Uykusuzluk ve stresin üstesinden gelmek için bilimsel yöntemler

Uykusuzluk ve stresin üstesinden gelmek için bilimsel yöntemler
TT

Uykusuzluk ve stresin üstesinden gelmek için bilimsel yöntemler

Uykusuzluk ve stresin üstesinden gelmek için bilimsel yöntemler

Stres genellikle kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve gastrointestinal hastalıklar gibi potansiyel olarak ciddi hastalıkların gelişiminin başlangıç noktasıdır. Stres ve uykusuzluk günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ancak bunların bir grup ciddi hastalığa neden olduğunu anlamalıyız.

Kaygı ve stres kişinin normal saatinden geç uyumasına neden olur. Uyusa bile uykusu yüzeysel olur ve herhangi bir hareket veya ses onu uyandırır. Yani yeterince dinlenmeden uyanır. Bu da kötü ruh haline, yorgun, sinirli, endişeli hissetmeye ve aşırı yemeye yol açar. Resmi istatistikler büyük şehirlerin nüfusunun yaklaşık yüzde 50'sinin uyku-uyanıklık döngüsünün bozulmasından muzdarip olduğunu gösteriyor.

Birçok psikoloğa göre, bu sorun ortaya çıkarılmalı ve herhangi bir arkadaş veya akraba ile konuşulmalıdır. Russia Today haber ağının Vesti gazetesinden aktardığına göre, durum kötüleştiğinde bir psikiyatriste danışmak en iyisidir.

Gazete, günde 10 dakika boyunca sorun hakkında hiç düşünmemenin ve bunun yerine müzik dinlemenin, kitap okumanın ya da meditasyon yapmanın daha iyi olacağını da ekliyor.

Ayrıca her gün sanatsal faaliyetlerde bulunabilirsiniz çünkü bu kaygı ve stres düzeyini büyük ölçüde azaltır. Ayrıca glisin ve melatonin içeren ürünler de diyete eklenebilir. Çünkü glisin anksiyeteyi azaltır ve yatıştırır, melatonin ise doğal ve sağlıklı uykuyu teşvik etmeye yardımcı olur. Ancak tüm bu yöntemler işe yaramazsa uyku ilaçlarına başvurmak gerekir.



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe