Kafur inatçı kepeği yok ediyor

Kafur inatçı kepeği yok ediyor
TT

Kafur inatçı kepeği yok ediyor

Kafur inatçı kepeği yok ediyor

Kepeği yok ettiğini iddia eden birçok ticari ürün mevcutken, doğal ilaçlar genellikle sert kimyasallar olmadan etkili çözümler sunuyor.

Bu ilaçlardan biri de kafurdur. Kafur iyileştirici özellikleriyle bilinen bir maddedir.

Şarku’l Avsat’ın ‘Onlymyhealth’ adlı özel tıbbi web sitesinde yayınlanan habere göre, kafur ağacının odunundan elde edilen kafur, antifungal, antibakteriyel ve antiinflamatuar özellikleri nedeniyle geleneksel tıpta yüzyıllardır kullanılıyor. Bu nitelikler onu inatçı kepekle mücadelede umut verici bir ilaç haline getiriyor.

Kepek genellikle kafa derisindeki mayanın aşırı büyümesinden kaynaklanır ve bu da tahrişe ve pullanmaya neden olur.

Kafurun antimikrobiyal etkileri bu mayanın büyümesinin kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir, böylece kepek ve kepekle ilişkili semptomları azaltabilir.

Kafurun cilt üzerinde serinletici etkisi vardır. Kepeğin neden olduğu kaşıntı ve iltihabı hafifletmeye yardımcı olur. Aynı zamanda saç derisindeki kan dolaşımını iyileştirebilir ve genel sağlığın iyileştirilmesine de yardımcı olur.

Kepekten kurtulmak için kafur kullanımının yolları

Kepekten kurtulmak için kafurun nasıl kullanılacağı aşağıda verildi.

Kafur yağı karışımı

Kafur yağı yapmak için birkaç damla okaliptüs yağını hindistancevizi yağı veya zeytinyağı gibi bir yağla karıştırın.

Bu karışımla saç derinize hafifçe masaj yapın ve en az bir saat beklettikten sonra hafif bir şampuanla yıkayın. Kafurun antimikrobiyal özellikleri taşıyıcı yağın besleyici faydalarıyla birleştiğinde kepekle savaşmanıza ve saç derinizi nemli tutmanıza yardımcı olabilir.

Kafur ve yoğurt maskesi

Yoğurt, kafa derisindeki mikrobiyomun doğal dengesini yeniden sağlayabilen probiyotikler içerir.

Yoğun bir macun elde etmek için az miktarda kafur tozunu yoğurtla karıştırın.

Karışımı saç derinize ve saçınıza uygulayın ve iyice durulamadan önce yaklaşık 30 dakika bekletin.

Bu maske sadece kepekle savaşmaz, aynı zamanda saçınıza nem desteği de sağlar.

Kafur ve aloe vera

Aloe vera, rahatlatıcı ve nemlendirici özellikleriyle yaygın olarak biliniyor.

Az miktarda kafur tozunu aloe vera ile karıştırın ve ardından saç derinize uygulayın. Bu kombinasyon kepeği etkili bir şekilde tedavi ederken kaşıntı ve iltihabın azaltılmasına yardımcı olur.

Kafurlu şampuan

Diğer bir seçenek ise normal şampuanınıza birkaç damla kafur yağı karıştırmaktır. Bu, kafuru günlük rutininize dahil etmenin uygun bir yoludur ayrıca sağlıklı bir saç derisinin korunmasına ve kepek oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.

Neler dikkate alınmalı?

Tüm doğal ilaçlarda olduğu gibi, kafuru kullanmadan önce herhangi bir olumsuz reaksiyon yaşamayacağınızdan emin olmak için alerji testi yapmanız önem teşkil ediyor. Ayrıca bunun kullanımının ardından kepeğiniz devam ederse veya kötüleşirse, altta yatan herhangi bir tıbbi durum olup olmadığını öğrenmek için bir dermatoloğa danışmanız gerekir.

İnatçı kepekle uğraşmak son derece can sıkıcı bir iş olabilir ancak doğa bize etkili çözümler sunuyor. Kafurun güçlü antimikrobiyal ve antiinflamatuar özellikleri onu kepekle mücadelede değerli bir araç haline getiriyor.



Tip 1 diyabet tedavisinde çığır açıcı adım: Kanser hücrelerinden ilham alındı

Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)
Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)
TT

Tip 1 diyabet tedavisinde çığır açıcı adım: Kanser hücrelerinden ilham alındı

Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)
Tip 1 diyabete tam olarak neyin yol açtığı bilinmese de genetik faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor (Unsplash)

Bilim insanları kanser hücrelerinin bir özelliğinden yararlanarak bağışıklık sisteminin insülin üreten hücrelere saldırmasını engellemenin bir yolunu keşfetti. Yeni yöntem tip 1 diyabetin tedavisinde çığır açıcı sonuçlar doğurabilir.

Tip 1 diyabette bağışıklık sistemi, pankreasta insülin üreten beta hücrelerini tehlikeli olarak işaretleyip onları hedef alıyor. Beta hücrelerinin yok edilmesi sonucu vücut insülin üretemiyor ve kan şekerini kontrol edemiyor. 

Organ veya hücre nakli dışında bir tedavisi bulunmayan bu hastalık dünya çapında yaklaşık 9 milyon kişiyi etkiliyor. 

ABD'deki Mayo Clinic'ten araştırmacılar yeni çalışmalarında ilginç bir yöntem deneyerek tedaviye giden yolun kapısını araladı. Bilim insanları diyabet tedavisi için kanser hücrelerine başvurdu. 

Bağışıklık sisteminden kaçınmak için çeşitli yöntemler kullanan kanser hücreleri, örneğin  kendilerini sialik asit diye bilinen bir şeker molekülüyle kaplıyor. 

ST8Sia6 adlı bir enzim, kanser hücrelerinin yüzeyindeki sialik asit miktarını artırıyor ve böylece bağışıklık sistemi hücreye saldırmıyor. 

Yeni çalışmayı yürüten ekip, tip 1 diyabet deneylerinde sıkça kullanılan obez olmayan diyabetik farelerin genetiğini değiştirerek ST8Sia6'nın, pankreastaki beta hücrelerinde ifade edilmesini sağladı. 

Bulguları hakemli dergi The Journal of Clinical Investigation'da 1 Ağustos Cuma günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilen hücrelerin tip 1 diyabet gelişimini önlemede yüzde 90 etkili olduğu saptandı. Genetiği değiştirilmiş dişi farelerde tip 1 diyabet görülme oranı yüzde 6, kontrol grubundaysa yüzde 60'tı. 

Beta hücreleri de kontrol grubunda zaman içinde yok olurken, diğer grupta yaşlılığa kadar varlığını korudu.

Araştırmacılar ayrıca bağışıklık sisteminin verdiği tepkideki değişikliğin sadece genetiğiyle oynanmış hücrelerde görüldüğünü de tespit etti. ST8Sia6 sadece istenen bölgeye bağışıklık koruması sağlarken, diğer organlardaki otoimmün belirtileri devam etti.

Makalenin başyazarı Justin Choe, "Beta hücreleri korunsa da bağışıklık sistemi sağlam kaldı" diyerek ekliyor:

Enzimin, beta hücresinin otoimmün reddine karşı özel bir tolerans gösterdiğini ve tip 1 diyabete karşı lokal ve son derece spesifik bir koruma sağladığını bulduk.

Bulguların insanlar için de geçerli olup olmadığını görmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Ayrıca bağışıklık sistemini baskılamanın uzun vadeli risklerinin de araştırılması gerekiyor.

Ancak yeni çalışma, tip 1 diyabetin tedavisi ve belki de önlenmesi açısından kritik bir adıma işaret ediyor. Ayrıca bağışıklık sistemini bütün vücutta değil sadece belirli bir bölgede baskılayarak organ ve hücre nakillerinin daha etkili sonuçlar vermesi sağlanabilir.

Independent Türkçe, New Atlas, Science Daily, The Journal of Clinical Investigation