DSÖ: Mevcut Kovid-19 aşıları güvenli ve etkili olmayı sürdürüyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), mevcut Kovid-19 aşılarının güvenli ve etkili olmayı sürdürdüğünü bildirdi

(AA)
(AA)
TT

DSÖ: Mevcut Kovid-19 aşıları güvenli ve etkili olmayı sürdürüyor

(AA)
(AA)

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, DSÖ'nün haftalık basın toplantısında güncel sağlık konularına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Kuzey yarımkürede kış mevsimi öncesi Kovid-19 ile ilgili endişe verici eğilimleri görmeye devam ettiklerini dile getiren Ghebreyesus, özellikle Avrupa ve ABD'de son 28 günde Kovid-19 nedeniyle hastaneye yatışlar ve yoğun bakıma kabullerin arttığını söyledi.

Ghebreyesus, Kovid-19 ile ilgili aşılamanın en fazla risk altındaki kişiler için düşük kaldığını, dünya nüfusunun 3'te 2'sinin ilk doz aşıyı aldığını fakat sadece 3'te 1'inin hatırlatma dozunu vurulduğunu ifade etti.

"Kovid-19, 2 yıl önceki gibi akut kriz olmayabilir ancak bu onu görmezden geleceğimiz anlamına gelmiyor" diyen Ghebreyesus, ülkelerin Kovid-19 ile mücadele için çok fazla yatırım yaptığını ve bu konudaki önlemlerini sürdürmeleri gerektiğini vurguladı.

"Mevcut Kovid-19 aşıları güvenli ve etkili olmayı sürdürüyor"

"Son dönemde vakalar artarken yeni varyantların daha bulaşıcı ve tehlikeli olduğunu söyleyebilir misiniz? Yeni varyantlar için yeni aşı programlarına ihtiyaç duyulacak mı?" sorusunu yanıtlayan DSÖ'nün Kovid-19'a Karşı Mücadele Teknik Heyeti Lideri Maria Van Kerkhove, Kovid-19'un yaygın yeni varyantları olan EG.5.1 (Eris) , XBB.1.5 ve BA.2.86'nın (Pirola) ciddiyet düzeyinde bir değişiklik tespit etmediklerini dile getirdi.

Kovid-19'a karşı alınan önlemlerin işe yaradığını vurgulayan Kerkhove, "Mevcut Kovid-19 aşıları güvenli ve etkili olmayı sürdürüyor, ciddi hastalıkları ve ölümleri önlüyor" dedi.



Otizm vakaları neden artıyor?

Çocuklara otizm tanısı koymanın yolu, çoğunlukla ebeveynlerinin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemlerinden geçiyor (Unsplash)
Çocuklara otizm tanısı koymanın yolu, çoğunlukla ebeveynlerinin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemlerinden geçiyor (Unsplash)
TT

Otizm vakaları neden artıyor?

Çocuklara otizm tanısı koymanın yolu, çoğunlukla ebeveynlerinin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemlerinden geçiyor (Unsplash)
Çocuklara otizm tanısı koymanın yolu, çoğunlukla ebeveynlerinin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemlerinden geçiyor (Unsplash)

Otizm rakamlarının artması, bir kez daha ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın da gündemine girdi. 

Onlarca bilimsel araştırmayla çürütülen "Aşılar otizme neden oluyor" önermesi, kısa süre önce verdiği bir röportajda Trump'a soruldu. 78 yaşındaki siyasetçi, "Bir şeyler olduğu belli. Birilerinin bunu çözmesi lazım" dedi. 

ABD genelinde otizm teşhisi oranları son yıllarda önemli ölçüde arttı ve 2011'le 2022 arasında neredeyse üç katına çıktı. Ülkedeki her 36 çocuktan birine bu tanı konuyor. 2000'de bu oran 150'de birdi. 

Otizm spektrum bozukluğunu belirleyecek bir kan testi ya da beyin MR'ı yok. Teşhis çoğunlukla ebeveynlerin aktardığı davranışlar ve akıl sağlığı uzmanlarının gözlemleriyle konuyor.

Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin sayısı mı artıyor, yoksa önceden fark edilmeyen semptomlar artık daha mı fazla teşhis ediliyor?

Bilim insanları muhtemelen ikisinin de etkili olduğunu söylüyor. 

Araştırmacılar, rakamlardaki artışı büyük ölçüde otizme dair farkındalığın artmasına ve teşhis yöntemlerindeki değişimlere bağlıyor. Bunun yanı sıra genetik ve çevresel faktörler de inceleniyor.

100'den fazla gen otizmle ilişkilendirilse de genetik yatkınlıkla çevresel tetikleyicilerin karmaşık bir birleşimi etkili oluyor gibi. 

Hava kirliliği, zehirli kimyasallara temas ve hamilelik sırasındaki viral enfeksiyonlar gibi onlarca etken incelendi. 

Bazı araştırmalarsa daha yaşlı ebeveynlere (özellikle daha yaşlı babalara) sahip bebeklerin otizm riskinin arttığını ortaya koyuyor. 

Erken doğum ve düşük doğum ağırlığının etkili olduğunu belirten çalışmalar da var.

Otizm üzerine uzmanlaşan Dr. Juergen Hahn, bu araştırmaların kesin cevap vermesinin zor olduğunu vurgulayarak "Bazen 'Bilmiyoruz' demek zorundayız. Bu da spekülasyona yol açıyor" diyor. 

Britanyalı araştırmacı Andrew Wakefield'ın 1990'ların sonunda 12 çocukla yaptığı çalışma en popüler komplo teorilerinden birini büyüttü. 

Kızamık, kızamıkçık ve kabakulak (KKK) aşılarıyla otizm arasında ilişki olduğunu savunan hipotez sonrasında pek çok bilimsel çalışmayla çürütüldü, iddianın yer aldığı makale yayımlandığı bilimsel dergi Lancet'ten geri çekildi, Wakefield'ın Birleşik Krallık'ta tıbbi uygulama yapması yasaklandı.

Kusurlu bir şekilde yürütülen araştırmanın ortaya koyduğu iddia, otizm spektrumu tanımının genişlemesiyle birleşince söylentiler iyice yayıldı. 

Amerikan Pediatri Akademisi'nin (AAP) 2007'de 18-24 aylık tüm çocukların otizm testinden geçmesi için öneri yayımlaması da etki etti. 

1980'li yıllarda çocukları bakım evlerini gönderilmesin diye onları akıl sağlığı uzmanlarına götürmekten çekinen ebeveynlerin sayısı otizme dair farkındalığın artmasından sonra azaldı. 

Beyindeki farklılıklardan kaynaklanan otizm bozukluğunun erkek çocuklarda kızlara kıyasla yaklaşık 4 kat daha yaygın olduğu bildiriliyor.

Öte yandan teşhislerdeki en büyük artış genç yetişkinler, kadınlar ve kız çocukları arasında oldu. ABD'deki Hispanik, siyah ve Asyalı çocuklar arasında da otizm rakamları yükseldi. 

Cambridge Üniversitesi Otizm Araştırmaları Merkezi Direktörü Simon Baron-Cohen, rakamların artmasında ruh sağlığına daha rahat erişimin yanı sıra sosyal medyanın da önemli rol oynadığını söylüyor. 

Kendisi ya da bir yakınının otizm spektrumunda olduğundan şüphelenen kişilerin Reddit gibi platformlarda iletişime geçip bu kimliği benimsediğini ifade ediyor.

Independent Türkçe, New York Times, Medical Express