştirilir.”



Bilim insanları, uykusuzluğa çare olan yiyecekleri saptadı

Otobüste uyuyan yolcu (AFP)
Otobüste uyuyan yolcu (AFP)
TT

Bilim insanları, uykusuzluğa çare olan yiyecekleri saptadı

Otobüste uyuyan yolcu (AFP)
Otobüste uyuyan yolcu (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre günlük önerilen miktarda meyveyi gündüz saatlerinde tüketmek, sadece bir gün içinde uykusuzluğa karşı "önemli değişiklik" sağlayabilir.

Uyku kesintileri, kalp sağlığı, hafıza, öğrenme ve ruh hali düzenlemesi üzerinde olumsuz etkiler dahil geniş kapsamlı sonuçlara yol açabiliyor.

Araştırmalar, yetersiz uykunun kişilerin daha sağlıksız bir yaşam tarzıyla yağ ve şeker içeriği yüksek diyetlere yönelmesine neden olabileceğini gösteriyor.

Ancak Columbia ve Şikago Üniversitesi'nden araştırmacılar diyetin uyku düzenini nasıl etkilediğine dair çok az şey bilindiğini söylüyor.

Sleep Health adlı akademik dergide yayımlanan son araştırma, meyve yenmeyen yaşam tarzından günde 5 porsiyon meyve yemeye geçişin gece deliksiz uyumayı sağlayabileceğini gösterdi.

Bunlar, belirli bir günün besin seçimleriyle aynı gece nesnel olarak ölçülen uyku kalitesi arasında zaman bazlı bağlantı kuran ilk bulgular.

Yeni çalışmanın ortak yazarlarından uyku uzmanı Esra Tasali, "Böylesine anlamlı bir değişimin 24 saatten daha kısa sürede gözlemlenebilmesi dikkat çekici" dedi.

Dr. Tasali, "Beslenmede değişiklikler, daha iyi uyku elde etmek için yeni, doğal ve uygun maliyetli yaklaşım olabilir" dedi.

Çalışmaya günlük gıda tüketimlerini bir uygulamayla bildiren ve araştırmacıların uyku düzenlerini nesnel olarak ölçmelerini sağlayan bir bilek monitörü takan sağlıklı genç yetişkinler katıldı.

Bilim insanları özellikle, kişinin gece boyunca ne sıklıkla uyandığını veya derin uykudan hafif uykuya geçtiğini yansıtan "uyku bölünmesi" ölçüsüne baktı.

Araştırmacılar her günün diyetinin, sonraki gecenin uykusunda "anlamlı farklılıklarla" bağlantılı olduğunu buldu.

Gün içinde daha fazla meyve ve sebze yiyenlerin geceleri daha derin ve kesintisiz bir uykuya daldığı görüldü.

Bilim insanları, tam tahıllar gibi daha sağlıklı karbonhidratlar yiyen katılımcıların da daha iyi uyuduğunu gözlemledi.

ıo89p
Kasalara konmuş meyve ve sebzeler (Hans Lucas/AFP)

Araştırmacılar genel olarak, günde önerilen 5 porsiyon meyve ve sebze tüketen kişilerin, meyve veya sebze tüketmeyenlere kıyasla uyku kalitesinde yüzde 16'lık artış yaşayabileceğini hesapladı.

Dr. Tasali, "Yüzde 16 çok önemli bir fark" dedi.

Bilim insanları, meyve ve sebzelerin uyku kalitesindeki olumlu etkisini açıklayabilecek temel mekanizmaları incelemek için çeşitli popülasyonlar üzerinde daha fazla araştırma yapmayı umuyor.

Son sonuçlara dayanarak, uzun vadeli uyku sağlığı için düzenli olarak kompleks karbonhidratlar, meyve ve sebzeler açısından zengin bir diyetin en iyisi olduğunu söylüyorlar.

Çalışmanın yazarlarından Marie-Pierre St-Onge, "Küçük değişiklikler uykuyu etkileyebilir. Bu güç verici bir şey, daha iyi dinlenmek sizin kontrolünüzde" dedi

Independent Türkçe