Diyabet hastalarının yaraları neden kolay iyileşmiyor?

Diyabet hastalarının yaraları neden kolay iyileşmiyor?
TT

Diyabet hastalarının yaraları neden kolay iyileşmiyor?

Diyabet hastalarının yaraları neden kolay iyileşmiyor?

Diyabetli kişiler genel olarak yaralarının iyileşmesinde zorluklarla karşılaşıyorlar. Bu sorunun ardındaki nedenleri anlamak büyük önem taşıyor zira Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 18 yaş üstü 77 milyon kişinin diyabet hastası olduğunu, 25 milyon kişinin ise diyabet öncesi aşamada olduğunu tahmin ediyor.

Şeker hastalarında yaralar neden yavaş iyileşiyor?

Zayıf kan dolaşımı

Diyabet kan damarlarına zarar vererek, ekstremiteler de dahil olmak üzere vücudun farklı bölgelerine kan akışını azaltabilir.

Yara bölgesine oksijen, besin sağlamak ve iyileşmeyi hızlandırmak için yeterli kan dolaşımının olması gerekir. Şarku’l Avsat’ın sağlık portalı ‘onlymyhealth’ten aktardığı habere göre düşük kan dolaşımı bu süreci engelleyebilir.

Araştırmaya göre, şeker hastalarının, zayıf kan dolaşımıyla karakterize edilen bir durum olan periferik damar hastalığına yakalanma olasılığı iki kat daha fazladır. Periferik damar hastalığı olan hastaların yüzde 49,7’sinde tip 2 diyabet tespit edildi.

Nöropati

Diyabet, sinir hasarının bilinen bir nedenidir. Buna ‘diyabetik nöropati’ denir. Orta şiddette semptomlarla başlar ancak günlük aktivitelerin ciddi şekilde kısıtlandığı noktaya kadar ilerleyebilir. Konu ile ilgili olarak, Procter and Gamble Health Şirketi’nin Hindistan Grubu Baş Tıbbi Sorumlusu Dr. Sachin Pawar ‘Diyabet hastaları, diyabetik nöropatinin erken semptomlarını tanımayı öğrenmeleri gerekiyor çünkü erken evrelerinde tespit edilmesi zordur” ifadelerini kullandı.

Diyabetik nöropati, yüksek kan şekeri seviyelerinden kaynaklanan sinir hasarı ile etkilenen bölgede ağrı veya rahatsızlık hissetme yeteneğini azaltabilir.

Bu duyu eksikliği, yara tespitinin gecikmesine yol açarak küçük yaralanmaların daha ciddi yaralara dönüşmesine neden olabilir.

Zayıflamış bağışıklık sistemi

Diyabet bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve vücudun iyileşme sürecini engelleyebilecek enfeksiyonlarla mücadele etmesini zorlaştırabilir.

Yaralardaki enfeksiyonlar iyileşmenin gecikmesine veya ciddi vakalarda amputasyona neden olabilir.

Yüksek kan şekeri seviyeleri

Diyabetli kişilerde yüksek kan şekeri seviyeleri, enfeksiyonla savaşmak için gerekli olan beyaz kan hücrelerinin işlevini bozabilir.

Kalıcı yüksek kan şekeri aynı zamanda büyüme faktörleri ve kolajen üretimini de etkileyebilir. Bunlar yara iyileşme sürecinin hayati bileşenleridir.

Şeker hastalarının yara bakımına yönelik ipuçları:

-Kan şekeri seviyelerinizi takip edin. Zira kan şekeri seviyelerini hedef aralıklarda tutmak, optimum yara iyileşmesini desteklemek için hayati öneme sahiptir.

-İlaç ve yaşam tarzı değişiklikleri de dahil olmak üzere, diyabetinizi kontrol etmek için sağlık uzmanınızın tavsiyelerine uyun.

-Yarayı yumuşak sabun ve suyla nazikçe temizleyin.

-İyileşmeyi geciktirebileceğinden ve cildi tahriş edebileceğinden hidrojen peroksit veya alkol kullanmaktan kaçının.

-Bölgeyi temiz, yumuşak bir bezle kurulayın.

-Enfeksiyonu önlemek için yarayı steril bir bandajla örtün.

-Bandajları sağlık uzmanınızın talimatına göre değiştirin.

-Basınç ve sürtünmeden kaçının, bu nedenle uygun ayakkabı ve kıyafetleri seçerek yara üzerindeki baskıyı en aza indirin. Yaraya sürtebilecek dar ayakkabılardan veya giysilerden kaçının. Yastıklamalı ve destekli ayakkabıları tercih edin.

-Yarayı her gün kızarıklık, şişme, artan ağrı veya akıntı gibi enfeksiyon belirtilerine karşı kontrol edin. Bu belirtilerden herhangi birini fark ederseniz derhal sağlık uzmanınıza başvurun.

-Sigarayı bırakın. Sigara içmek dolaşımı daha da bozabilir ve yara iyileşmesini yavaşlatabilir. Bu nedenle sigara içiyorsanız, bırakmayı veya bırakmak için destek almayı düşünün.

-Tıbbi tavsiyelere uyun. Yaranız hakkında doktorunuza danışın ve tavsiyelerine uyun. Ciddi vakalarda tedaviler, antibiyotikler veya ameliyat önerilebilir.



Erkekler için iki yıl etkili doğum kontrol yöntemi geliştirildi

ADAM adlı doğum kontrol yöntemi, sperm kanallarına yerleştirilen ve suda çözünen bir hidrojel (Unsplash)
ADAM adlı doğum kontrol yöntemi, sperm kanallarına yerleştirilen ve suda çözünen bir hidrojel (Unsplash)
TT

Erkekler için iki yıl etkili doğum kontrol yöntemi geliştirildi

ADAM adlı doğum kontrol yöntemi, sperm kanallarına yerleştirilen ve suda çözünen bir hidrojel (Unsplash)
ADAM adlı doğum kontrol yöntemi, sperm kanallarına yerleştirilen ve suda çözünen bir hidrojel (Unsplash)

Erkeklere yönelik yeni bir doğum kontrol yönteminin denemelerde en az iki yıl etkili olduğunun gösterilmesiyle kritik bir kilometre taşı geride bırakıldı. 

ADAM diye bilinen ve vücuda yerleştirilebilen, erkeklere yönelik hormonsuz doğum kontrol yöntemi, suda çözünen bir hidrojelin sperm kanallarına yerleştirilerek spermin meniyle karışmasını önlüyor.

Hidrojel, belirli bir süre sonra vücutta parçalanarak doğurganlığı geri kazandırmak üzere tasarlandı. Ürünün arkasındaki ABD merkezli şirket Contraline, prezervatif ve vazektomiye alternatif sunan ve eski hale geri dönmeye imkan veren bir ürün geliştirdiklerini belirtiyor.

Contraline klinik testin birinci aşamasında, ADAM'ın 24 ay boyunca sperm salımını başarıyla engellediğini ve denemede bu süreye ulaşan iki katılımcının da menisinde sperm tespit edilmediğini saptadı. Şirket, bugüne kadar ciddi bir yan etki kaydedilmediğini de ekliyor.

Contraline'ın tıbbi direktörü Dr. Alexander Pastuszak, "Amacımız, tüketicilerin ihtiyaçlarına doğrudan yanıt vererek iki yıl etki eden bir erkek doğum kontrolü seçeneği yaratmaktı" diyor.

Bu bulgular, suda çözünen yeni hidrojelimiz ADAM'ın amaçlanan kullanım ömrünü sağlayabildiğini doğruluyor. Güvenliği, etkisi, geri alınabilirliği, erkeklere ve çiftlere daha fazla üreme kontrolü sağlama potansiyeliyle ilgili iyimser olmaya devam ediyoruz.

The Guardian'a göre, klinik deneye katılan 25 kişi farklı zamanlarda kayıt yaptırdı ve daha fazla sonuç bekleniyor. İmplant, 10 dakika süren ve çok az kesi gerektiren bir işlemle, lokal anestezi uygulanarak yerleştirildi, yani hasta süreç boyunca uyanık kaldı.

ADAM çalışması, 26 Nisan'da Amerikan Üroloji Derneği toplantısında sunulacak ve doğum kontrol şirketi, 2025'in üçüncü çeyreğinde başlaması planlanan ikinci aşama klinik çalışması için düzenleyiciden tam onay aldığını duyurdu.

Contraline, bu onayı "erkeklere yönelik uzun süreli, geri alınabilen doğum kontrolün geliştirilmesinde önemli bir kilometre taşı" diye nitelendirerek "üreme sağlığı alanında çok ihtiyaç duyulan yeniliklerde hızlandırılmış ilerleme ve küresel ivmeye zemin hazırladığını" belirtiyor.

Şirket bu çalışmada, İlk İnsan Denemesi'nde elde edilen, güvenlik ve uygulanabilirlik açısından umut verici sonuçların temel alınacağını ifade ediyor.

Independent Türkçe