Ses terapisinin stres durumunda faydaları

Ses terapisi huzur ve rahatlama sağlıyor.

Ses terapisi huzur ve rahatlama sağlıyor.
Ses terapisi huzur ve rahatlama sağlıyor.
TT

Ses terapisinin stres durumunda faydaları

Ses terapisi huzur ve rahatlama sağlıyor.
Ses terapisi huzur ve rahatlama sağlıyor.

Stephanie Vozza

Stresi azaltmak için sakinlik ve sessizlik gerekir. Ancak durumunuzu kaygıdan rahatlamaya çevirmek istiyorsanız ses terapisi sizin için sessizce oturmaktan daha iyi ve daha hızlı bir çözüm olabilir.

Ses terapisi

Bloomberg’in yakın zamanda yayınladığı habere göre Spotify platformu kullanıcıları tarafından günde üç milyon saat dinlenen beyaz gürültü (white noise) ve ortam sesi podcast’leri bu yöndeki eğilimin arttığına işaret ediyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Vibroakustik terapi sağlayıcısı inHarmony’nin kurucu ortağı Craig Goldberg konuya dair şu açıklamada bulundu:

“Ses terapisi şu an büyük bir ivme kazanıyor. Bu terapi yüzyıllardır Avustralya’daki Aborijin halkları ve Tibet rahipleri tarafından bedeni, zihni ve ruhu yeniden ayarlamak, aynı zamanda rahatlamayı, iyileşmeyi ve sağlıklı yaşamı teşvik etmek için kullanılmıştır. ABD’liler genel olarak rahatlamakta zorluk yaşıyorlar, savaş ya da kaç durumundan çıkıp sakin moda geçemiyorlar. Gevşemeyi tetikleyen parasempatik sinir sistemi tepkisi, zamanımızın çoğunu geçirmemiz gereken yerdir ancak çoğu kişi için bu oldukça zordur.”

Vibroakustik terapi

Tedavi yolculuğu, elektronik bir uygulama ve meditasyon yastığı yardımıyla ses ve frekanstan yararlanan inHarmony’nin vibroakustik terapisini deneyerek başlıyor. İnsan kulağı 20 ila 20 bin hertz arasındaki sesleri duyabilir. Vibroakustik terapi, vücudun deride bulunan mekanoreseptörler aracılığıyla hissedilebilen spektrumun alt ucuna odaklanır. Goldberg bunu bir gece kulübünde ya da konserdeyken basların gümbürtüsünü hissetmeye benzetiyor.

Craig Goldberg açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Vibroakustik terapi ses ve frekansı birleştirir, böylece hissettiğiniz frekansların aynısını duyarsınız. Bu üç boyutlu, tamamen sürükleyici ses deneyimini yaratır ve kendinizi müziğin içindeymiş gibi hissetmenizi sağlar. Parasempatik sinir sistemi tepkisini ortaya çıkarmak için sinir sistemini sakinleştirir ve rahatlatır.”

Gevşeme, huzur ve ilham

inHarmony sistemi oldukça hızlı bir şekilde rahatlamaya yol açıyor. Sistem, her birinin yansıma, dinginlik, şifa ve ilham gibi amaçları olan çeşitli müzik parçaları sunuyor.

Titreşimli bir yastık kullanmak size tam vücut deneyimi sağlar, böylece günün geri kalanında kendinizi rahat hissedebilirsiniz. Yastık ilk denendiğinde ve titreşim tedavisi görüldüğünde geceleri daha iyi uyuma sağlıyor.

Goldberg düzenli pratik yapmanın vücudu sakin ve rahat hissetmeyle ilişkili kimyasal reaksiyonları tetikleyecek şekilde eğittiğini belirttiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

 “Dış dünyayı değiştirmeye çalışmak yerine, sinir sistemimizi sakin ve rahat kalması için eğitmeliyiz.”

Bun avantajlardan yararlanmak için yastık kullanmaya gerek yok. inHarmony müzik meditasyonları kulaklık, telefon, Bluetooth hoparlör veya ses sistemi kullanılarak çalınabiliyor. Goldberg bununla ilgili olarak “Gözlerinizi kapatmak ve bu ortamlardan herhangi biri aracılığıyla müzik meditasyonu dinlemek fayda sağlayacaktır” dedi.

Müzik terapisi

Terapötik müzik uygulaması Spiritune’un kurucusu ve CEO’su Jamie Pabst, müziğin zihinsel sağlık ihtiyaçları için, duygudurum bozukluklarını, kaygıyı, stresi ve depresyonu tedavi etmek için iyi bir araç olduğunu söyledi.

Jamie konuya dair şu açıklamada bulundu:

“Savaş ya da kaç tepkisi verdiğinizde nefesiniz ve kalp atış hızınız artar. Daha sonra beynimiz bulanıklaşmaya başlar ve doğru şekilde odaklanamayız. Müzik çaldığınızda beyniniz müzik sinyalini alır. Oksitosin (zevk hormonu) gibi farklı türde hormonlar üretir ve vücudu sakinleşmeye başlaması konusunda uyarır.”

Spiritune uygulaması, yaşadığınız durumda size iyi gelecek müzik parçaları sunuyor. Uygulama size “Şu an nasıl hissediyorsunuz?” diye soruyor. Bir dizi yanıt seçebiliyorsunuz. Örneğin, ‘endişeli’ sekmesine dokunduğunuzda ‘hüsrana uğramış’, ‘endişeli’, ‘kızgın’ ve ‘gergin’ seçenekleri ortaya çıkıyor. Daha sonra uygulama “Nasıl hissetmek istiyorsun?” diye soruyor. ‘Sakinleş’ seçeneğine dokunduğunuzda bu aynı zamanda ‘rahatlama’, ‘huzur’, ‘memnuniyet’ duygularını da sunuyor. Son olarak uygulama, gerçekleştirdiğiniz eylemi uyanma, uyuma, çalışma veya dinlenme olarak sınıflandırmak için bir kategori seçmenizi istiyor.

Pabst bu konuda şu açıklamada bulundu:

“Bu üç kullanıcı girdisine dayanarak, kullanıcıyı bulunduğu durumda yakalamak ve ardından onu istediği ruh haline taşımak için sinir bilimcilerimiz ve müzik terapisti ortaklarımızın yardımıyla oluşturduğumuz bilgilere dayanarak önceden bestelenmiş uygun müzik parçasını seçiyor. Kaygıyı azaltmak için Spiritune kullandım. İlk başta geçişe alışmam gerekiyordu. İlk başta endişeli hissettiren müziği dinlemek verimsiz geldi, ancak parça sizi istediğiniz duruma getirmek için ustaca geçiş yapıyor. Her ne kadar beni inHarmony’deki kadar hızlı bir şekilde rahatlatmış olmasa da Spiritune'un telefonumda olması çok kullanışlı oldu. Bu uygulamayı uyumakta zorluk çektiğinizde veya gece yarısı uyanıp tekrar uyuyamadığınızda kullanabilirsiniz.”

Spiritune’un kullanım alanları oldukça çeşitli. Strese ek olarak, müzik parçaları yürütme işlevini destekleyerek odaklanma ve üretkenlik konusunda size yardımcı olabiliyor. Ayrıca enerji seviyenizi yükseltmenize yardım ediyor. Pabst, ‘müziğin stresin, motivasyonun ve ödülün altında yatan beyin ağlarından yararlandığını’ belirtiyor ve ‘tek başına bu yeteneğin müziğe zihinsel sağlık üzerinde önemli bir etki sağladığını’ vurguluyor.

Sesin iyileştirici gücü

Goldberg, bir şeyin dikkatinizi gerektirmesi halinde günde birkaç saat ‘savaş ya da kaç’ halinde olmanın sorun olmadığını vuruladı:

 “Sorun, sabah uyandığınız andan yatağa gidene kadar bu durumda olmanızdır zira stres kan dolaşımına kortizol ve adrenalini ekleyerek sizi hiperaktif ve tetikte hale getirir. Stres ayrıca mantıksal düşünme yeteneğiniz üzerindeki etkisinin yanı sıra, bağışıklık sistemi, sindirim sistemi ve üreme sistemi gibi hayati vücut aktivitelerinden enerjiyi de alır. Son olarak, gerekli araçları yanınızda bulundurmanızı tavsiye ediyorum zira bunlar parasempatik sinir sisteminden sempatik sinir sistemine geçmenize yardımcı olabilir ve tek yapmanız gereken durumunuza uygun olanı seçmek.”

*Fast Company dergisi

- Tribune Media hizmetleri. Elektronik uygulamalar ve meditasyon yastıkları ruh halini iyileştirmek için rahatlama, sakinlik ve müzik sağlar.



Doğumsal deformasyon: Gazze'deki kadınların rahimlerini yok eden silahlar

Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Doğumsal deformasyon: Gazze'deki kadınların rahimlerini yok eden silahlar

Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
Gazze'de fetal anomali oranı 1.000 doğumda 200'e ulaştı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe

Doktor Ahmed, şaşkınlıkla yeni doğan bebeğe, Melek el-Kanu'ya bakıyor, başında görülen deformasyonu inceliyor ve “Anne hamileliği sırasında bu garip deformasyona yol açan ne kadar zehirli gaz soludu, İsrail hamile kadınları bu şekilde etkileyecek hangi ölümcül silahları kullandı?” diye düşünüyor.

Doktor bebeği taşıyor ve başına bakıyor; “beyni yok, kafatası gelişimini tamamlamamış” diyor. Sağlık çalışanı, garip ve şok edici bir deformasyon ile doğan, başının sadece göz hizasında sona erdiği küçük Melek’in durumu ile ilgili bunları söylüyor.

Doktor, “İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği savaş sırasında doğumsal anomali vakalarında korkunç bir artış fark ettim. Beyninden tamamen yoksun olarak doğan bebek vakası, trajik anne karnındaki malformasyon hikayelerine bir örnek. Bebeklerin gelişimini daha doğmadan önce etkileyen bu savaşın durdurulması gerekiyor” diye ekledi.

Deformasyon oranları yükseliyor

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre  Gazze'de doktorlar, kuvöz bölümündeki yeni doğan bebeklerde doğumsal deformasyon vakalarında endişe verici bir artış olduğunu fark ettiler. Bunların çoğunun, savaş sırasında hamile kalan annelerin bebeklerinde görüldüğünü gözlemlediler. Bu durum onları, bu olguyu, savaşın ve kuşatmanın seyri ve bunların sakinler üzerindeki etkileriyle ilişkilendirmeye yöneltti.

Sağlık Bakanlığı Hastaneler Bölümü Genel Müdürü Mervan el-Hams, “Gazze Şeridi'nde doğumsal anomali sayısında önemli bir artış yaşanıyor. İsrail savaşı hamile kadınları olumsuz etkiledi” dedi. El-Hams, “Bu olgunun yayılmasına katkıda bulunan birkaç faktör var, birincisi, İsrail bombardımanlarından kaynaklanan radyasyon, ikincisi, uluslararası yasaklı patlayıcıların kullanılması ve son olarak Gazze'ye beyin gelişimi için gerekli olan folik asit gibi ilaç ve vitaminlerin girişinin engellenmesi” diye ekledi. Hams, sağlık yetkililerinin İsrail'in yıkıcı radyolojik ve kimyasal etkilere sahip deneysel silahlar kullandığını, uluslararası anlaşmalar uyarınca yasak olan bu bombalar ile Gazze'de küçük bir alanı hedef aldığını ve bunun da hamile kadınlar ve fetüsler için ciddi sonuçlar doğurduğunu doğruladığını belirtti.

Yaklaşık 60 bin fetüs malformasyon riski altında

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (Human Rights Watch) detaylı raporunda, Gazze'de hamile kadınların zehirli gazlara maruz kaldığı belirtildi. Bunların fetüsler arasında malformasyon vakalarının artmasının yanı sıra, kendiliğinden düşük oranının yüzde 300'e çıkmasına doğrudan etkisi olduğu kaydedildi.

Zorlu ameliyatlar gerçekleştirmek için Gazze'ye giden Ürdünlü doktor Bilal el-Azzam, daha önce hiç görmediği korkunç doğumsal deformasyon vakaları ile karşılaştığını, bunlardan bazılarının son derece kritik aşamalarda Gazze Şeridi'ndeki hastanelere ulaştığını söyledi.

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, Gazze'de 60 bin fetüste doğumsal anomali riski bulunuyor ve bu olgunun, İsrail'in uluslararası yasaklı, sağlık açısından tehlikeli mühimmat kullanması nedeniyle uzun yıllar artarak devam etmesi muhtemel.

Fotoğraf: Doğumsal anomaliler Gazze savaşının en ağır sonuçları

Hamile kadınların deneyimleri

Gazze'deki patlayıcı uzmanları, sınırlı imkânlarına rağmen İsrail ordusunun, kimyasal, biyolojik ve yangın silahları kullandığını gözlemlediler. Bombaların toz ve dumanları binaların molozlarına yapışarak hava koşullarının da etkisiyle yayılıyor ve malformasyona neden olabiliyor.

Serena hamile ve İsrail bombalarının dumanı nedeniyle zorlu bir deneyim yaşadı. İsrail askeri operasyonlarının gerçekleştiği yere çok yakın olan Gazze şehrinin doğusunda yaşayan Serena, yaşadıklarını anlattı: “Askerler birdenbire bölgeye doğru bir top atışı yaptı. Mahalle toz ve dumanla doldu ve yanık kağıt kokusu gibi kötü bir koku duydum. Sonra koku daha da kötüleşti ve yanan çöp kokusuna dönüştü.” Serena, “Şiddetli boğulma, baş ağrısı ve kusma hissi yaşadım, karnımdaki bebek iki günden fazla bir süre hareketsiz kaldı. Onun öldüğünü sandım, çok zorlu ve acılı bir iki gündü. Kokladığım gazın rahmimdeki çocuğa olumsuz etki etmesinden çok korkuyorum.”

 Vefa el-Maşharavi ise, “Uçaklar bombalamadan önce, yanık madde kokusu ile birlikte gaz kokusuna benzeyen garip bir koku yayılıyor. Bu kokudan kurtulmanın bir yolu yok, vantilatör çalıştırmak, su püskürtmek gibi her yolu denedim. Bu gazları tekrar tekrar soludukça bebeğimin hareketlerinin artık çok yavaşladığını fark ettim.

Fetüslerin maruz kaldığı malformasyonlar

Hamile kadınlar, İsrail Ordusunun Gazze'ye attığı bombaların bebeklerinin güvenliği üzerindeki etkisini sürekli sorguluyor ve merak ediyorlar. Bu bağlamda Kadın Hastalıkları ve Doğum Profesörü Hulud el-Mazini, “Savaş sırasında zehirli gazları solumak, sarsıntılar, buna ek olarak annenin yaşadığı korku ve endişe, tüm bu etkenler malformasyona neden olur” diyor. Mazini, “bombaların etkisi üç aydan yedi yıla kadar bir sürede ortaya çıktığı için fetüslerde doğumsal anomalilerin artacağı kesin. Bu da engelli doğumlarının yaygın olduğu bir nesille karşı karşıya kalabileceğimiz anlamına geliyor” diye ekledi.

Mazini, eksik veya eksik oluşmuş uzuvlar, kasık fıtığı, kafatası şekil bozuklukları, at nalı böbrek, uzuv eksikliği, kalp, omurga ve beyinde deformasyon, cilt ve beyin anomalileri, engelli doğumları çalışmaları sırasında karşılaştığı garip deformasyon vakalarına örnek veriyor.

Korkunç oranlar

Hastaneler Genel Müdürü Mervan Hams, “doğumsal anomali vakaları rekor seviyelere ulaşarak her 1000 doğumda 200 oranına ulaştı. Bu rakamlar, Dünya Sağlık Örgütü'nün normal olarak kabul ettiği 1000 doğumda 40 doğumsal anomali oranının çok üzerinde” dedi.

Sağlık Bakanlığı, doğumsal deformasyonların İsrail mühimmatlarının etkisi sonucu oluştuğunu teyit ediyor. Medikal fizik profesörü Enver Atallah “İsrail'in Gazze'ye yönelik tekrarlanan savaşları, havadaki ve topraktaki toksik maddelerin seviyesinin artmasına neden oldu ve bu durum fetüsleri etkiliyor” diye konuştu. “İsrail'in beyaz fosfor bombası kullandığını gözlemledik. Bu, beyaz fosforun temel yükünü oluşturduğu bir yangın bombası ve tahrip gücünün yanı sıra, yaklaşık 1.000 santigrat derecelik yoğun bir ısı üretecek şekilde tasarlanmış” diye ekledi.

Uluslararası yasaklı silahlar

Fizik uzmanları ise İsrail'in kimyasal, biyolojik ve termal silahları kullandığını belirtti. “Patlamaya neden olan kimyasal reaksiyon üreten patlayıcılar kullanılıyor. Aynı şekilde termobarik silahlar da yakıt parçacıklarından oluşan bir bulut oluşturuyorlar, ardından bu parçacıklar tutuşuyor ve bu da güçlü bir patlama dalgası ve yüksek dereceli bir ısı üretiyor. Bunun fetüsler üzerinde yıkıcı etkileri olabilir” diyorlar.

Uzmanlar, İsrail'in Gazze'de yoğun atıl metal patlayıcılar kullanmasının insanlarda doku parçalanmasına neden olduğunu belirtiyorlar. Kullanılan silahların arasında uranyum ve parça tesirli bombaların da bulunduğuna, bu maddelerin doğrudan fetüslerde deformasyon ve düşüklere neden olduğuna dikkat çekiyorlar.

Hukuki açıdan Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, “İsrail, Kitle İmha Silahlarının Geliştirilmesinin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanmasına Dair Anlaşma’yı ihlal ediyor. Sivil halkın yaşamını felakete dönüştürmeyi hedefleyen yanmış toprak stratejisini benimsiyor” dedi.

Ancak İsrail Ordusu Sözcüsü Avichay Adraee, “Ordunun savaş yasalarına, muharebe kurallarına ve uluslararası insani protokole bağlı olduğunu, bunun da sivilleri hedef almadığı, onlarla savaşmadığı ve onlara kısa veya uzun vadede herhangi bir zarar vermediği anlamına geldiğini” vurguladı.