Y eşey kromozomunun haritalandırılmasını tamamlandı

Bilim insanları, erkekleri dişilerden ayıran Y kromozomunun tam haritasını çıkarmayı başardı

Y kromozomu, erkekleri dişilerden ayırıyor (AA)
Y kromozomu, erkekleri dişilerden ayırıyor (AA)
TT

Y eşey kromozomunun haritalandırılmasını tamamlandı

Y kromozomu, erkekleri dişilerden ayırıyor (AA)
Y kromozomu, erkekleri dişilerden ayırıyor (AA)

Bilim insanları, erkekleri dişilerden ayıran Y kromozomunun tam haritasını çıkarmayı başardı.

Daily Mail'in haberine göre, ABD'deki Ulusal İnsan Genom Araştırma Enstitüsü adına Telomere-to-Telomere (T2T) Konsorsiyumu'ndan araştırmacılar, sağlıklı bir bireyde bulunan 23 çift kromozomdan sadece erkeklerde bulunan Y eşey kromozomunun haritalandırmasını tamamladı.

Bu kapsamda, 2003'te Y kromozomunun yüzde 50'sini haritalandıran bilim insanları, 30 milyon yeni baz çiftini işaretleyerek toplam 62 milyon DNA baz çiftinin tamamını haritaladı ve protein yapımından sorumlu 41 yeni gen keşfetti.

DNA dizilim teknolojileri ve dizilim birleştirme yöntemleri kullanarak haritalanması tamamlanan Y kromozomunun, yukarıdan aşağı ve aşağıdan yukarı aynı okunma (palindrom) özelliği ile diğer kromozomlardan farklı olduğu kaydedildi.

Araştırmacılardan Kateryna Makova, "Y kromozomu açık ara farkla dizmesi ve birleştirmesi en güç insan kromozomudur. Tüm dizilimin deşifre edilmesi bilimsel bir mihenk taşı. Ekibim 20 yılı aşkın süredir Y kromozomu üzerinde çalışıyor ve tüm dizilimi bu kadar kısa sürede elde edeceğimizi düşünmemiştim" ifadesini kullandı.

Araştırmacı Adam Phillippy de şu bilgiyi paylaştı:

Tekrarların muntazam düzeni en büyük sürprizdi. Eksik olan dizilimi neyin oluşturduğunu bilmiyorduk. Daha kaotik olabilirdi ancak kromozomların neredeyse yarısı uydu DNA olarak bilinen iki belirli dizilim bloğunun karma tekrarından meydana geliyordu.

Ulusal İnsan Genom Araştırma Enstitüsü, hemofili, kronik granülomatoz ve Duchenne Musküler Distrofi (DMD) gibi hastalıklarla bağlantısı sebebiyle öncelik verilen X eşey kromozomunun haritalandırılmasını 2020 yılında tamamlamıştı.

Önceki araştırmalarda, erkeklerin yaşlandıkça genetik materyallerinin bir kısmını ya da tamamını kaybettiğine işaret etse de bilim insanları bu olayın neden sonuç örüntüsünü tespit edememişti.

Henüz erken aşamalardaki keşfin, erkeklerde görülen bazı kanser türleri ve kısırlık gibi hastalıkların gen tedavisi ile çözümüne imkan verebileceği belirtildi.

Araştırmanın sonuçları "Nature" dergisinde yayımlandı.



Kanser ilaçlarının alındığı saat etkiyi yüzde 30 oranında değiştiriyor

Bilim insanları, kişiye özel tedaviler geliştirilmesini öngörüyor (Reuters)
Bilim insanları, kişiye özel tedaviler geliştirilmesini öngörüyor (Reuters)
TT

Kanser ilaçlarının alındığı saat etkiyi yüzde 30 oranında değiştiriyor

Bilim insanları, kişiye özel tedaviler geliştirilmesini öngörüyor (Reuters)
Bilim insanları, kişiye özel tedaviler geliştirilmesini öngörüyor (Reuters)

Kanserli hücrelerin sirkadiyen ritmini inceleyen bilim insanları, ilaçların günün hangi saatinde daha etkili olduğunu belirledi.

Biyolojik bir saat işlevi gören sirkadiyen ritim, 24 saatlik döngü içinde metabolizmanın işleyişini düzenliyor.  

Uyku düzeninden hormon üretimine kadar pek çok şeye etki eden bu biyolojik saat, ilaçların başarısı üzerinde de rol oynuyor. 

Tedavinin ne zaman uygulandığı fark yaratırken, örneğin kemoterapinin tümör hücreleri bölünürken daha etkili olduğu bulunmuştu. 

Nature Communications adlı hakemli dergide 22 Ağustos Perşembe günü yayımlanan bir çalışmada, kanser ilaçlarının günün hangi saatinde daha iyi performans gösterdiği tespit edildi. 

Araştırmacılar üçlü negatif meme kanseri hastalarından alınan hücreleri laboratuvarda geliştirerek inceledi. Meme kanserinin şiddetli bir versiyonu olan bu hastalık için çok az tedavi yöntemi var. 

Bilim insanları kanserli hücrelerin sirkadiyen ritimlerini birkaç gün boyunca takip ederek biyolojik saatlerinin detaylı bir haritasını çıkardı. Ardından hücrelerin farklı zamanlarda verilen tedaviye tepkisini izlediler. 

Analizler sonucunda ilaçların veriminin, günün hangi saatinde uygulandığına bağlı olarak yüzde 30'a kadar değişebildiği ortaya kondu.

Örneğin 5-fluorouracil adlı ilaç sabah 8 ila 10'da daha başarılı bir performans sergiliyordu. Bazıları da akşam saatlerinde daha etkiliydi.

Araştırmacılar ayrıca hangi genlerin, sirkadiyen ritimle ilacın başarısı arasındaki ilişkide önemli bir rol oynadığını da saptadı. 

Yeni çalışmada öne sürülen yaklaşım, etkili tedaviler geliştirmenin yanı sıra ilaçların yaratacağı etkiyi de en aza indirme potansiyeli taşıyor.

Aynı zamanda yanıt alınamayan tedavilerde başka bir ilaca geçmek veya dozu artırmak yerine sadece uygulandığı saati değiştirmek yeterli olabilir. 

Öte yandan sirkadiyen ritim kişiden kişiye değiştiği için bu bulgulara dayanarak geliştirilecek tedavilerin de hastaya özel olması gerekiyor. Ayrıca çalışma umut verici olsa da laboratuvar ortamında test edilen bulguların gerçek hastalar için geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor. 

Almanya'daki Charité Kapsamlı Kanser Merkezi'nden Dr. Adrián Enrique Granada, liderliğini üstlendiği çalışma hakkında "En etkili ilaç kombinasyonlarının belirlenmesini sağlayabilir" diyerek ekliyor:

Bulgularımız genel olarak, bireysel sirkadiyen ritimlere dayalı kişiselleştirilmiş tedavi planlarının kanser tedavisinin verimini kayda değer derecede artırabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, News Medical, Study Finds, Nature Communications