Sivilceye sihirli çözüm: Bakterilerin kökünü kazıyacak tedavi geliştirildi

Bakterilerin henüz direnç geliştirmediği bir tedavi yöntemi

Üretilen jel, oda sıcaklığında 4 hafta boyunca stabil kalabiliyor (Unsplash)
Üretilen jel, oda sıcaklığında 4 hafta boyunca stabil kalabiliyor (Unsplash)
TT

Sivilceye sihirli çözüm: Bakterilerin kökünü kazıyacak tedavi geliştirildi

Üretilen jel, oda sıcaklığında 4 hafta boyunca stabil kalabiliyor (Unsplash)
Üretilen jel, oda sıcaklığında 4 hafta boyunca stabil kalabiliyor (Unsplash)

Mikroskobik zarfların içinde cilde sürülebilecek antibakteriyel bir bileşik, akne vulgaris rahatsızlığından mustarip yüz milyonlarca kişiye rahatlama sağlayabilir.

Cilt altındaki yağ bezlerinin fonksiyonun bozulması ve Cutibacterium aknes adı verilen bir cilt bakterisinin aşırı çoğalmasının neden olduğu bu durum, ciltte klasik sivilceli görünüme yol açıyor.

Sivilce tedavisi için halihazırda pek çok yöntem uygulanıyor. Cilt yağlarını azaltan antibiyotikler veya hormon düzenleyiciler de bunların arasında. Ancak söz konusu yöntemlerin çoğunun yan etkileri var ve bir süre sonra bakteriler bunlara da uyum sağlayabiliyor.

Hakemli bilimsel dergi Nanoscale'de yayımlanan yeni araştırmada bilim insanları, antibakteriyel bir madde olan narasine dayanan yeni bir tedavi geliştirdi.

Çiftlik hayvanları ve kümes hayvanlarında enfeksiyonları önlemek için yaygın kullanılan narasin, C. aknes'in henüz direnç geliştirmediği bir tedavi yöntemi olma potansiyeline sahip.

Güney Avustralya Üniversitesi, Adelaide Üniversitesi ve Fransa'daki Aix-Marseille Üniversitesi'nden araştırmacıların yeni deneyinde bu maddenin laboratuvar koşullarında hedef patojene karşı etkili olduğu gösterildi.

Dahası ekip, bu maddeyi cilde nanoparçacık teknolojisiyle dağıtmanın tedaviyi önemli ölçüde daha etkili hale getirdiğini ortaya koydu.

Ekip, narasini nano-miseller adı verilen ve saç telinden bin kat daha ince olan kapsül şeklindeki moleküllere sardı. Bu kapsüller yalnızca suyla karıştırıldığında cilde nüfuz edebiliyor.

Araştırmacılara göre kapsüller, diğer cilt uygulamalarına kıyasla daha derinlere nüfuz etme özelliğine de sahip.

Güney Avustralya Üniversitesi'nden farmasötik uzmanı Sanjay Garg, "Cilt katmanlarına nüfuz edemeyen diğer bileşik solüsyonlarının aksine bu kapsül, narasinin sivilceli hedef bölgelere iletilmesinde etkili oldu" diyor.

Bir sonraki adım, yeni tedavinin insanlar üzerinde denenmesi olacak. Ancak ilk işaretler umut verici.

Ekibe göre narasin nanoparçacık jeli, C. aknes'in gizlendiği yerin derinliklerine dalabilir ve bakterilere çok daha fazla zarar verebilir.

Independent Türkçe



İlaç kullanmadan kolesterolle başa çıkmanın iki yolu

Kötü kolesterol, kalp krizi riskini artıyor (Unsplash)
Kötü kolesterol, kalp krizi riskini artıyor (Unsplash)
TT

İlaç kullanmadan kolesterolle başa çıkmanın iki yolu

Kötü kolesterol, kalp krizi riskini artıyor (Unsplash)
Kötü kolesterol, kalp krizi riskini artıyor (Unsplash)

Kolesterol seviyesi normalin üstünde olan bazı kişiler, yan etkilerinden dolayı ilaç kullanmak istemeyebiliyor. 

Doktorlar çok yüksek kolesterol seviyelerinde çoğunlukla ilaç kullanılması gerektiğini belirtirken, belirli bir düzeyin altındakiler için bunun zorunlu olmayabileceğini ekliyor. 

Kolesterol, kandaki düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) ve yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) seviyelerini ifade ediyor. LDL genellikle kötü, HDL ise iyi kolesterol diye anılıyor. 

Kandaki kötü kolesterol oranının artması damarların tıkanmasına ve kalbin kan pompalarken zorlanmasına yol açabiliyor. 

20 yaş ve üzeri yetişkinlerin kanındaki LDL seviyesinin desilitre başına 100 miligram olması sağlıklı kabul ediliyor. 190 miligrama ulaştığında genellikle ilaç yazılırken, Amerikan Kalp Derneği, 189 ve altı için yaşam tarzı değişikliklerine gidilmesinin yetebileceğini belirtiyor. 

Düzenli ve iyi uyumak, sigarayı bırakmak ve stresi azaltmak kolesterol seviyesini düşürebilir. 

Diğer yandan Harvard Üniversitesi T.H. Chan Halk Sağlığı Fakültesi'nden Dr. Frank B. Hu yaşam tarzında yapılacak özellikle iki değişikliğin önemli fark yaratacağını söylüyor.

1) Egzersiz yapmak

Egzersiz yapınca iyi kolesterol kan dolaşımına salınarak damarlardaki yağlı plak birikintilerini topluyor ve vücuttan atılacakları karaciğere taşıyor.

Emory Üniversitesi'nden Dr. Felipe Lobelo, haftada 150 dakika normal veya 75 dakika ağır egzersiz yapmayı tavsiye ediyor.

Uzman, yürümekten yüzmeye kadar çeşitli şekillerde egzersiz yapılabileceğini söylüyor.

Özellikle hayatında spor olmayan kişilerin kolesterol seviyesinin bu sayede düşebileceğini belirten Dr. Lobelo, bazı kişilerin istenen sonuca ulaşmasının biraz vakit alabileceğini de ekliyor.

2) Beslenme biçimini değiştirmek

Vücudun enerjisini nereden aldığı pek çok şey gibi kolesterolü de etkiliyor. 

Kırmızı et ve işlenmiş gıdaların sağlığa çeşitli şekillerde zarar verebildiği pek çok çalışmada görülürken, kolesterolle mücadelede portfolyo diyeti öne çıkıyor. 

Dr. David J.A. Jenkins tarafından geliştirilen bu beslenme biçimi, çoğunlukla bitkisel gıdaları içeriyor. 

Örneğin soya, mercimek, nohut gibi protein kaynaklarının yanı sıra yulaf, arpa, badem ve fındık tüketilmesi tavsiye ediliyor.

Bu beslenme biçimi meyve-sebze sınıfında da patlıcan, brokoli, şalgam, elma, armut ve portakal gibi besinlere odaklanıyor. Ayrıca zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar içeriyor. 

2018'de yapılan bir araştırmada kolesterol seviyesi yüksek olsa da ilaca ihtiyaç duymayan 440 kişi bu diyeti uygulamıştı. Çalışmada kötü kolesterolün yüzde 30 oranında düştüğü kaydedilmişti. 

Yaklaşık 210 bin kişiyi 30 yıl boyunca takip eden başka bir çalışmada da bu diyeti uygulayan kişilerin kalp damar hastalığı riskinin yüzde 14 düştüğü gözlemlenmişti.

İkinci çalışmada yer alan, New York Üniversitesi'nden Dr. Andrea Glenn, bu diyetin sırrının kolesterolü düşüren farklı besinleri bir araya getirmesi olduğunu söylüyor. 

Dr. Glenn, kahvaltıya fındık eklemek ya da kırmızı et yerine nohut ve tofu tüketmek gibi küçük değişikliklerin bile kolesterolü normal seviyeye çekebileceğini belirtiyor.

Egzersiz yapmak ve beslenme biçimini değiştirmenin kolesterole iyi gelebileceğini söyleyen Dr. Hu, "Kesinlikle sihirli bir değnek yok" diye ekliyor: 

Meseleye bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşmalıyız.

Independent Türkçe, New York Times, Healthline, National Library of Medicine, Circulation