Böbrek hastalarına yeni umut: Bilim insanları biyonik böbreği canlı domuzun içinde yaşatmayı başardı

Bu atılım, diyalize ihtiyaç duyan böbrek hastalarına umut oldu

Biyonik organın domuzlarda da hayati böbrek fonksiyonlarını tam olarak üstlenip üstlenemeyeceği bilinmiyor (Kaliforniya Üniversitesi)
Biyonik organın domuzlarda da hayati böbrek fonksiyonlarını tam olarak üstlenip üstlenemeyeceği bilinmiyor (Kaliforniya Üniversitesi)
TT

Böbrek hastalarına yeni umut: Bilim insanları biyonik böbreği canlı domuzun içinde yaşatmayı başardı

Biyonik organın domuzlarda da hayati böbrek fonksiyonlarını tam olarak üstlenip üstlenemeyeceği bilinmiyor (Kaliforniya Üniversitesi)
Biyonik organın domuzlarda da hayati böbrek fonksiyonlarını tam olarak üstlenip üstlenemeyeceği bilinmiyor (Kaliforniya Üniversitesi)

ABD'li bilim insanları, gerçek böbreğin bazı hayati fonksiyonlarını taklit edecek şekilde tasarlanmış bir "biyoböbrek" geliştirdi.

Hakemli bilimsel dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmada biyoböbreğin bir domuza nakledildiği ve hayvanın içinde en az bir hafta işler durumda kalabildiği ifade edildi.

Ekip bu sayede insan böbrek hücrelerini implante edilebilir bir konsepte dönüştürebildiklerini kanıtlamış oldu.

Araştırma makalesine göre, biyoböbreğin içindeki hücreler, bir domuza implante edildikten 7 gün sonra "yaşayabilirlik ve işlevselliklerinin" yüzde 90'ından fazlasını korudu.

Araştırma, bir canlının vücudunun biyonik organı reddetmeyebileceğini gösteren önemli bir adım oldu.

Bu tür bir biyonik organın insan böbreğinin yerini alıp alamayacağını söyleyebilmek içinse daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.

Öte yandan bulgular, halihazırda diyaliz gibi pahalı ve zorlayıcı tedavilere bel bağlayan böbrek hastaları için umut verici.

Araştırmacılar bu bulgulardan hareketle, böbrek yetmezliği sonrasında insanları hayatta tutabilecek, vücuda yerleştirilebilen ve gerçek böbrek hücrelerini barındıran bir mini diyaliz makinesi üretmeyi umuyor.

Kaliforniya Üniversitesi San Francisco Kampüsü'nden biyomühendislik profesörü ve araştırma ekibinin lideri Shuvo Roy, bulguları şöyle yorumladı:

Biyoyapay böbrek, böbrek hastalığının tedavisini daha etkili ve aynı zamanda çok daha tolere edilebilir ve konforlu hale getirecek.

Independent Türkçe



Tatlı düşkünlüğü depresyona yol açabilir

Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
TT

Tatlı düşkünlüğü depresyona yol açabilir

Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)
Uzmanlar, yüksek miktarda işlenmiş şeker içeren pastane ürünlerine karşı dikkatli olma uyarısı yapıyor (Pexels)

Bilim insanları çok fazla tatlı yemenin depresyona yol açabileceğini tespit etti. 

Özellikle işlenmiş şeker, diyabet ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırmak gibi sağlık sorunlarına yol açtığı için tavsiye edilmiyor. 

Birleşik Krallık'ta yapılan yeni bir araştırmadaysa hamur işlerinden gazlı içeceklere, şekerli gıdalara düşkün olanların ruh sağlığının da tehlike girdiği ortaya kondu. 

Journal of Translational Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada, ülke genelindeki yurttaşların sağlık verilerini içeren Birleşik Krallık Biyobankası'ndan 180 bin kişinin beslenme alışkanlıkları incelendi.

Yapay zekadan yararlanan araştırmacılar, katılımcıları üç gruba ayırdı: hayvansal ve şekerli gıdaları az tüketip meyve ve sebze ağırlıklı beslenenler; bitkisel, hayvansal ve şekerli de dahil her şeyden yiyenler ve sağlıklı besinleri genellikle es geçip çoğunlukla şekerli gıdalar tüketenler.

Katılımcıların kan örneklerini inceleyen araştırmacılar, belirledikleri 2 bin 923 protein ve 168 metabolitin nasıl bir değişkenlik gösterdiğini analiz etti.

Proteinler enfeksiyonlarla savaşmaktan, kasları gevşetmeye kadar her türlü işi yaparken, metabolitler de vücuttaki sindirim gibi süreçler sırasında üretilen küçük molekülleri ifade ediyor.

Bilim insanları bu maddelere dair verilere bakarak kişinin biyolojik değerleri hakkında kapsamlı bir resim elde edebiliyor.

Araştırmacılar tatlıya düşkün grubun, depresyona yakalanma riskinin yüzde 31 daha yüksek olduğunu tespit etti. 

Ayrıca bu kişilerin diyabet ve kalp hastalığı riski de yüksek çıkarken, sağlıklı grupta bu tehlike çok daha düşüktü. Her şeyden yiyen katılımcıların sağlık riskleri de ortalama seviyedeydi.

Bulgular özellikle işlenmiş şeker içeren gıdaların ruh sağlığı üzerinde de ciddi sorunlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. 

Surrey Üniversitesi'nden Prof. Nophar Geifman, liderliğini üstlendiği çalışmanın bulguları hakkında "İşlenmiş şeker birçok kişinin beslenmesinde önemli bir faktör ve bu sonuçlar, toplum olarak bir şeyi yemeden önce düşünmemiz gerektiğinin bir diğer kanıtını sunuyor" diyerek ekliyor:

Kimse başkalarına ne yapması gerektiğini söylemek istemez, bizim işimiz sadece halkı bilgilendirmek.

Independent Türkçe, Study Finds, Science Daily, Journal of Translational Medicine